En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

'Referanduma hayır' diyenlerin kör noktası



Boğaziçi Üniversitesi siyaset bilimi hocalarından Prof. Binnaz Toprak, Başbakan Erdoğan'ın " Türkiye referandum kültürüne alışmalı " sözünü eleştiren bir yazı kaleme aldı. ( Radikal, 12 Ekim )
Toprak, "Siyaset bilimi literatüründe bu tartışma ' doğrudan demokrasi' ile ' temsili demokrasi' arasındaki farklarla bağlantılı ele alınır" diyor...
Ardından da ' halkoylamalarına' dayanan yönetim biçiminin sakıncalarını tarihten verdiği örneklerle ortaya koyuyor. Lafını bağlarken de, özetle "Bizim referandum kültürüne değil, asıl konsensüs ( mutabakat, uzlaşma ) kültürüne alışmamız gerekiyor" diyor.
Hocamızın bir de "pratik" önerisi var: "Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini referanduma sunma ısrarından vazgeçmelidir."

Ben, Binnaz Toprak ve onun gibi düşünenlerin, tüm kaygılarını anlıyorum, gayet makul buluyorum ve bunların birçoğuna katılıyorum.
İşi doğrudan doğruya halka bıraktığınız zaman, son derece olumsuz sonuçlar da alabilirsiniz.
Siyaset bilimi ve uluslararası sorunlar konusunda uzmanlaşmış Hindistan kökenli ABD'li gazeteci Fareed Zakaria, Türkçeye de çevrilen ' İlliberal Demokrasi' (Kırmızı Yayınları) başlıklı kitabında bunun çarpıcı bir örneğini verir:
"Eğer Amerikan halkına bırakılsaydı, sayıca az olan zenciler, asla demokratik haklarına kavuşamazdı."
Ancak Binnaz Toprak gibi düşünenler, sorunu " tek yönlü " ele alıyor. "Tek yönlü" derken şunu kastediyorum:
Onlara göre hükümetin ya da çoğunluğa sahip partinin başlıca amacı, elindeki iktidarı çoğaltmak. Bir " aşırı güç yoğunlaşması " sağlamak...
Gerçekten de iktidar sahiplerinin böyle bir eğilimi vardır. Hele Türkiye'de! Hatta partileri geçtik... Spor kulüpleri gibi gönüllü kuruluşlarda bile aynı "güç yoğunlaşması" karşımıza çıkıyor.

Ben de tam bu noktada, şunu soruyorum: Mesele bundan mı ibaret? Yani halkoylamasına gitmenin tek amacı, güç yoğunlaşmasını sağlamak mı?
Yoksa halkoylaması, aynı zamanda başka bir iktidar odağına karşı alınmış bir tedbir, bir savunma aracı mı?
Bence işin böyle bir yönü daha var ve Binnaz Toprak gibi düşünenler kaygılarında haklı dahi olsalar, olayın "o tarafını" kurdukları denkleme dahil etmiyorlar.

Hükümetin ya da çoğunluk partisinin kendini savunmak zorunda hissettiği " öteki iktidar odağı " nedir, kimdir?
Buradaki anahtar kavram ' juristocracy'dir.
Bu kavramı Türkçeye, " yargıç devleti " ya da " yargıç iktidarı " diye çevirmek mümkün.
"Yargıç iktidarı ", yüksek yargı mensuplarının (mesela anayasa mahkemesi üyelerinin) " teknik " bir faaliyette bulunmaktan çıkıp, " siyasi karar verici " haline gelmelerini anlatan bir kavramdır.
Eski Cumhurbaşkanı Sezer, " Anayasa Mahkemesi, siyasi iktidar karşısında, denge rolü oynamalıdır " dediğinde, işte o 'yargıç iktidarını' veciz bir biçimde ifade ediyordu.
'Yargıç iktidarı' Türkiye'ye has bir durum değil. ABD'den İsrail'e, Kanada'dan Yeni Zelanda'ya, yüksek yargı kuruluşlarına sahip bütün ülkelerde bu eğilimi görüyoruz.
Bizde son olarak 367 kararında bu yargıç iktidarı kendini apaçık ortaya koydu. Hem de hukuku, mantığı, aklı ve temayülleri hiçe sayarak koydu...
Üstelik bu yargıç iktidarı tek başına da hareket etmiyor. Üniversitelerden, sivil bürokrasiden, entelektüellerden ve ordudan da destek alıyor.
Meclisler, hükümetler ya da çoğunluk partileri de, kendilerine rakip olan bu alternatif iktidarı aşabilmek için çeşitli yöntemlere başvuruyorlar. Halkoyu da işte bu yöntemlerden biri...
Ben 'yargı iktidarı' kavramını denklemin içine sokmadan yapılacak bir değerlendirmenin ciddi biçimde eksik kalacağını düşünüyorum.
Ancak Binnaz Toprak ya da Şahin Alpay gibi referanduma karşı çıkan entelektüeller, 367 sorununu bizzat yaşamalarına rağmen, yorumlarında 'yargı iktidarı' kavramını (ya da benzeri bir yaklaşımı) kullanmıyorlar.
Sormak gerek: "Bu" iktidardan (hükümet, vs.) çekiniyorsunuz... Peki ama "öteki" iktidardan (juristocracy) niye hiç söz etmiyorsunuz? Bu iktidarı " kötü ", öteki iktidarı ise " iyi " bulduğunuz için mi?
Sanırım burada bir kör nokta var!

sabah



Bu yazı 2,335 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,941 µs