En Sıcak Konular

Yahya Bostan



Yahya Bostan
0 0 0000

Saldırının üçüncü boyut okuması



Böyle zamanlarda zordur konuşmak. Hırs arkamızdan sinsice yaklaşır… Öfke sağduyunun gözlerini kapar, sımsıkı… Sağduyu yerini haklı ama keskin bir nefrete bırakır. Toprağa düşen kan kurumadan, gözlerimiz hiçbir şeyi görmez. O an atacağımız adımın neler getireceğini göremeyiz: Öfke bir sistir…

13 şehidin ardından zordur konuşmak. Toprağa düşen genç bedenlerin acısı yüreğimizi dağlar. Öfkeyle bürülü gözlerimiz o ölümcül tuzağa iter bizi. Mahallenin her sakini, sokakta yürüyen adam, kaldırımın karşısındaki genç kız, bu yasa katılır. Yas benliğimizi sarar, acı bizi büyütür. Ancak acı bir sistir.

Damarlarımız kabarmıştır bir kere… Önümüze konan tuzak pamuktan bir yatak gibidir… Kaybettiklerimizin yasıyla, akan kanın öfkesiyle, kalbimizdeki acıyla… O yorgunlukla o tuzağa uzanmak, soluklanmak isteriz. Ancak soluklanırken farkına varırız içine düştüğümüz şeyin. Tuzağın okları etlerimizi yaralar. Kalbimizdeki acı vücudumuza yayılır. İşte o an gözlerimizi bürüyen sis dağılır.

Bugün 13 şehidimize ağlıyoruz hepimiz. Ancak ağlamakla bitmiyor iş. Türkiye’yi 1990’lı yılların başına götürmek isteyen bu saldırıların, içimizi acıtsa da, çaresizliğimiz bizi çıldırtsa da, arkaplanında ne olduğunu görmek zorundayız. Öfkemizi acımızı bastırıp sağduyumuza sarılmalıyız.

Önce öldürülen on iki sivil, ardından şehit edilen on üç asker. Neden şimdi? Bu soruyu sormalıyız. Kimin oyuncağı olduğu artık belli olmayan, bir o yana bir bu yana savrulan terör örgütünün neden böylesi bir katliama giriştiğini sorgulamak zorundayız. Acımız aklımızı elimizden almamalı. Kör öfkenin bizi yanlış cevaplara götüreceğinin, bize yanlış adımlar attıracağının bilincinde olmalıyız.

ABD’nin Irak’ta düştüğü durum artık yeni hesapların yapıldığı bir sürece sokuyor tüm bölgeyi. İngiltere sadece Irak’ı değil, ABD’yi terk ediyor. Fransa İngiltere’nin yerini alıyor. ABD Irak’a çok uluslu güç istiyor. Türkiye yeni hesaplara göre kendini konumlandırmaya çalışırken, MİT Müsteşarı yılbaşında yaptığı açıklamada “izleyemeyiz” uyarısında bulunuyor. Onu emk. Org. Hilmi Özkök “politikamızı değiştirelim, daha aktif olalım” açıklamasıyla izliyor. PKK da boş durmuyor işte. Çomak sokuyor. Türkiye’nin bölgesinde artacak nüfuzuna çomak sokuyor. Üstelik sadece kendi adına yapmıyor bunu. PKK’nın bir amacı yok artık. Tek amacı varlığını sürdürebilmek. Bu yüzden başkalarının amaçlarına taşeronluk ediyor.

İşte bu yüzden şunun ayırdına iyi varmalıyız. Bu saldırılar sonrasında atacağımız adımlar ile PKK arasında genel anlamda bir bağ yok. PKK bize karşı kullanılan bir silahsa, silaha saldırmaktan öte bir şey yapmış olmayız. Tetiği çeken el ve o elin sahibini görmeden terörle savaşamayız.

Peki, tetiği çeken el kim? İşte son saldırıdan da anlaşıldığı gibi bu sorunun yanıtı en can alıcı noktamız. Eğer o tetiği ABD çekiyorsa, kendine de kurşun sıkıyor demektir. Çünkü artık bıçak kemiğe dayandı. ABD kendine kurşun sıkar mı? ABD dediğimiz şey asker-sivil bürokrasi ise hayır cevabını verebiliriz. Ancak ABD asker sivil bürokrasiden ibaret değil. ABD içinde bir sürü ABD var.

Tetiği çeken el kim sorusunun yanıtı önemli. Bu sorunun yanıtını ben de arıyorum. Bu üçüncü bir devlet de olabilir, farklı bir yapılanma da. ABD ve Türkiye’nin ortaklaşa adım atacağını, Türkiye’nin bölgede daha etkin bir role soyunacağını gören, hem ABD’yi hem de Türkiye’yi vurmak isteyen üçüncü bir ülke… Ben yanıtı arıyorum. Biraz bunun üzerine yoğunlaşalım.



Bu yazı 1,927 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Temmuz 2008 ‘Dünyanın en büyük siyasi projesi’ ne demek?
    • 28 Temmuz 2008 Baykal’ın göremediği…
    • 10 Kasım 2007 Baykal’ın danışmanı kim?
    • 6 Kasım 2007 İtiraf edelim: İşte Oval Ofis’ten çıkan sonuç!
    • 31 Ekim 2007 Türkiye’nin Brzezinski’si var mı?
    • 26 Ekim 2007 Ne intikamı? ABD bizden intikam almıyor!
    • 24 Ekim 2007 Artık farkındayız: Bu provokasyona dur deyin!
    • 23 Ekim 2007 O sekiz askere ne oldu?
    • 21 Ekim 2007 Son saldırı: PKK neden bu kadar rahat?
    • 18 Ekim 2007 Bu filmi çok gördük: Oyunun farkında mısınız?
    • 15 Ekim 2007 Tuzak: Tasarı çekilirse ne olacak?
    • 11 Ekim 2007 “27 sersem Amerikalı…”
    • 10 Ekim 2007 Bakmayın, Türkiye’de iyi şeyler de oluyor!
    • 8 Ekim 2007 Saldırının üçüncü boyut okuması
    • 5 Ekim 2007 Referandum karmaşası: Bu güne nasıl geldik?
    • 28 Eylül 2007 Malezya bitti: Şimdi hasar tespit zamanı!
    • 17 Eylül 2007 Kendinizi koruyun: İran bitti, Malezya geliyor!
    • 8 Eylül 2007 Stratejik analiz: Hükümet değil devlet politikası!
    • 30 Ağustos 2007 Artık kolları sıvama zamanı!
    • 23 Ağustos 2007 Kulisleri hareketlendiren ziyaretin perde arkası!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,030 µs