0 0 0000

"Sınırötesi"ne Yunan uçakları?!

Algıda seçicilik mi dersiniz, yoksa ‘takıntı’ mı, bilmem…

Neredeyse ‘istisnasız hergün’ Genelkurmay’ın resmi sitesi, 2-3 hava ihlalini rapor ediyor.

Benim gözlemim, Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon söylentileri ya da operasyonlar sıklaştıkça, Yunan uçaklarının Türk hava sahasını daha çok ihlal ettiği.

“Kuru kuruntu” da sayabilirsiniz bunu!

Dağlıca olayı baz alınırsa, 21 Ekim 2007’den sonra, yanlış saymadıysam, Yunanistan uçakları, tam 52 kez ya uçaklarımıza engelleme yapmış ya da sınırları ihlal etmiş.

Ortalamaya vurursanız , Yunan uçaklarının her gün sınırları ihlal ettiği veya bizimkilere dalaştığı kesin.

Kesin ama bunun sınırötesi veya TSK’nın bölgede yürüttüğü operasyonlarla ilgisi olabilir mi?

Garip bir soru…

Hürriyet’in kaptanı Ertuğrul Özkök bugünkü (21 Kasım) yazısında isim vermeden bir DTP ileri geleni ile görüşmüş…

Şöyle yazıyor; “DTP’nin tecrübeli siyasetçisi ilginç bir şey söyledi: ‘PKK’nın sadece silah bırakması yeterli olmaz. İçerdeki silahlı unsurlarının da Türkiye dışına çıkması gerekir. Yoksa içerde yine sorun çıkabilir.’

Önce bunun ne olduğunu tam olarak anlayamadım. Biraz daha açtı. Geçen dönemdeki en uzun süreli ateşkes sırasında, PKK; içerdeki silahlı adamlarını Türkiye dışına çekmeye çalışırken çok zayiat vermiş.

O geri çekiliş sırasında 500 PKK’lı öldürülmüş. Yani bu defa da aynı şeyin olması endişeleri varmış. PKK’nın silah bırakması gerektiğini o da söylüyor. Ama birilerinin onları ikna etmesi gerektiğini savunuyor.”

Bu dönem, PKK’nın “iklimsel” olarak zaten Kuzey Irak’a çekilme dönemi. Güvenlik güçleri de iyice sıkıştırdığından, “çıkış” bulamıyor olmalılar.

Günlük haberlerden öğrendiğimize göre “giriş” de sıkıntılı. Teröristler Kuzey Irak’tan Türkiye’ye geçmekte de hayli zorlanıyor.

Son bir hafta içinde iki kez, büyük miktarda teröristin geçiş denemesi ters yüz edildi ve canlarını zor kurtardılar.

Yani PKK ne içeri girebiliyor ne dışarı çıkabiliyor.

Şimdi diyeceksiniz ki, “çok güzel ama bunların Yunan uçaklarını taciz ve ihlalleri ile ilgisi ne?”

Doğru bir soru…

İtiraf edeyim, iki olay arasında makul bir bağlantı veya nedensellik kuramadım…

Ama sonra aklıma başka bir “kıyas” yolu geldi…

Türkiye ile Yunanistan arasında gerginlik yaşandığında, PKK eylemlerinde bir değişiklik oluyor mu acaba diye düşündüm...

Kabul ediyorum.. Akıl sağlığı çok yerinde birinin düşünce biçimi değil bu…

Ama “deli miyim, olur mu öyle şey” ikirciklenmemi, fikir jimnastiği yaptığımız bir arkadaş grubunun yardımı ile aştım.

Gruptan bir dost aynen şöyle söyledi; “Hayret bunu nasıl atladın. 1986 yılında yaşanan bir olay PKK’nın Türkiye’ye hiç olmadığı kadar kolayca sızmasına yardım etti. Ege Denizi’nde bir Yunan-Türk gerilimi patlak verdi ve 1986 yazı boyunca da sürdü. PKK’nın Irak ve İran’dan sızmasına karşı en etkili görev yapan ve TSK’nın seçkin birliklerinden oluşan 2 komando tugayı Yunan güçlerine karşı Ege’ye sevk edildi. Bunun neticesinde PKK’lı teröristler rahatlıkla sızma şansı yakaladı.”

İlginç değil mi?

Yine de “Arkadaşını söyle kim olduğunu söyleyeyim” demişler. Ben bu yüzden şüphelerime ilaç olacak bu bilgiyi kaale almıyorum.

Hele hükümetin tam da Yunanistan ile doğalgaz projeleri yapıp, ortak vanalar açtığı bugünlerde. 

Bu yazı 3,110 defa okundu.