En Sıcak Konular

Leyla İpekçi


Leyla İpekçi
0 0 0000

Türkiye'yi birlikte sevmemiz imkânsız mı?



Hak ve adaleti tesis etme gayreti göstermek yerine insanların katledilmesine etnik köken ekseninde birtakım mazeretler üretenler ve bundan siyasi olarak nemalananlar bugün şehit askerlerimizin ardından timsah gözyaşı döküyor olmalılar.
Zira kalleşçe öldüren, katleden, yok eden kimselerin ne ırkı önemlidir, ne kökeni, ne de milliyeti. Zorbalık eden ve yaşama hakkını gasp eden kim olursa olsun, cezai yaptırıma tabidir. Arkasından vurulan Hrant Dink'in cenazesinde yürüyen kitlelere 'Ermeni dölü' diyerek derhal 'hain' bir kimlik iliştirmek suretiyle hepsini topluca infaz edenler bu cinayeti lanetlemek yerine "şehit cenazeleri için aynı kişiler yürürler mi bakalım" diyerek kışkırtıcılık yapmayı yeğlemişlerdi. Sanki bir katliam diğerinden daha meşru olabilirmiş gibi, katledilenlerin 'popülarite'sini kıyas ederek ölülerimiz üzerinden siyaset yapmışlar, meseleyi devletlerin politik kumpasları üzerinden ele almakta bir beis görmemişlerdi.

Oysa devletler birer aygıttır ve vicdanları yoktur. Bireylerdir vicdan muhasebesi yapmakla mükellef olan. Bugünlerde ise medyada, elektronik postalarda hararetle intikam yeminleri büyüten, meseleyi 'Kürt'ün kanı' veya 'Türk'ün kanı' olarak ele alan her iki taraf da yine kalbimizin bölünmesine hizmet ediyor. Minibüste taranarak katledilen, mayına basarak ölen, pusuya düşürülerek ateş hattında can veren askerlerimizin, vatandaşlarımızın ardından bazı yazarlar çizerler, bazı siyaset adamları daha çok üzülme hakkını buldular kendilerinde. Siyasi rant veya medya iktidarı elde etmenin başka yolu olmaması ne kadar acı. İstiyorlar ki PKK'nın bu apaçık zulmünden sonra bugüne dek "Kürt sorunu vardır" demiş olanlar da kısa yoldan PKK yanlısı ilan edilsinler. Böyle mi mücadele edeceğiz hak adına? Şehitler üzerinden aydınların kendi 'demokratlık' ölçütlerini yarıştırarak birbirini 'dövmek' için malzeme devşirmelerini dehşete düşmeden izlemek olası mı?

Öte yandan PKK'nın şiddetini kesin bir dille reddedenler arasında yalnızca Türkler mi var diye henüz sormadıysak, derhal sormamız gerek. Kürt kökenli ve bugünlerde gözü yaşlı komşunuz, eş dost akrabanız yok mu sizin de? "Şiddetle olan tek ilgimiz şiddet mağduru olmamız" diyen Kürtler yok mu etrafınızda? O halde Genç Siviller'den Kürt gençlerine (aktaran Bayramoğlu) kulak vermeliyiz birlikte:

"Köylerimiz yakıldı küsmedik, göç edip en kötü yerlerde yaşadık, en kötü işleri yaptık isyan etmedik. Akrabalarımız faili meçhullere kurban gitti, intikam peşinde koşmadık, üzerimize bombalar atıldı hukuktan başka bir şey istemedik" diyor ve silahtan başka çözüm istemeyen PKK'yı lanetliyorlar: "Mağdur insanlar zalimleşmeye başladığında yeni mağdurlar yaratacaklardır. Siz de bizim zalimleşmemizi mi istiyorsunuz? Bu mu bu ülkedeki derin güçlerle ortak paydanız? (...) Birileri bu ülkede adaleti, vicdanı ve insanlığı ayaklar altına alarak çevremizi kirletebilir; ama biz kendi kapımızın önünü her zaman temiz tutacağız."

Bu seslere kulak vermek yerine, Yalsızuçanlar'ın deyişiyle "dili yasaklanan, zorunlu iskâna tabi tutulan, çocuklarının ve köylerinin ismi değiştirilen, bir vakitler oruçlu iken dışkı yedirilen, günde yirmi saat işkence gören, hastalanan, sakatlanan, başka ülkelere iltica eden, alabildiğine ötekileştirilmiş, cahillik, yoksulluk ve kimlik krizi ile yaralanmış insanları" PKK'nın kanlı terörüne karşı seferberlik ilan edilir edilmez vicdanın üzerindeki kara örtülere mi gömeceğiz?

Terörün failini bütün Kürt kökenli, 'vatan hainliği'ni bütün Ermeni kökenli vatandaşlarımıza yıkarak vatana duyduğumuz sevgiyi çoğaltamayız. Zalim olan ile olmayanı birbirinden ayırmamız gerek. Şiddet ve intikamın dilini cenazelerde misilleme niyetine kullanırsak Genç Kürtler kadar 'temiz' kalmamız söz konusu olabilir mi? Sevilenin bizim nazarımızda 'sevgili' olmaktan başka bir kimliğe ihtiyacı yoktur. Onu tüm kusurlarıyla birlikte kabulleniriz. O halde hep birlikte sevmemiz mümkün olacak mı acaba bir gün bu 'sevgili' vatanı?

zaman



Bu yazı 905 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 10 Haziran 2008 'Temel ilkelerin iktidarı'yla evrensel adalet mümkün mü?
    • 3 Haziran 2008 Barış Meclisi'nde, barışın ortak diliyle
    • 27 Mayıs 2008 Adaletin merkez ve çevresi
    • 20 Mayıs 2008 Güneydoğulu dillerde yaşamak
    • 13 Mayıs 2008 Orta Anadolu; Modern yerellikler, çoğul kimlikler
    • 6 Mayıs 2008 Asıl gayrimüslimler çekti bu ittihatçı zihniyetten!
    • 29 Nisan 2008 Adaleti hangi dil ile talep edebiliriz?
    • 22 Nisan 2008 Özgürlük ve barıştan korkanların 'Tam bağımsız Türkiye'si
    • 15 Nisan 2008 Hakikat, ideolojik birimlerle ölçülemez
    • 8 Nisan 2008 İktidardan indiriliş öyküleri: Hep aynı kelimelerle
    • 30 Mart 2008 Ateş ve bahçe
    • 25 Mart 2008 Taraf gazetesi nasıl 'İslamcı ve AKP yanlısı' oldu?
    • 11 Mart 2008 Zalimin diliyle hakkı savunmak
    • 4 Mart 2008 Üniversiteye tarikatlar girecek diye çeteler mi girsin?
    • 19 Şubat 2008 Başörtülüler 'herkes için özgürlük' isteyince...
    • 12 Şubat 2008 Korku tutsaklığından özgür düşünce çıkar mı?
    • 5 Şubat 2008 Ilımlı İslam, laiklik ve 'emperyalizm işbirlikçileri'
    • 31 Ocak 2008 Halkların 'kendi olma özgürlüğü'
    • 29 Ocak 2008 Türbandan korkanlar neden adaletsizlikten korkmuyor?
    • 27 Ocak 2008 Biricik olmak

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,866 µs