En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Yeni bir dönemin koşulları



Başbakan Erdoğan'la Başkan Bush'un Beyaz Saray buluşması sonrasında akla takılan bazı sorularla yanıtları bu yazımda özetlemeye çalışacağım.
Kuzey Irak'a yönelik olarak Türkiye'yi bir tuzağa çekebilecek nitelikte bir sınır ötesi operasyon ihtimali hâlâ var mı?
Böyle bir ihtimal uzaklaşmış durumda.
Türkiye'nin böyle bir operasyona niyeti var mıydı?
Sanmıyorum.
Hükümetin de, askerin de böyle bir sınır ötesi operasyona baştan beri mesafeli durdukları söylenebilirdi.
Ya Türk-Amerikan ilişkilerini kötüye götürecek bir gelişme olasılığı?..
Beyaz Saray buluşmasıyla böyle bir olasılık bugün için gündemin alt sıralarına indi.
Türkiye bundan sonra Kuzey Irak'ta PKK'ya yönelik olarak hiç mi operasyon yapmayacak?
Yapabilecek ama bu operasyonların sınırlı nokta operasyonları niteliği taşıyacağı anlaşılıyor. Bush'la Erdoğan'ın vardıkları mutabakata göre, bu konuda Amerikan tarafı Türkiye'ye istihbarat yardımı yapacak.
Bu ne kadar önemli?
Washington'la Ankara arasında bu kanal eğer gerçekten işlerse çok önemli. Başbakan Erdoğan'ın deyişiyle bu istihbarat anlık istihbarat olacak.
Bu ne demek?
Diyelim, bir grup PKK'lı Kuzey Irak'tan Türkiye sınırına doğru hareketlendi; bunun istihbaratı Türk tarafına ulaşır ulaşmaz operasyon için anında düğmeye basılabilecek.
Bunun örneği var mı?
Evet var. Özellikle 1994'de PKK'ya karşı mücadelede böyle bir istihbarat katkısı Amerika tarafından Türkiye'ye yapılmıştı. Bu konuda, Kürtler isimli kitabımın 231. sayfasında şu satırlar yer alır:
"Başbakan Çiller'in yakın çevresinde bulunmuş üst düzeyde bir güvenlik yetkilisiyle yaptığım bir sohbette, PKK'ya karşı mücadelede 1994'ün bir dönüm noktası olduğunu belirterek şöyle demişti:
'1994 başında düğmeye basıldı Ankara'da. Amerika'dan da istihbarat desteği akmaya başladı. Bu sayede Güneydoğu'nun birçok yerinde nokta atışlarıyla terör örgütünün 200-250 kişilik gruplarını vurduk."
Böyle bir mekanizma bu kez Kuzey Irak'taki PKK varlığına karşı işletilmeye başlayabilirse, etkili olur. PKK bundan böyle bir adım atmadan önce bin kere düşünmek zorunda kalır.
İşler mi?
Beyaz Saray'da, en üst düzeyde Başkan Bush tarafından bunun sözü verilmiş durumda. PKK ortak düşman ilan edildi. 'Stratejik ortaklık'ın altı çizilerek, Türkiye'yle Amerika arasında Genelkurmay İkinci Başkanları düzeyinde, Irak'ta Amerikan Komutanı'nın da dahil edildiği bir 'üçlü mekanizma'nın kurulduğu ilan edildi.
Küçüksenecek gelişmeler değil mi?
Tabii değil.
Ama yine de ihtiyatlı olmakta yarar var. Çünkü, böyle bir mekanizmanın zaman içinde etkili olarak çalışmaya devam etmesinin bazı siyasal koşulları olabilir. Washington Türkiye dönüp, "Benim de İran'la, Suriye'yle, Hamas'la bazı zorluklarım var; sen de bunlara biraz anlayış göster!" diyebilir.
Yani al ver dünyası...
Evet öyle.
Türkiye'yle Amerika arasında, Kuzey Irak'ta PKK'ya karşı mücadele konusunda en üst düzeyde yapılan irade beyanıyla birlikte başka bazı adımların daha atılması gerekir diye düşünüyorum.
Nedir bunlar?
Ucu açık ve önkoşulsuz bir ateşkes için PKK'ya Talabani'nin, Barzani'nin, ABD'nin, AB'nin şu sıralar ağır baskı uygulaması...
Başka?
Türkiye'nin Talabani'yi, Barzani'yi muhatap alarak diyalog kapısını mutlaka açması...
Başka?
PKK'nın silah bırakması ve şiddete son vermesi için yine Irak Kürt liderliği, ABD ve AB tarafından ciddi biçimde baskı altına alınması...
Başka?
Bu sürecin içinde Türkiye'nin de dağdakileri indirmek konusunda açılımlarını hazırlaması...
Başka?
Erdoğan hükümeti 2003, 2004'de Kıbrıs'la ilgili olarak yaptığı vites değişikliğini, yani soruna değil çözüme taraf olma siyasetinin (ki bu politika AB yolunu açtı) benzerini Kürt sorunu konusunda da uygulayacak bir siyasal iradeyi göstermesi...
Bunlar söylendiği kadar kolay mı?
Elbette değil.
Ama siyaset çözmek için vardır, sorun biriktirmek için değil.
AKP hükümeti eğer demokrasi ve AB ipini elinde tutarak, ABD ile ilişkilerini rayına oturtarak, Kürt meselesinde de kendi 'oyun planı'nı oluşturabilirse Türkiye'nin önü açılır.
Bu bakımdan, Erdoğan'la Bush'un Beyaz Saray buluşması yeni bir dönemin kapısını aralayabilir mi?
Böyle düşünüyorum.
İhtiyatlı da olsa iyimserim.

milliyet



Bu yazı 1,104 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,666 µs