En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Terörün serbest bölgesi olmamalıyız



Devletler bugünün dünyasında terör karşısında eskisinden daha zayıf durumdalar; ne kadar güçlü olursa olsun her devleti terörle yönlendirmek mümkün bugün. Terör de bu istikamette nitelik değiştirmişe benziyor; eskisinden farklı olarak, bir yerel amacı gerçekleştirmekten çok devletleri hizaya getirmek için başvuruluyor teröre. Buradan çıkan sonuç belli: 'Terör örgütü' denilen organizmalar, hiç değilse çoğu, uluslararası hesapların gerçekleştirilmesinin aracı durumundalar.

Türkiye'nin bugünlerde karşı karşıya kaldığı teröre de bu açıdan yaklaşmak gerekiyor. PKK örgütü geçmişte alıştığımız türden eylemler gerçekleştirmiyor: Eylemleri daha çok askerî hedeflere karşı; çok sayıda insanın hayatını kaybetmesini amaçlıyor. Böylece askerliğin 'zorunlu' olduğu ülkemizde, 20 yaş civarındaki gençleri öldüren PKK, yakıcı ateşin ülkenin her tarafına düşmesini sağlıyor. Ülkemizin en güçlü kurumu olan Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) eylemleriyle tahrik etmesi de cabası.

Bütün bunların ince hesaplara dayandığını herhalde hepimiz görüyoruz. Bir ince hesap daha seziliyor son terör eylemlerinde: Türkiye'nin başının ABD Kongresi'nde 'Ermeni yasa tasarısı' ile ağrıtılacağının da fena halde farkında terörle ülkeyi sarsmayı planlayanlar... 'Şehit cenazeleri' arttığında bütün ülkenin ayağa kalktığını, siyasi iktidarların başka konuları göremez hale geldiğini de bildikleri çok açık. Akıllı, bilinçli, ne yaptığını bilen bir terörden söz edebiliriz.

Terörün akıllı ve bilinçli olduğunu biliyorsak, bu tür teröre karşı mücadelenin de aynı akıl ve bilinçle yapılması gerektiğini kabul etmemiz gerekir. Terör eylemleriyle devletleri zora düşürmeyi hedefleyen teröristler ve destekçileri, bunu, karar alma mekanizmasında bulunanların aklını kamaştırarak başarmayı amaçlıyorlar. Bugünün dünyasında terör, teröre karşı mücadelenin başarılı olup olmayacağını da kendi belirliyor.

PKK terörüne bu tespitler ışığında bakarsak künhüne daha kolay vakıf olabiliriz. PKK terörü, bugün, Türkiye'yi uluslararası platformda belli davranışlara sevk etmeyi hedefliyor. Teröre karşı mücadele teröristi tecrit ederek başarılı olabilir değil mi? Oysa teröre karşı mücadele hazırlığı içerisine girenler cepheyi genişletecek tedbirler peşindeler; Irak'ın kuzeyinde yuvalanmış az sayıdaki teröristi yok etmenin yolu, herhalde, bütün Kuzey Irak'ı karşımıza dikecek bir operasyon olmamalı.

Dün Meclis'te kabul edilen 'tezkere' tehlikeleri de içinde barındırıyor. Tezkere'yi kabul eden Meclis, bununla, teröre karşı mücadele yolunda bir başka ülkeye askeri müdahale kararı alma yetkisini hükümete devretmiş oldu. Hükümet bu yetkiyi kullanarak bir yıl içerisinde istediği zaman TSK'yı Irak'a gönderebilir.

Peki, hükümet, kendisine devredilen bu yetkiyi kullanmalı ve kuzeyindeki PKK varlığını yok etmek için Irak'a asker göndermeli mi?

Yazıyı bu noktaya kadar okuyanlar, soruya ne cevap verilmesi gerektiğini de biliyor olmalı.

Doğru olan davranış, teröre karşı savaşta kararlılık noktasında asla zaaf görüntüsü vermeden, PKK'yı tecrit etmeyi ve ardından da yok etmeyi amaçlayan bir yöntem geliştirmektir. Bunun için başvurulması gereken akılcı yöntem, Türkiye'nin bölgede ve dünyada kendisini yalnızlaştırmayacak bir tavrı benimsemesidir. ABD'nin Irak'ta yaşadıklarından en iyi dersi çıkaracak ülke Türkiye'dir çünkü.

Aksi halde, şimdilerde yalnızca 'PKK terörü' denilen heyulaya muhatap olan Türkiye, bir yanlış adımla, terörün serbest bölgesi haline dönüşebilir.

Terör sahneleyenlerin aklıyla terörle mücadele edenlerin aklı çarpıştığında, kazanan, teröristler olmamalı.

yenişafak



Bu yazı 931 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,349 µs