Terörist başı Abdullah’ın yakalanma gerekçesini, ‘Kuzey Irak’ın Barzanileştirilmesi’ sürecinin başlangıcı gören çok okuma var…
Keza, “Dağlıca Olayı”ndan ateşlenen süreci, “terör örgütü PKK’nın ‘artık’ tasfiye süreci” olarak gören analizler de şimdi pek moda…
PKK’ya yönelik diplomatik, iç politik ve askeri baskı, örgüte yönelik bir “son”un-umarız akamete uğramaz-yaklaştığı izlerini bırakıyor…
Bugüne kadar PKK’nın “dış destekçileri” olarak suçlananların, aniden “nedamet” getirme sebeplerini sorgulamayacak mıyız?
Yani.. PKK gerçekten biterse, 20 yılı aşkın zamandır Türkiye’yi uğraştıran bu melanetin müsebbiplerine, “hayırdır inşallah” demeyecek miyiz?
Anlaşılıyor ki, “onlar”ın PKK ile işi bitti.. Peki sözde Kürdistan hayalleri de mi bitti? Türkiye’yi, İran ve Suriye’yi parçalama planları da mı söndü? BOP’dan da mı caydılar?
Belli ki Kuzey Irak “süpürülüyor”… Barzani’nin sözde Kürdistan’ı için yer açılıyor. Irak’ın “en huzurlu” bölgesine son rötuşlar atılıyor.
Peki ya Türkiye?
“Güneydoğu’da Barzanicilik yükseliyor mu” diye sormanın zamanı diye düşünüyorum…
Mesud Barzani’nin Türkiye’de bir siyasi taban oluşturmaya çalıştığı rahatlıkla söylenebilir.
Bu tabanın ilk hedeflerinden biri, terörist PKK’nın yandaşları. Barzani, PKK’ya af çıkarılması ve sorunun siyasi zeminde çözülmesi konusunda bu yüzden ısrarcı.
Böylece bir taraftan-daha önce olduğu gibi-kendisine silahlı tehdit oluşturan bir güçten kurtulacak, bir taraftan da PKK yandaşlarını/militanlarını rahatça tarafına çekebilecek.
Bunun somut örnekleri zaten yaşanıyor; Barzani örgütten kaçanları peşmerge yazıyor ve maaşa bağlıyor.
Ama dahası da var.. Örgütten kaçan PKK’lıların Irak’a sığınmaları için, sözde Kürdistan anayasasında, “sığınma hakkı talep edenlerin iade edilmeyeceği” maddesine yer verildi.
“Kim” iade ister dersiniz?
İlginç bir not aktarayım size… Güvenlik birimlerince hazırlanıp devletin üst makamlarına sunulan bir rapora göre, “Barzani yönetiminin bazı PKK’lı teröristlere pasaport vererek Türkiye’ye giriş-çıkışlarda bunları kullanmalarına imkan sağladığı” belirtilmekte.
PKK’nın artan eylemlerinin ardında AKP’nin 22 Temmuz seçim başarısını görenler çoğunlukta. Nispeten doğru ama hayli eksik bir bakış.
Zira bir süredir “siyasallaşma” hayalleri yüzünden pek fazla sesi çıkmayan PKK, Barzani’nin, örgüt militanları ve yandaşları üzerindeki etkisinin farkında. Hem “şiddet dozunun” artmasında hem de DTP’deki görev değişiklerinin ardında bunlar da var.
Bu “radikalleşme” hamlesinin-PKK’nın sonunu getirecek yanlış adım olması harika ama-sonuçlarından biri, Türkiye’de “Barzanici” kesime yaradı.
“Barzani’yi muhatap alma, Barzani politilarını izleme, çözümün ancak böyle olabileceğine ilişkin bakış” parladı.
Bu kesimlere ciddi bir propaganda imkanı sağladı. Onlar da bizim gibi PKK’yı alabildiğine eleştiriyor ama çözüm yolu olarak Barzani’yi gösteriyor.
İşte bu hiç akıl kârı değil!
İster istemez kamuoyunun önüne, bir tarafta tüm Batı ülkelerinin başkentlerinde ve Beyaz Saray’da ağırlanan Mesud Barzani ile diğer tarafta ellerinden bebek kanı akan PKK-zımni olarak-konuldu.
Çok garip. Psikolojik operasyon dediğiniz ne ki zaten?
Bunların hiçbirini tercih etmek zorunda değiliz.
PKK’yı işin başından bugüne kadar lanetledik. Barzani’nin de Türkiye’nin menfaatlerini düşünmek bir yana, bu ülkeye yönelik halisane duygular beslemediğini biliyoruz.
Bunun üzerinde duralım…
Mesud “efendi”nin bu ülkeye yönelik çok parametreli girişimleri bulunuyor. Çabuk unutuyoruz, anımsatayım.. “Türkiye Kerkük’e müdehale ederse biz de Diyarbakır’a müdehale ederiz” sözü kimin?
Diyarbakır DTP İl Başkanı Hilmi Aydoğdu’nun bu pası alan “Kerkük’e yapılmış saldırıyı Diyarbakır’a yapılmış kabul ederiz” açıklamasının parallelliği açık değil mi?
Milletvekili Sırrı Sakık’ın, “buradaki Kürtlerle oradaki Kürtlerin kan bağı var” sözünü de, DTP Genel Başkanı Demirtaş’a yönelik, “milletvekili olmayan birinin genel başkan seçilmesini sindirmek zor” minvalli çıkışı ile birleştirin!
Barzani’nin hep söylenen ama ucu bir türlü yakalanamayan Türkiye’deki ekonomik faaliyetlerine de iyi bakılmalı.
Bu faaliyetler, “Barzani bizim üzerimizden mi kazanıyor” türünden eleştirilerle atlatılamayacak kadar önemli.
Bir süre önce ABD’nin Ankara büyükelçiliğini yapan Robert Pearson bakın ne diyor; “Anadolu’nun güneyi ve doğusu ile Irak’ın kuzeyini ele alırsanız tek bir ekonomik bölge olduğunu görürsünüz.”
Güneydoğu anadolu bölgesindeki küçük illerden kaç yüz kişi şu anda Kuzey Irak’ta işçi olarak çalışıyor? Barzani’nin akaryakıt, sigara, çay, silah, şeker, canlı hayvan, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı üzerinden kaç para kazandığını bilen var mı?
Bu rakamın 20 milyar doları bulduğunu iddia eden kaynaklar var!
Bunlar işin maddi tarafı.. Sosyal-psikolojik etkinlikleri de soralım; Barzani Türkiye’den giden öğrencileri kendi üniversitelerine yerleştiriyor mu?
Türkiye vatandaşlarına “Kürdistan kimliği ve pasaportu” veriyor mu? Türkiye’de yapılan düğün ve nişanlarda Barzani ardına altınlar takılıp, hediyeler veriliyor mu?
Türkiye’den yerleşimci kabul ediyor mu? Türkiye’ye yönelik “basın-yayın” faaliyetlerinde bulunuyor mu?
Bu soruları soruyoruz diye cevaplarını bilmiyoruz sanılmasın!
Ama meramımız başka..
Terörist PKK’dan kurtuluyoruz diye sevinelim ama Barzani politikaları çok daha vahim sonuçlara yol açabilir.
Bu konu daha çok su kaldırır. Devam da ederiz. Ama son olarak şu dipnotu eklemek farz.
Cizre eski Belediye Başkanı ve milletvekili Seyit Haşim Haşimi 2006 yılı sonunda, “Güneydoğu Anadolu bölgesinde geleceği ‘seküler Kürt gruplarıyla dindar Kürt grupları’ arasında gelişmeler belirleyecektir” demişti.
Buna mim koyun! Sonra arkasına bakalım…
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle