En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Sahici siyaset zor değil



Bazen böyle de olur: Sizin küçük gerçeklerden hareket ederek vardığınız sonuç, bir başkası için kendi sonucuna götüren küçük gerçeklerden biridir.

Radikal yazarı Erol Katırcıoğlu'nun dün çıkan “O kadar zor mu?” başlıklı yazısı benim de katıldığım “Türkiye değişiyor” önermesine götürüyor okuyanı; benim o önermeden hareketle vardığım “Medya da değişecek” sonucu ise Radikal yazarının hareket noktası. O okur ve izleyicinin okuduğu/izlediği medya organına verdiği tepkinin 'rasyonel' hale geldiğini müşahede ediyor ve buradan siyasetin de değişeceği sonucunu çıkarıyor.

İster medya-okur/izleyici ilişkisi farklılaştığı için, ister siyasette taşlar yerinden oynadığı için olsun sonuç önemli: Türkiye değişiyor ve herkes bu değişime ayak uydurmak zorunda...

Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Erol Katırcıoğlu 'sol' kesimin önemli fikir ve eylem adamlarından. Yıllardır görüşlerini Radikal'de okurlarıyla paylaşıyor. SHP'nin iktidar olduğu dönemde Erdal İnönü'nün danışmanı olarak olaylara yakın yaşamıştı; şimdilerde de '10 Aralık Hareketi' içerisinde yer alıyor. CHP parantezine sıkışmış görünen 'sol siyaset' zemininde çıkış yolu arayanlardan biri o.

Dediği şu: Yeni teknolojiler kendini ifade etme kanallarının sayısını ve niteliklerini artırıyor; bu da medyayı 'denetilemez' kılıyor. Kendini aldatan gazete ve yazarları dışlıyor okur, televizyonla arasına mesafe koyuyor, alternatif haber alma kanallarını deniyor. Tirajlar ve reytingler etkileniyor bu durumdan. İnsanların görüşlerini belirleyebilme gücü azalıyor yerleşik medyanın, bu da bireylerin görüş oluşturma, görüşlerini ortaya koyma ve tepki verme imkânlarını artırıyor.

“Kimse artık toplumun korkutulmasına dayanan siyasetlere prim vermiyor” diyor Prof. Katırcıoğlu. İnsanlarla ilişkilerin 'sahiciliği' önem taşımaya başlıyor günümüz ortamında. “Sahiden onların isteklerini ne ölçüde ciddiye aldığınız... Onların dertlerine çare olup olamadığınız... Onlara dokunup dokunmadığınız...” Artık bunlar önemli.

“Bu toplumun kendisiyle ilgili bilgileri arttıkça, varolan kimlik ve inanç farklılıklarına rağmen pekâlâ 'birlikte' yaşanabileceği duygusu artıyor. Artıyor, çünkü geçmişte de bunun olabildiği zaten hafızasında kayıtlı. O nedenle de belki de toplum bu kez sahiden 'toplum' olmaya başlıyor Sahiden 'yan yana yaşar' olmaktan 'birlikte yaşamaya' doğru bir adım atıyor.” Erol Katırcıoğlu'nun bu tespiti de yerinde. Beklediği, 'topluma tepeden bakmadan, toplumla birlikte' yeni bir demokrasi anlayışını üretebilmek...

Kendisi “O kadar zor mu?” diye sorarken teklif ettiğinin içinde yer aldığı 'sol' kesim için zorluğunu kabulleniyor zaten.

Aslında Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu sol siyasetin zemininin nerede bulanacağını keşfetmek için Prof. Katırcıoğlu'nun niteliklerine sahip olmak gerekmiyor. Çok uzun zamandan beri 'yapay' bir zemin üzerinde yürütülen 'sağ siyaset', Ak Parti'nin devreye girmesiyle birlikte 'sahici' bir zemine taşınabildi. Vatandaşın isteğini ciddiye alan, dertlerine çare olmaya çalışan, insana dokunan bir siyaset çizgisi Ak Parti'nin izlediği... Yapılması gereken aynı 'sahici' yaklaşımı sola taşımaktan ibaret...

Bu sonuca varmak için kullandığı “Yeni teknolojiler bilgi alma ortamını demokratikleştirdi” önermesi de Ak Parti gerçeğiyle örtüşüyor. 2002 seçiminde de 2007 seçiminde de, yerleşik medya, farklı tercihleri desteklemişti; Ak Parti onlara rağmen iktidar oldu ve onların çiğ/yıpratıcı muhalefetine rağmen güçlenerek yoluna devam ediyor. Sol siyaset de “Medyayı yanımıza almadan olmaz” gerekçesine kulak vermeden kendi 'sahici çıkış' arayışını sürdürmelidir.

Türkiye 'sahici siyasete' hiç bu kadar yakın olmamıştı

yenişafak



Bu yazı 783 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,532 µs