En Sıcak Konular

Umur Talu


Umur Talu
0 0 0000

Kasrı Şirin mi şirin!



Hep birlikte, Başbakan'ın ABD Başkanı Bush ile yapacağı görüşmeyi bekliyoruz.
"Hep birlikte" derken, sadece burası da değil; çok yerde.
Kararlı olduğumuz için isteklerimiz belli:
1. PKK'nın Kuzey Irak'tan kazınması. Ya Irak, Kuzey Irak, ABD tarafından; ya sınır ötesine ABD'nin "anlayışlı" yaklaşmasıyla.
2. Bir de ek olarak, Komite'de kabul edilen "Ermeni soykırım tasarısı" nın Temsilciler Meclisi genel kuruluna gelmemesi.

Mutlaka düşünüyorsunuzdur.
Bu kadar "net istekler" karşısında ABD ne yapacak?
a) Hiçbir şey istemeyecek;
b) Azıcık bir şey isteyecek;
c) Makul bir şey isteyecek;
d) Makbul bir şey isteyecek.


a) şıkkı, şahane. Ama "diplomatik alışveriş" öyle yürümüyor.
b) şıkkı da fena değil. Ama ABD gibi bir büyük "küçük" le tatmin olmuyor.
Geldik c) ile d)'ye.
Oradaki kimyasal olay şudur: Makul ile makbul sentezinin kim için makul ve makbul olduğu.


Peki, tahmin edin bakalım, ABD için şu sıralar ne makul ve(ya) makbuldür?
Haklısınız; soruyu "ABD ve İsrail için" diye sormalı.
Ne?


Bunun için her ülkede şu sıra devlet gündeminin başındaki maddelere bakarsanız, "en ortak madde" yi bulursunuz.
O da "sınır ötemiz" dir.
Lakin, Kasr-ı Şirin tarafları.
Yani İran.

İsrail'de şu sıra "İran'ın nükleer silahlanma potansiyeli" yine baş mevzu.
ABD'de ise, "İran'a yaptırımlar" la ilgili tasarı . Ambargodan belki de "bombargo" ya kadar.
O yüzden, makul ile makbul ün tahmini zor değil.
"İran" diye başlayan çeşitli maddeler.
Yani, aynı Irak işgali öncesinde olduğu gibi, ABD'nin Birleşmiş Milletler'de elde edemediği
"uluslararası hukuk" u, başına buyruk, keyfi, dayatarak ve İran'dan önce, bizim gibi müttefiklerine, özel olarak da "İran'ın komşuları" na dayatarak guguk halinde icra ve iğfali.
"İran'ın komşuları"; öyle mi?
Afganistan ile Irak zaten işgal altında ve "Amerikan bezi" ne sarılıyken, geriye kalan "önemli komşu" yu elinizle koymuş gibi bulursunuz zaten!


Karşımıza ilk elde (muhtemelen) şunlar gelecek:
1. ABD'nin İran'a ekonomik yaptırımlarına Türkiye'nin de anlayış göstermesi ve uyum sağlaması.
2. ABD, (Türkiye gibi) PKK'yı "terör örgütü" sayarken, Türkiye'nin de (ABD gibi) İran Devrim Muhafızları'nı "terör örgütü" saymayı şöyle bir düşünmesi. Fazla da düşünmemesi.
Ve bunlar henüz "makul" diyecekleri maddeler.
"Makbuller" ise; bir adım geriden sırıtacak. Misal olaraktan:
Irak'taki Amerikan askeri varlığı İran'a karşı kullanılırken, askeri olmasa dahi "Irak'ta koalisyon ortağı" sayılan Türkiye'den, gerekirse, Irak'ın Sünni ve Şii bölgeleri için asker talebi.
Daha makul bir makbul olaraktan; Afganistan'da Taliban'ın mevzi kazanışı yüzünden, Türkiye'den ek asker talebi.
İncirlik'in muhtemel İran bombardımanları için kullanımı.
İran'la çatışma ve savaş ihtimallerinde, Trabzon limanının da buna eklenmesi; Türkiye'ye ve(ya) Türkiye üzerinden, ABD askerleri sevkine müsaade.
Peki; böyle takas talepler gelirse, bizim devletin, hükümetin, Genelkurmay'ın hazır bir cevabı var mıdır?
Vardır mutlaka. Makul mu karşılarlar, tepki mi koyarlar; onu bilmiyorum. Siz olsanız ne derdiniz, onu da bilmiyorum.
Ama, sanki Türkiye (kamuoyuyla birlikte) tam da bu takasa gelsin diye de son aylarda bunca can gitti diye şüpheleniyorum.

Not olarak: Herhalde en tuhaf şu olacak:
"PKK terör örgütüdür" diye anlaşan iki müttefik, ABD ile Türkiye, iş PKK'nın ikizi PJAK" a gelince ne yapacak?
"İran'a saldırsın" diye ABD ile İsrail tarafından teşvik ile tahkim edilen, silah da verilen ve "terör örgütü sayılmayan" PJAK yani!


Ben yine de, muhtemel pazarlıkta;
Şunca yıla binlerce gaf sığdıran Bush ile ekibi karşısında; kaçırılan erin ailesine başsağlığı mesajı yollayabilen bizim devlet ve hükümet yetkililerini daha şanslı görüyorum.

Duyuru: Medya, gazetecilik, yamukluk ve bu gazete; sektörde çalışanlar, işten çıkarmalar, sansürler ve boyun eğenler ile boyun eğmemeler üstüne bir Dipsiz Kuyu hafta içinde.

sabah



Bu yazı 1,040 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Ocak 2009 Kravatın vicdanı
    • 15 Ocak 2009 Yeraltı ordusu!
    • 26 Aralık 2008 Hakikatin içyüzü
    • 15 Aralık 2008 Onların oğulları kızları...
    • 11 Aralık 2008 Bak şu bakana!
    • 23 Kasım 2008 Üç ana...
    • 17 Kasım 2008 Taş ile bomba... Kanun ile adalet
    • 13 Kasım 2008 Ya öyle değil de böyle ise...
    • 19 Ağustos 2008 Kırk tilki kırk ayak
    • 28 Temmuz 2008 Kahpelik!
    • 28 Ekim 2007 Kasrı Şirin mi şirin!
    • 10 Ekim 2007 Düşünmeye davet
    • 26 Ağustos 2007 Biat kültürü imiş!
    • 21 Haziran 2007 Büyük lokma... Büyük konuşma
    • 20 Haziran 2007 Susurluk, Ankara Sauna, Atabey Kaldırım, Danıştay Trabzon, İstanbul bomba Cumhuriyet
    • 17 Haziran 2007 Her senaryo aktörünü bulur
    • 11 Haziran 2007 Şimdi incir zamanı
    • 3 Haziran 2007 Bana her şey seni hatırlatıyor!
    • 29 Mayıs 2007 Bunu da gördük!
    • 28 Mayıs 2007 Kanmayın kıymayın!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,439 µs