Basit bir konu sıkıntısı veya gündem oluşturma çabasının tezahürü değil tartıştığımız beyhude şeyler. Türkiye'de düpedüz "korku ticareti" yapılıyor.
Birileri korkuyu üretiyor, diğerleri jelatinli ambalajların içine paketliyor, öbürleri de pazarlıyor. Emtia "korku" olunca herkes duruyor ve dikkat kesiliyor. "Türkiye Malezya olur mu?" sorusu böylesine bir "korku ticareti" örneği değil miydi?
Demagojinin, yoğun bir duygu istismarı ile mantık ve muhakemeyi iptal etme çabası olduğunu hatırlayalım. İnsanları mantıklarına değil, duygularına hitap ederek ve düşünmelerine engel olarak etkilemek. "Korku siyaseti" demagojinin zirvesidir. "Türkiye Malezya olacak!" telkinine vereceğiniz "eyvah" nidasından sonra, akıl ve mantık zincirinin en muhteşem sorusu olan "nasıl yani?"yi soramayacağınız kritik bir zaman aralığında duygularınız esir edilecektir. Bu atlamak zorunda kaldığınız "nasıl yani?"nin içinde karşılaştıracağınız nesnelere ve olaylara dair bütün "neden ve niçin" soruları da bulunmaktadır. Kısaca korkutularak size dayatılan hükmü sorgulamadan kabul etmek zorunda kalırsınız. İnsanların düşünmesini, akılcı kararlar vermesini engellemenin en emin yolu korkutmaktır.
Peki neden? Korku ticareti neden yapılır?
Korkunun tam karşı kutbuna "umut"u koyduğumuz zaman korku ticaretinin neye hizmet ettiğini anlamak mümkün. Bütün totaliter ideolojiler insanları düşmanlarla korkutarak bir arada tutmaya çalışır. Düşmanlığın ve çatışmaların en yoğun olduğu toplumlar, keskin ideolojilerin düşmanlık ürettiği toplumlardır. "Daha iyi bir dünya" umudu ise ancak özgür toplumların ufkunda yer alabilir. Öyleyse totaliter ideolojiler korkuya, özgürlükler ise iyimser umutlara yaslanır.
Türkiye çoğu kimsenin hâlâ anlayamadığı keskin bir değişim yaşıyor. Artık ömrünü tamamlayan statüko ve onun sahipleri, tarihi belirleyen aktörler olmaktan çıkıyor. Eski, arkaik, işe yaramayan düzen çöküyor. Yerine çağa uyumlu bir dünya kuruluyor. Eski düzenlerin çöktüğü her kritik evrede olduğu gibi, eski düzenin sahipleri direniyor, ayrıcalıklarını korumak için bulabildikleri her çareye başvuruyor. Korku bunun için seferber ediliyor. Korku ticareti işte bu eski düzenin ayakta durmaya çalışan sahipleri tarafından yapılıyor. Korkuyu üretenler, paketleyenler ve pazarlayanlar tek bir amaca hizmet ediyor: Değişimi durdurmak ve eski düzeni ihya etmek. Korku paranoya düzeyine çıktıkça değişimin belirsizliğinden kaçış ve eskinin her yanı dökülen viranelerine sığınma çabasının artacağı umuluyor.
Hâlbuki Türkiye imkânsız denilen şeyleri başarıyor. Makûs talihimiz gibi görünen yoksulluk döngüsü kırılıyor. İç sorunlarını, bünyesini sağlamlaştırarak aşacak bir Türkiye ufukta daha belirgin hatlarla görünüyor. Korkularımızın yerine umutlarımız egemen oluyor.
Korku ticareti aklı iptal etmek için yapılınca, bu ticareti yapanların da aklı dumura uğruyor. Düşmanlardan, tehlikelerden, felaketlerden bahseden korku tiratları ne kadar koyu bir cehaletle malûl, dili nasıl da tel tel dökülüyor. Bu dilin saklayamadığı bir düşmanlık ortaya çıkıyor. Geleceğe yönelik umutlarımızın dayanağı olan demokrasi ve özgürlükler, bizi bekleyen tehlikenin sebebi olarak gösteriliyor. Sorun gelip, halkın yetersizliğine, "yanlış" tercihlerde bulunmasına dayanıyor.
Demokrasinin ve özgürlüklerin oluşturduğu özgüvenle korku ticaretini gündemden düşürmeliyiz. İmtiyazlarını kaybeden eskimiş seçkinlerin korkularını aristokrasinin mezar taşlarına işleyerek aydınlık geleceğe ayak bağı olan karanlığı aşmalıyız.
"Eyvah" nidalarıyla başlayan korku ticaretine karşı Millî Marş'ımızın ilk iki kıtasını yüreğimizi de koyarak haykırmalıyız.
zaman
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle