Bugün herkes söylemiş… Terör büyük bir saldırıyı askerimizle birlikte toplumsal bütünlüğümüze yöneltiyor diye… Bugün herkes hemfikir… Terör kahpe tetiğini çekerken hepimizi hedef alıyor… Bin yıldır bu ülkede nice emeklerle kurduğumuz kardeşliğimizi hedef alıyor. Yapmak zordur, yıkmak kolay… Biz zor olanı başardık. Kolay olana geçit vermemeliyiz…
* * *
Dün hükümetten yayın yasağı geldiğinde ilk önce ne yapmamız gerektiğini düşündük. Yayın yasağı RTÜK tarafından radyo ve televizyonlara bildirilmişti. Yasak internet medyasını kapsamıyordu. Yani hala bu alanda doldurulmamış bir boşluk var. Hükümet internet medyasının gücünü görmemiş olmalı. Aralıkta bir yaşını dolduracak iyibilgi’nin dünkü hiti yüz binin üzerindeydi. Tek bir haberimiz yirmi bin okundu. Bu kimi gazetelerin tirajlarından fazla…
Dediğim gibi radyo ve televizyonlara yasak geldiğinde ne yapacağımızı sorduk kendimize ve şuna karar verdik. Devlet ağır bir psikolojik harp tehlikesi sezmiş ve bunun önlemini almak istemişti. Bu yayın yasağı tüm kuruluşlara ortak politika için bir çağrıydı. Buna kayıtsız kalamazdık.
Yayın yasağı radyo ve televizyonlara gelse de biz de o kervana katıldık. Sorumlu yayıncılık ilkesi gereği otokontrolü devreye soktuk ve terörle ilgili haberlere yer vermedik. Olanları da anasayfadan indirdik. Elbette bunun yanlış bir strateji olduğunun, toplumun bilgilenme hakkının her kayıt ve şartta ayakta durması gerektiğinin altını çizerek.
Ancak elbette alınan karar bir tehlikeyi işaret ediyordu. Bugün farkına varılsa da biz dün bunu haberleştirdik. Devlet ve siyasetin üç üst düzey kesiminden, Köşk, hükümet ve anamuhalefetten gelen çağrıların, ağır bir psikolojik saldırı altında olduğumuzu gösterdiğini, devletin bundan endişe ettiğini yazdık. Bu endişeye Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın “tepkiler hiçbir zaman şiddete dönüşmemeli” çağrısı eklendi. Bugün gördüğümüz haklı olduğumuz ve memnunuz ki büyük bir çoğunluk karşı karşıya bulunduğumuz psikolojik operasyonun farkında… Peki, bu farkındalık zamanında mı gerçekleşti? Pek sayılmaz. Biraz geç kaldık…
Ağır provokasyon Türkiye’deki kardeşliğe sıkılan bir kurşundu. Biz bunun farkına kurşun canımızı acıttığında vardık. Yaralandık… Ama olsun, zararın neresinden dönülse kardır ve yaralar doğru melhemlerle iyileşir. Zaman alır ama iyileşir…
* * *
Sokaktaki her vatandaş ağır bir sorumluluk taşıyor bugün. Aklına yönelmiş sahra toplarını bin yıllık toplumsal hafızasıyla çürütmek, bu ülkede kirli ellerle pazarlanan kardeş kavgasına geçit vermemek hepimizin sorumluluğu… Ancak vatandaştan beklediğimizi elbette ‘büyük’ yayın organlarından da beklemek hakkımız diye düşünüyorum. Türkiye’nin en büyük internet gazetesi olduğunu ileri sürenler dün PKK yayın organının geçtiği o kayıp sekiz askerin fotoğrafını yayınladılar. Onlar yüklendikleri sorumluluğun farkında değil mi? Yoksa biz mi abartıyoruz.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle