En Sıcak Konular

İbrahim Karagül


İbrahim Karagül
0 0 0000

Kuzey Irak nükleer silah deposu olacak



12 Eylül 2007'de İsrail uçaklarının Türk hava sahasını kullanarak Suriye'ye girmesini konu almış, bunun İran'a karşı da yapılabileceği üzerinde durmuştum. Buradan hareketle, bölgesel tansiyonun çok arttığını, yoğun stres birikiminin bir yerlerde patlayabileceğini hatta bölge için nükleer saldırı senaryolarının konuşulduğunu dikkat çekmiştim.

Aktardığım bilgi şöyleydi:

New York Times ve Washington Post'ta küçük haber olarak yayınlandı, bizim dikkatimizi çekmedi. 6 Eylül'de, ABD Hava Kuvvetleri'ne ait bir B-52 bombardıman uçağı nükleer silahlarla havalandı. Kuzey Dakota'daki askeri üsten kalkan uçak, 6 adet nükleer başlıklı Cruisse füzesi taşıyordu. Louisiana'ya kadar bu füzelerle ve W-80-1 nükleer başlıklarla uçtu. Her bir füze 150 kilotonluk patlayıcı taşıyordu ve Hiroşima'ya atılandan on kat daha güçlüydü. Olay Bush'a kadar aktarıldı ve bunun “yanlışlıkla” olduğu açıklandı. “Yanlışlıkla” bir B-52 bombardıman uçağı nükleer füzelerle havalanabiliyor, inanıyor musunuz? Peki, 40 yıl sonra ilk kez bir ABD uçağının nükleer silahla kalktığını söylersek!..

ABD-İran krizinin alabildiğine tırmandığı, Başkan Yardımcısı Cheney'nin Ortadoğu Danışmanı David Wurmsar'a göre, İsrailli bazı baskın grup liderlerine İsrail'in İran'a füze saldırıları başlatması gereğinden söz ettiği, Natanz'dakie nükleer tesisi bombalamasını istediği, İran'ın karşı saldırısının ise ABD'ye İran'a saldırı hakkı vereceğini söylediği günlerdi.

Savaş uçakları 40 yıl sonra ilk kez nükleer silahlarla havalanıyordu. Sonra nedense uçaklar hedeflerine varmadan program iptal ediliyordu. B52'ler 1996-98 yılları arasında nükleer silah yüklü uçakların indirildiği Barksdale hava üssünde Irak'ı bombalıyordu. 2003 işgali sırasında aynı uçaklar aynı hava üssünden yüzlerce kez kalkıp Irak'ı bombalamıştı. Garip biçimde aynı uçaklar ve aynı hava üssü tekrar gündemde yerini alıyor. Ama bu sefer atom bombalarını tekrar hatırlatarak.

B-52 ağır bombardıman uçaklarının özellikle, bilinçli olarak nükleer silahlarla donatıldığını bir ay sonra öğreniyoruz. ABD yönetiminin bilgisi dahilinde bu uçaklar atom silahlarıyla havalandırılıyor. Adres olarak da Irak belirleniyor. Nükleer silahlar Irak'a götürülmek için uçaklara yükleniyor. O zaman olayın “yanlışlık” olduğu, ABD Başkanı Bush'a kadar bütün yönetime haber verildiği ve durumun önlendiği belirtilmişti.

Şimdi ise iddia tam tersine döndü. Bizzat ABD yönetimi bu silahları Irak'a göndermek istiyor. ABD, NATO ve İsrail, İran'a karşı bölgesel düzeyde hazırlık yapıyor ve bu hazırlığın içinde nükleer operasyon planları da var. İşte o füzeler Irak'a İran için gönderilecekti. İddialara göre bazı kaynaklar bu bilgili basına sızdırdı ve plan iptal edildi. Nükleer silahların Irak'a götmesi böylece engellendi…

Peki bazı kişilerin deşifre edemediği transferlere ne olacak? Çok gerilere gidelim. 13 Temmuz 2004 tarihine.. O günkü yazım tamamen ABD ve müttefiklerinin Irk'a kitle imha silahları soktuğu yönündeydi. “Ürdün ve Suudi Arabistan plakalı” kamyonların Nisan'ın ilk haftası Irak'a girdiği, Ürdün ve S. Arabistan sınır güvenliğinin araçları denetlemediği ve sınırdaki ABD ve İngiliz birliklerine yönlendirdiği belirtiliyor. Irak Geçici Hükümet Konseyi'nden bir yetkili; “Çok sayıda şüpheli conteyner kamufle edilerek ABD özel birlikleri tarafından bir yerlere götürüldü” dedi. Şu cümleler de o güne ait:

ABD'nin gizli bir operasyonla kargo gemilerine yüklenen uzun menzilli füzeleri de Güney Irak'a naklettiği belirtiliyor. İşin ilgin yanı, bu füzelerin 1980 ve 1990 arasında üretilmiş olması. Yani ABD'nin Saddam'a verdiği silahların aynısı..

O zamandan beri bir Ortadoğu savaşı hazırlığı vardı. Nükleer silahların da dahil olduğu bir kaos/kâbus senaryosu. Son birkaç hafta içinde bu çalışmayı güçlendiren önemli gelişmeler oldu. Şu bilgiyi de verelim de, dünyayı sarsan yeni bir dehşet senaryosunun nasıl ortaya çıkabileceğine dair kanaatimiz oluşsun.

ABD'deki nükleer tesislerin ve nükleer silah depolarının büyük bölümünü hissesinin önemli bir kısmı İsrail yönetimine ait olan Magal Güverlik şirketi sağlıyor. Türkiye'nin verdiği dolarlarla yeniden ayağa kalkan İsrail Havacılık Endüstrisi'ne bağlı bir kuruluşken, Buckingham Sarayı ve ABD'deki havaalanları dahil Amerikan hapishanelerin elektronik güvenliğinin yüzde 90'ını da bu şirket sağlıyor. Nükleer ve kimyasal silah tesislerinin, silah depolarının, yüksek risk içeren benzer kuruluşların yüzde 80'ini İsrail ordusuna/istihbaratına mensup bir şirket karşılıyorsa gerisini siz düşünün!

Çok tartıştık: Soğuk Savaş döneminde Türkiye topraklarına yerleştirilen atom bombaları hâlâ ülkemizde. Balıkesir, İncirlik, Akıncı gibi üslerle korunuyor hâlâ. Şimdi sıkı durun: ABD yakın dönemde bu silahları Türkiye topraklarından alır. Nereye mi götürür? Durum biraz sakinleşsin elbette Kuzey Irak'a… İsrail'den Kuzey Irak'a yapılan nakilleri, ABD'den yapılan füze nakillerini, 2004'ten beri devam eden sevkıyatları iyi izleyelim. Kuzey Irak bir garnizon ülkeye, nükleer silah üssüne dönüşüyor. Ne için? İran için, Büyük Ortadoğu Savaşı için.

yenişafak



Bu yazı 970 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Nisan 2012 Türk-Kürt-Sünni..
    • 30 Mart 2012 Suriye satrancı, İsrail'e askeri üs
    • 16 Şubat 2012 En tehlikeli ihtimal: Ya savaş tersine dönerse!
    • 10 Şubat 2012 Hesaplaşma: Kim kimi tasfiye edecek?
    • 2 Aralık 2011 Bitti Esad, gerçekten bitti..
    • 18 Kasım 2011 Artık, Suriye ile savaş halindeyiz!
    • 9 Eylül 2011 Evet, Tahrir'de konuş! Tarihi değiştir! De ki...
    • 18 Ağustos 2011 İran-Suriye ve PKK: O 'kart' yine masada..
    • 10 Ağustos 2011 Altı saat ne konuştular?
    • 27 Temmuz 2011 Ölüm koalisyonu Haçlı savaşçıları..
    • 22 Temmuz 2011 Avrupa Birliği parçalanıyor..
    • 29 Nisan 2011 Cuma, öfke, kan...
    • 10 Şubat 2011 Barış beklerken savaş gelmesin!
    • 31 Aralık 2010 Bir casusa bu kadar para veriliyor mu!
    • 29 Aralık 2010 İki not ve bir kirli ittifak!
    • 24 Eylül 2010 İsrail-PKK bağlantısı bu işi bozabilir mi?
    • 3 Şubat 2010 Bu toplantı hiç de hayra alamet değil!
    • 17 Aralık 2009 İran-Suudi savaşına doğru mu gidiyoruz?
    • 8 Aralık 2009 Reşadiye'den kim ne mesaj veriyor?
    • 28 Ekim 2009 Birileri tarih yapıyor, bunu kimler yazacak?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,318 µs