En Sıcak Konular

Bülent Korucu


Bülent Korucu
0 0 0000

Cumhurbaşkanı kaç desibel alkışlandı!



"Sayın seyirciler hava ve yol durumundan sonra bugünkü alkış raporunu ve yarına ait tahminleri sunuyoruz. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bugün katıldığı üç programda toplam 103 desibel alkış topladı.
Salonda hazır bulunanların sayısına böldüğümüzde kişi başına düşen el çırpma sayısı iki olarak gerçekleşti. Geçen yıl aynı etkinliklere katılan eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in aldığı alkışla karşılaştırıldığında mevsim normallerinin altında olduğu gözlendi. GATA'daki mezuniyet töreni sırasında cephe selamı veren dönem birincisinin başını altı buçuk santim eğdiği kayıtlara geçti. Yine geçen yılla karşılaştırdığımızda zirvelerde soğuk rüzgârlar estiğini söyleyebiliriz. Zira geçen yılın birincisi Sezer'e verdiği selamda başını 7,3 santime kadar indirmişti. Bu arada kapı nöbetçilerinin verdiği topuk selamının cılızlığı dikkatten kaçmadı. Ayrıca ikili sohbet sırasında kimsenin tebessüm bile etmediği gözlendi. Halbuki Sezer'e güldüklerinde üstten beş, alttan ise en az üç dişleri fark edilebiliyordu. Yarınla ilgili uzmanların tahmini ise şöyle: Cumhurbaşkanı Gül'ün halka açık programların çokluğu sayesinde alacağı alkışla bugünkü açığı kapatacağına ve mevsim normallerinin üzerine çıkacağına kesin gözüyle bakılıyor."

Kabul ediyorum biraz abarttım. Ama bazı gazete ve televizyonlardaki haberlerin yukarıdaki paragrafla arasındaki fark, ancak ikiz kardeşler arasındaki kadar. Ne çok kriz bağımlısı var bu ülkede. Demokrasi ve ulaşmaya çalıştığımız muasır medeniyeti umursamadıkları ortada. Hiç olmazsa ülke olarak karşılaşacağımız istenmeyen sonuçları göz ardı etmeseler. Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı'nın 'Hacivat-Karagöz' rolünde kendilerini eğlendirmesini bekliyorlar. Siyasetle bürokrasinin horoz dövüşü yapması için el çırpıp nara basıyorlar. Genelkurmay Başkanı'nın ağzından sert ifadeler duyamadıklarında kahroluyor, ona karşı bile saldırganlaşıyorlar. Başbakan'a tuzak sorular sorup polemiğin fitilini ateşlemeye çabalıyorlar. Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın 30 Ağustos mesajının zamanlamasından medet umdular. Zamanlama dışında içerikten de eli boş dönünce şimdi 'Cumhurbaşkanı dedi, cumhurbaşkanım demedi' türünden analizlere(!) kaldılar. Sadece kişileri değil kavramları bile kavga ettirme çabasındalar. Birbirinin tamamlayıcısı cumhuriyet ile demokrasiyi iki rakip, hatta düşman gibi konumlandırmaktan çekinmiyorlar. Demokrasiyi, cumhuriyetin rağmına büyüyen bir ayrıkotu olarak yaftalayıp infaz ettiler. Halbuki bana göre Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt'ın mesajındaki 'Unutulmamalıdır ki, Atatürk devrimi demokratik niteliğe sahiptir.' cümlesi manidardı. Sanki bu iddia sahiplerine cevap veriyordu.

Kriz simsarlarının beklentileri bunlarla sınırlı değil. Hayatı bir dayanışma yerine kavga olarak gören çarpık zihniyetlerinin sonucu, herkesi birbirinin kurdu şeklinde görüyorlar. Onlara göre Başbakan Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Gül de yakında saç saça kavga edecek. Bülent Arınç, Başbakan'a kafa tutacak. Aslında 5 yıl içinde AK Parti birkaç parçaya bölünmüş olmalıydı. Vs. vs. Hâlâ ellerinde fener, Bakanlar Kurulu'nda Abdullah Gül'e yakın isimleri ortaya çıkarma yarışındalar. 12 Eylül'den önce silahlı çatışmaların faturasını ağır ödeyen Türkiye, 90'lı yıllarını da silahsız cidallerle heba etti. Toplum, bu oyuna artık prim vermiyor. Pek çok açıdan toplumun gerisinde kalanlar, eski hale göre yaşıyor.

zaman



Bu yazı 1,149 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Emri verenle alan bir olur mu?
    • 11 Eylül 2012 Siyasette sonuçsuz arayışlar
    • 4 Eylül 2012 PKK'yı kim cesaretlendiriyor?
    • 3 Ağustos 2012 Özkök Paşa'nın tarihî tanıklığı
    • 31 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu, koltuğunu sağlamlaştırdı
    • 27 Temmuz 2012 Anketler ne diyor?
    • 6 Temmuz 2012 Ahmet Şık, Ahmet Şık'ı yalanlıyor
    • 26 Haziran 2012 Karayılan söyledikleri mi kaçırdıkları mı?
    • 15 Haziran 2012 Özal'ın ölümü aydınlanacak mı?
    • 22 Mayıs 2012 Anayasanın dili
    • 11 Mayıs 2012 Başkanlık Türkiye'de uygulanabilir mi?
    • 8 Mayıs 2012 CHP'de yerel seçim mücadelesi
    • 4 Mayıs 2012 AİHM, mahkemeyi ibra etti
    • 17 Nisan 2012 Balyoz'da acı fren!
    • 27 Mart 2012 Balyoz'a ABD'den destek gelmiş!
    • 16 Şubat 2012 MİT tartışmasındaki toz bulutu
    • 8 Şubat 2012 Dindarların talebi özgürlük
    • 3 Şubat 2012 CHP'liler dama oynuyor
    • 31 Ocak 2012 CHP'de anomali doğumun yan etkileri
    • 20 Ocak 2012 Mahkeme aslında 'örgüt var' diyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,703 µs