En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

MHP de suçluyu buldu



Önce iki rakamı hatırlatayım. İlki şöyle: Bazı arkadaşlar üşenmez, arada sırada " Gazetelerde kaç köşe yazarı var " diye sayarlar. Hafızamın bir köşesinde kalmış veri kırıntısına göre, bu sayı bir ara 460 civarındaydı. Şimdi ne kadardır; bilmiyorum. Diyelim ki 400 olsun.
İkinci rakam ise Referans gazetesinde yazan Cengiz Çandar'ın esprisiyle ortaya çıktı. Futbol takımı benzetmesiyle İkinci Cumhuriyetçilerin ilk 11'ini saydı Çandar:
"Kalede: Mehmet Barlas . Geri dörtlü: M.Ali Birand, Cengiz Çandar, Murat Belge, Mehmet Altan . Orta saha: Eser Karakaş, Etyen Mahçupyan, Ali Bayramoğlu, Hasan Cemal . İleri ikili: Şahin Alpay ve Orhan Pamuk ..." ( 22 Eylül )
Espri yankı buldu. Çandar'dan sonra İkinci Cumhuriyetçilerin ' B' ve ' PAF' takımlarını da belirleyenler çıktı.
Böylece ikinci rakama da geliyoruz: İkinci Cumhuriyetçi köşe yazarlarının sayısı 33'ü aşmıyor. Hadi biz 40 diyelim.
Yani 400 köşe yazarından sadece yüzde 10'u bu çizgide fikir beyan ediyor.
***
Yukarıdaki rakamları ve ortaya çıkan oranı akılda tutarak, gelelim kamuoyuna yapılan iki açıklamaya.
İlk açıklama, 22 Temmuz seçimlerinden bir süre sonra CHP tarafından yapıldı. Seçim yenilgisini araştıran parti, bu sonuca yol açan etmenlerden biri olarak İkinci Cumhuriyetçileri de listesine eklemişti.
İkinci açıklamayı ise dün MHP Başkanı Devlet Bahçeli yaptı. Bahçeli'ye göre, " mandacı anlayışın temsilcileri olan " İkinci Cumhuriyetçiler, " özgürlük ve çok sesli demokrasi paravanını " kullanarak, " Cumhuriyetin kurucu kabullerini tasfiye edebilmek " amacıyla, " bölücü mihrak " ile " emel birliği " içine girmişler.
***
İçimizde uyanan hayret duygusunu spor spikeri deyişiyle ifade edersek: " Vay anasını sayın seyirciler !"
Şu İkinci Cumhuriyetçiler ne kadar güçlü bir takımmış ki köşe yazarlarının sadece 10'da birini oluşturmalarına rağmen, Birinci Cumhuriyet'in kalesine gol üstüne gol atabiliyorlarmış.
Ne muhteşem bir takım ki bu... CHP'yi muhalefete mahkum etmiş, şimdi de sıra MHP'ye gelmiş. Onu da soyunma odasına boynu bükük gönderecekmiş.
***
Şaka bir yana, ben artık ciddi ciddi şöyle düşünmeye başladım:
Kim, 'İkinci Cumhuriyetçi' adı verilen yazarlardan yakınıyorsa...
Kim, onları kötülüyorsa (dikkat, ' eleştiriyorsa' demiyorum)...
Kim bu grubu; karşılaştığı yenilgilerin, başarısızlıkların, sıkıntıların ve hatta belaların nedeni olarak gösteriyorsa...
Anlayın ki o kişinin ya da partinin fikri yapısında, ideolojisinde, siyasi hedeflerinde; bir kofluk, bir bozukluk, bir eksiklik var.
Aksi halde bu kadar küçük bir grup, böylesine etkili olabilir mi?
Belli ki bulmuşlar karşılarında acemi kaleciyi; ters köşeye yatırıp duruyorlar.
***
Devlet Bahçeli'nin sözleri bir noktaya kadar anlaşılır elbette. Milliyetçi siyasetin kırk yıllık söylemi bu: Kabahatli hep başkasıdır .
" Şu okullar olmasa ne iyi yönetirdim " diyen maarif nazırı misali... O "başkası" olmasa, ülkede sorun kalmayacak.
" Cancağızım, biraz da kendinizi sorgulasanız " demek bir işe yaramıyor. Suçlu her zaman öteki! Ve ne hikmetse şu ötekiler hiç bitmiyor.
Neyse... Dediğim gibi bunlar bildik, tanıdık suçlamalar. Ancak o satırlar arasında, " özgürlük ve çok sesli demokrasinin " İkinci Cumhuriyetçiler tarafından paravan olarak kullanıldığı iddiası var ki...
O da tanıdık, o da bildik bir laf elbette ama nasıl desem, nahoş kokulara insan alışamıyor işte.
Hani 12 Eylül rejiminin MHP'lileri de içeriye atmasından sonra, "demokrasi ve çok seslilikte" anlaşmıştık?
Şimdi mızıkçılık mı yapıyorsunuz?


Bu yazı 1,502 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,578 µs