Org. Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay Başkanlığı görevini devralırken, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinin hiçbir döneminde bugünkü gibi birçok tehditle aynı anda karşılaşmadığına vurgu yapmıştı.
Büyükanıt'ın, dün yayımladığı 29 Ekim mesajında da aynı yaklaşım hâkimdi.
Genelkurmay Başkanı olduktan sonra basın mensuplarıyla yaptığı konuşmalarda, bu tehdit algısını yineler ancak, "merak etmeyin" diyerek, Türkiye'nin kuruluş yıllarına göre daha kötü durumda olmadığını, bu tehditlerin de üstesinden gelebileceğini eklerdi.
Büyükanıt'ın 29 Ekim açıklaması bu görüşünü de yansıtıyor.
Genelkurmay Başkanı'nın üzerinde durduğu iki tehdit, bölücülük ve irtica...
Ulus bütünlüğü ve laik yapıya yönelik iki tehdidin altını çizen Org. Büyükanıt, TSK'nın, PKK'nın Gabar ve Dağlıca saldırılarıyla ilgili bir "kararlılık" vurgusu da yaptı.
Bir yandan diplomatik girişimler sürerken, TSK'nın yaklaşımını, bu saldırıyı yapanlara misliyle karşılık vermeye kararlı oldukları biçiminde açıkladı.
Büyükanıt, bu mücadelenin bir saldırıya karşılık vermek veya bir sınır ötesi harekât yapmakla sınır olmadığını dünkü mesajında belirtiyor. Teröristler etkisiz hale getirilinceye kadar bu mücadelenin süreceğinin altını çiziyor.
Beka sorunu
Büyükanıt'ın 29 Ekim mesajı vesilesiyle şunu anımsatmak yerinde olur:
TSK, Kuzey Irak'taki gelişmeleri Türkiye'nın bekasını ilgilendirecek önemde görüyor. PKK'yı da Türkiye'nin bekasını ilgilendiren tehditlerin bir unsuru olarak görüyor.
Teşhisi böyle koyduğu için mücadele anlayışını da buna göre belirliyor.
Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti ilanını, Türkiye'nin beka sorunu olarak tanımladıktan sonra Kerkük'ün statüsü ve nihayet PKK'yı da bu olgunun iki unsuru olarak niteliyor.
Sorun böyle bir aşamaya geldiğinde tıpkı Atatürk ve arkadaşları gibi Türkiye'nin kuruluş döneminde verilen mücadeleye benzer bir mücadeleye de hazır olduğunu açıklıyor.
Bu nedenlerle TSK'nın mücadele anlayışı, PKK faaliyetlerine, son saldırılara yanıt vermekle sınırlı değil. Fotoğrafın bütününe bakarak geleceğe doğru da pozisyon aldığı söylenebilir.
Bu yaklaşım içinde TSK, ABD, Irak ve Barzani yönetimlerinin tutumlarını da böyle ölçüp değerlendirecektir.
ABD'nin tutumu
50 yıldır ABD'nin başını çektiği Batı dünyasıyla birlikte hareket eden ve NATO'nun en büyük güçlerinden birini oluşturan Türkiye, ABD'nin alacağı tutumu netleştirmesini bekliyor.
1991 Birinci Körfez Savaşı ve özellikle Mart 2003'te Irak'ın işgalinden sonra yaşanan süreçte, ABD'ye karşı Türk kamuoyunda büyük bir güvensizlik oluştuğu biliniyor. Aynı duygunun giderek TSK'da da yer tutmaya başladığı gözleniyor.
Bu nedenle ABD'nin alacağı kararlar ve sergileyeceği tutum, Türk-ABD ilişkilerinin bundan sonraki seyrini de belirleyecektir.
Türkiye'ye "bıçak kemiğe dayandı" dedirten gelişmeler karşısında dahi ABD'nin oyalama politikası izlemesi, kırılmalar gösteren ilişkileri aşılması zor krizlere sürükleyebilir.
milliyet
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle