En Sıcak Konular

İbrahim Karagül


İbrahim Karagül
0 0 0000

ABD'ye karşı trilyonlarca dolarlık savaş başlatıldı!



ABD dolarının yerlerde sürünmesi, küresel kredisini büyük oranda kaybetmesi, çöküşün eşiğine gelmesi, bu “hazin öykü”nün ABD ve dünya ekonomisi üzerinde ne tür travmaya yol açacağı, petrol ve altın fiyatlarının tehlikeli biçimde yükselmesiyle madene yatırımın neden öne çıktığı, Batı piyasalarındaki kredi/banka krizleri ve bu gidişatın politik çatışmaya ilişkin boyutları nedense ülkemizde derinlemesine analiz edilmez.

Ekonomik yorumcularımız gündelik verilerin ötesine geçemezken, siyasi ve askeri analizcilerimiz dar bölge çatışmaları üzerinde patinaj yapıp durur. Böyle olunca, ne Türkiye için ne de bölgemiz ve dünya için sağlıklı öngörüler, geleceğe ilişkin perspektifler yansımaz bize. Biraz geniş vizyonla olaya bakanlar da sadece piyasa kuralları ile süreci açıklamaya çalışır, o kadar!

Oysa dünyada derin bir sistemik kırılma yaşandığı, yeryüzünde güç mücadelesinin tahayyüllerin ötesine geçtiği, ekonomik/askeri çatışmanın cephelerinin yayıldığı, Batı'nın ekonomik tahtının sarsılmaya başladığı, Batı'dan Doğu'ya bir nevi güç kayması yaşandığı, dünyanın ezici çoğunluğunun ABD'nin küresel liderliğine karşı amansız bir savaş başlattığı, bu savaşın sadece askeri ve siyasi olmayıp ekonomik boyutunun öne çıktığı, yeryüzü kaynaklarının büyük bölümünü barındıran ülkelerin/güçlerin bu kaynakların Batı refahı için kullanılmasına son vermek için bayrak açtığı, doların ve ABD ekonomisinin yaşadığı bunalımın sebeplerinin önemli ölçüde bu olduğu, kısa vadede küresel ekonomiye yön veren kurum ve kuruluşlarda büyük iflaslar yaşanabileceği, dünyanın ABD'ye karşı sert bir ekonomik savaş başlattığı bir gerçek.

Yaklaşık bir yıldır benzer şeyleri yazıyorum. Doların küresel hegemonik gücünü kaybedeceğini, bunun sadece ekonomik bir sorun olmadığını, aynı zamanda siyasi bir tavır olduğunu, petrol fiyatlarının ve altının beklenenden çok daha fazla yükseleceğini, ABD ekonomisinin açıklarının hızla büyüyeceğini, başkalarının parası ile refah satın alma döneminin kapanmak üzere olduğunu tartışmaya çalışıyorum. Bugün dolara karşı savaşın cephelerine birkaç örnek vereceğim. Yedi ülke dolara savaş açtığını açıkça ilan etti.

1. Suudi Arabistan: Dolar rezervlerini elinden çıkarmaya çalışıyor. Bu ülkenin 800 milyar dolarlık bir birikimi var. Bu parayı Euro ve başka para birimlerine dönüştürmeye, zenginliğini başka alanlara yönlendirmeye başlıyor. S. Arabistan'ın tavrının Körfez ve Ortadoğu sermayesini de benzer bir yöne itebileceği belirtiliyor. Burada, 3 trilyon 500 milyar dolarlık bir miktardan söz ediyoruz.

2. Güney Kore: 2005 yılında bu kararı aldı. Ağustos'ta 100 milyar doları elinden çıkardı. ABD'nin siyasi olarak en önemli müttefiki olmasına rağmen Güney Kore 1 trilyon doları elinden çıkarmaya çalışıyor.

3. Çin: Savaşın en önemli cephesi. Pekin'in dolara karşı tavrı dünyadaki gidişatı yönetebilecek durumda. Çin, daha önce 1,4 trilyon dolarlık bir fon ilan etmiş, artık kazancının ABD dolarına, hazine bonosuna yatırmayacağını açıklamıştı. Şimdi bu bonoları elinden çıkarmaya çalışıyor. ABD ekonomisinin en büyük finansörü Çin için şu söyleniyor: “Dünya ABD'yi satın alıyor, Çin bütün dünyayı.” Doların kaderine ilişkin bilgiler, Çin ekonomi sözcülerinin açıklamalarına göre seyrediyor. Onlar da doların kredisinin bittiğini ilan ettiler zaten!

4. Venezüella: Hugo Chavez'in ülkesi, petrol ticaretini dolar üzerinden yapmama kararı aldı. Chavez, petrol sattığı 12 Latin Amerika ülkesiyle ticaretinde dolar kullanmıyor.

5. Fakir ama yükselen petrol ülkesi olan Sudan, bir yandan ABD ile Çin petrol şirketlerinin çatışmasını yaşarken diğer yandan dolara karşı en sert tavır alan ülkelerden. Darfur sorununun neden gündeme getirildiğini sanıyorsunuz!

6. İran: ABD'nin en büyük düşmanlarından İran, bir yandan doların kullanılmayacağı Petrol Borsası çağrılarını yinelerken, diğer taraftan petrol ve doğalgaz ticaretinde dolar kullanımına son verdi. Tahran, petrol ve doğal gaz ticaretinde yüzde 85 oranında Euro kullanıyor. Geri kalanı ise Birleşik Arap Emirlikleri Dirhemi gibi başka para birimleri üzerinden yapıyor.

7. Ve Rusya: Vladimir Putin 2006 yılında petrol, doğalgaz ve diğer ticari ürünlerde Ruble kullanımını içeren bir arayışı açıkça dile getirdi. Moskova dolar rezervini hızla tüketmeye çalışıyor. Ve bunu siyasi bir tavır olarak yapıyor. Tarihte ilk kez, Rusya ve Asya ekonomilerinin altın stoku G-7 ülkelerini geçmiş durumda.

Dolara savaş açanların, dünyanın en büyük savaş nedeni sayılan enerji zengini, batıyla yarışacak şekilde teknoloji üreten, nükleer güce sahip, ticaret hacmi ve sermaye birikimi hızla artan ülkeler olduğuna, bu ülkelerin yakın bölgelerini etkilediğine dikkat çekelim. ABD ekonomistlerinin bir çoğunun, “dünyanın ağırlık merkezi doğuya kayıyor” endişelerini de hatırlayalım. Fırsat bulmuşken birkaç not daha aktarayım:

1- İran'la Çin arasındaki ticaret ve yatırım hacmi yüz milyar dolara çıktı.

2- Stalin'den sonra ilk kez Tahran'a giden Putin'le Ahmedinejad, enerji, nükleer ortaklık, silahlanma ve diğer alanlarda ikili ticaret hacmini on yılda 200 milyar dolara çıkarma anlaşması yaptı.

3- Rusya ve Çin'in, Asya ekonomilerini de yanlarına alarak, Dünya Bankası ve IMF'ye karşı büyük bir savaş başlatmaya hazırlanıyor.

5- Venezüella, Arjantin, Brezilya, Uruguay, Paraguay, Bolivya ve Ekvator gibi Latin Amerika ülkeleri, Dünya Bankası ve IMF'ye alternatif olarak Güney Bankası diye bir proje başlatıyor…

6- Türkiye'nin K. Irak'a müdahale ihtimali petrol fiyatlarını yükselten tek etken değil. Fiyatlar, müdahale K. Irak'tan petrol sevkıyatını durduracak diye yükselmedi. Dünya, Türkiye'nin müdahalesinin bölgedeki güç dengelerini tamamen değiştireceği ve ABD'nin enerji projelerini felç edeceğinden korktu. Asıl sebep bu.

Ben, dar bölge çatışmaları olark izlediğimiz büyük dünya savaşının ekonomik boyutu ile ilgili bilgiler aktarmaya çalıştım. Bu çarpıcı gelişmeleri yeri geldiğinde paylaşmaya devam edeceğim.

yenişafak



Bu yazı 1,083 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Nisan 2012 Türk-Kürt-Sünni..
    • 30 Mart 2012 Suriye satrancı, İsrail'e askeri üs
    • 16 Şubat 2012 En tehlikeli ihtimal: Ya savaş tersine dönerse!
    • 10 Şubat 2012 Hesaplaşma: Kim kimi tasfiye edecek?
    • 2 Aralık 2011 Bitti Esad, gerçekten bitti..
    • 18 Kasım 2011 Artık, Suriye ile savaş halindeyiz!
    • 9 Eylül 2011 Evet, Tahrir'de konuş! Tarihi değiştir! De ki...
    • 18 Ağustos 2011 İran-Suriye ve PKK: O 'kart' yine masada..
    • 10 Ağustos 2011 Altı saat ne konuştular?
    • 27 Temmuz 2011 Ölüm koalisyonu Haçlı savaşçıları..
    • 22 Temmuz 2011 Avrupa Birliği parçalanıyor..
    • 29 Nisan 2011 Cuma, öfke, kan...
    • 10 Şubat 2011 Barış beklerken savaş gelmesin!
    • 31 Aralık 2010 Bir casusa bu kadar para veriliyor mu!
    • 29 Aralık 2010 İki not ve bir kirli ittifak!
    • 24 Eylül 2010 İsrail-PKK bağlantısı bu işi bozabilir mi?
    • 3 Şubat 2010 Bu toplantı hiç de hayra alamet değil!
    • 17 Aralık 2009 İran-Suudi savaşına doğru mu gidiyoruz?
    • 8 Aralık 2009 Reşadiye'den kim ne mesaj veriyor?
    • 28 Ekim 2009 Birileri tarih yapıyor, bunu kimler yazacak?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,294 µs