60. hükümet programı Başbakan Erdoğan tarafından Meclis'e sunuldu. Siyasi tarihimizde Menderes, Demirel ve Özal'dan sonra merkez sağ-muhafazakâr partilere özgü 'ikinci dönem' iktidar şansını yüzde 47 oyla yakalayan AKP lideri Tayyip Erdoğan, Gül'ü Çankaya'ya çıkarmanın da moral motivasyonuyla kürsüdeydi. Yeni kabinesiyle hükümet programını okudu.
2007 seçimleri, Erdoğan açısından 2002'deki iktidar döneminin 'sıkıntılı' başlangıcına göre daha avantajlı bir tablo doğurdu.
Beş yıl önce AKP hükümet olurken, Tayyip Bey yasaklıydı; Refahyol tecrübesinden sonra iktidar serüveninin akıbeti konusunda kuşkular ön plandaydı, ABD'nin Irak'ı işgal hazırlığının Türkiye'ye etkileri, AB müzakerelerinin geleceği ve ekonomide 2001 Şubat krizine benzer yeni riskler tartışılıyordu. Bakanlar Kurulu üyelerinin çoğu deneyimsizdi. AKP'nin 'Nasıl olsa seçilemez' diye listelerin alt sıralarına koyduğu milletvekili adaylarının çoğu öteki partilerin baraja takılması nedeniyle TBMM'ye girmişlerdi. Kabine de Erdoğan'dan çok Gül'ün damgasını taşıyordu.
AKP lideri dengeyi uzunca süre 'danışmanlar'ı üzerinden kurmaya çalıştı. Siyasi yasağı kalkıp Başbakanlığı üstlendikten sonra da birkaç değişiklik dışında dengeleri bozmadı.
2007'nin ilk aylarını 'Çankaya mı, hükümete devam mı?' tereddüdüyle geçiren Tayyip Erdoğan, Gül'ün cumhurbaşkanı adayı olması üzerine ağırlığını seçimi kazanmaya verdi, 22 Temmuz'da iktidar olunca 'takımı'nı kurdu.
Tayyip Bey, siyasi krizlerin boyutu ne olursa olsun, ekonomide istikrar sağlandıkça iktidarın sürdürülebilir olduğunu görüyor. AKP'ye de seçimi, ekonomideki büyüme ve hizmet kazandırdı.
İkinci döneme de bu hızla girmek istiyor Erdoğan.
Meclis'te dün okuduğu programın hedefi de refahı artırmak, '2013'te kişi başına geliri 10 bin dolara çıkarmak' şeklinde sunulan, ekonomik ve sosyal kalkınma ağırlıklıdır. Türkiye'de işsizlik yoksulluk ve gelir dağılımındaki çarpıklık hâlâ en büyük sorun. Rakamlar büyümüş, yatırımlar artmış ancak dış borç, cari açık gibi ülke ekonomisini ağır borç yükü altına sokan riskler çoğalmıştır.
Ali Babacan'ın Dışişleri Bakanlığı'na atanmasıyla ekonomi yönetiminde Nazım Ekren, Mehmet Şimşek, Zafer Çağlayan gibi yeni isimlerle takviye edilen dinamik bir kadro kurulmuştur.
Sivil anayasayla daha fazla özgürlük ve demokrasi hedefinin tutturulması ekonomideki başarıyla anlam kazanacaktır.
Erdoğan kabinesindeki kadın bakan sayısı ise düş kırıklığı yaratmıştır.
Yeni hükümet hayırlı olsun.
Milliyet
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle