Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçilmesinden sonra yaşadıklarımız, yeni döneme ilişkin olarak kurumların pozisyonlarını yavaş yavaş netleştirmeye başladıklarını gösteriyor.
Gül'ün Çankaya'ya çıkması yeni bir durumdu. Bazı açılardan "ilk"ler taşıyordu. Gül ve AKP açısından bakıldığında Çankaya daha önce geçilmemiş bir eşikti. Gül'ün cumhurbaşkanı almasıyla bu eşik de geçilmiş oldu.
Kurumlar yeni durum karşısında yeni pozisyonlarını belirliyorlar.
Yeni pozisyon alma siyaset kurumlarında da devlet kurumlarında da gözleniyor.
Bu açıdan şöyle bir özet yapılabilir.
Gül'ün pozisyonu
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, seçildiği günden bu yana, "gerginlik yaratmamaya özen gösteren" bir pozisyon aldı. Hem davetli hem de ev sahibi olduğu resepsiyonlara eşsiz giderek, "türban" tartışmasına ortam oluşmasını engelledi.
Gül, "türban"ı eşsiz davet yöntemiyle alan dışı tutarak kendine göre bir "eşitlik" ortamı yarattı. Ancak bunu genel bir kural haline getirebilir mi? Her davet için uygulayabilir mi? Bu soruların yanıtı için 29 Ekim Cumhuriyet resepsiyonu önem taşıyacak.
Bunun dışında Gül, bütün siyasi partilere Çankaya'nın açık olduğu mesajını da verdi. Herhangi bir ayrım yapmadı.
Gül'ün toplumun bütün kesimleriyle diyalog halinde bir Çankaya yönetimi göstereceği, verdiği işaretlerden anlaşılıyor. Ayrıca özellikle dış politikada aktif bir cumhurbaşkanı olacağı da belli.
CHP'nin boykotu ve TSK'nın mesafeli duruşuna karşın, bir "küskünlük" içine girmeyeceği de görülüyor.
CHP'nin pozisyonu
CHP, yeni duruma karşı ilk pozisyon alan parti. Baykal ve CHP'nin, Gül'ün cumhurbaşkanlığı konusunda herhangi bir meşruiyet sorunu görmediği, ancak Çankaya ile temas içinde olmayacağı da söylem ve eylemleriyle kesinleşti. Cumhurbaşkanı ile CHP arasında, "devlet zirvesi" dışında diyaloğun olmayacağı anlaşılıyor.
DSP ortada
DSP'de ise kafa karışıklığı var gibi. Gül ile Baykal arasında kalmış bir görüntü veriyor. CHP'den farklılaşmaya çalışıyor ama Gül'e de mesafeli durmak istiyor. İkisi de tam olmuyor. Verdiği izlenim bu.
MHP'nin pozisyonu ise farklı. MHP, Gül'ün seçilebileceği ortamı sağlayan parti konumunda. Cumhurbaşkanı Gül'le bir sorunu yok. MHP'de türbana bakış da CHP gibi değil. Bahçeli ve MHP'nin hassasiyeti Gül ve türban değil, "üniter yapı, ulusal bütünlük". Önümüzdeki dönemde de MHP'nin bu konularda yoğunlaşacağı açık.
CHP'den çok farklı bir pozisyon alan MHP, "kriz değil çözüm üreten muhalefet" anlayışıyla destek göreceği düşüncesinde. "Yapıcı ana muhalefet" hedefi gözettiği söylenebilir.
TSK'nın pozisyonu
Gül'ün cumhurbaşkanlığı karşısında Genelkurmay da pozisyonunu belirlemiş durumda. Kabullenme açısından bir sıkıntı yaşadığı açık. Gül'ün seçilmesinden memnun oldukları söylenemez. Ancak, TSK açısından da bir meşruiyet sorunu elbette yok.
Yazılı kurallar çerçevesinde Cumhurbaşkanı Gül'le görevlerinin gerektirdiği gibi çalışacaklar. Bunun dışında zorunlu olmayan hallerde faaliyetlere katılmayacakları veya düşük düzeyde temsil edilmeyi tercih edecekleri anlaşılıyor.
milliyet
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle