En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Çankaya'nın işaretleri, simgeleri, sembolleri



Türkiye'nin son bir yılını ipotek altına alan cumhurbaşkanlığı makamına kimin geleceği sorusu, aslında hiç olmaması gereken bir ayrıntıya kilitlendi. Doğal olarak bu ayrıntı tartışmaların merkezine yerleşti. Tartışılan şey, cumhurbaşkanının nitelikleri, cumhurbaşkanlığı makamının yetkileri değil, bildiğimiz "başörtü sorunu". Ancak bu "başörtü sorunu", üniversitelerde yaşanan sorundan çok farklı bir yerde duruyor. Çankaya için konan başörtüsü engeli, bu argümanı savunanları hiç de arzulamayacakları bir yere savuruyor.
Başörtüsü, iddia edildiği gibi bir simge ise, bu sefer bambaşka bir şeyi simgeliyor.

Simgeler ve semboller somut varlıkların, düşüncelerin, durumların basit işaretleridir. Bayrak bir simgedir; bağımsızlığımızı, birlik ve bütünlüğümüzü simgeler. Ayna simgesi kadını, yay ve ok simgesi erkeği simgeler. Trafik işaretlerinin tamamı, basit bir anlatımla yol boyunca karşınıza çıkacak durumları ve tehlikeleri haber veren simgelerdir. Eskiler "remz" kelimesini kullanırdı. Tezyinatta çok yaygın kullanılan gül figürü Peygamberimiz'i, lale figürü ise Cenab-ı Allah'ı remz etmektedir.

Başörtüsü için getirilen yasakların arkasında, onun bir simge veya sembol olarak kullanıldığı iddiası bulunuyor. Bu argümanın zayıf tarafı şu: Simge olan başörtüsü değil; onun örtünme aracı olarak kullanılmasıdır. Aynı başörtü, bir hanımın boynunda bir fular olarak durduğu zaman, iddia edilen simge durumu ortadan kalkacaktır. Burada simge başörtü değil örtünmedir. Resmî mekânlarda örtünmenin bir simge olarak görülüp görülmeyeceği; hizmet alan ile hizmet verenin bu konuda mutlaka ayrılması gerektiği; üniversite öğrencilerinin "hizmet alan" sıfatıyla özgürlüklerinin kısıtlanamayacağı uzun süredir eleştiriliyor. Üzerinde durmak istediğim şey bu tartışmaları hatırlatmak değil; Çankaya'daki "first lady"nin başörtüsünün çok farklı bir simge olduğunu vurgulamak.

Çankaya'ya çıkacak cumhurbaşkanının eşinin başörtülü olamayacağı iddiasında bulunmak, herkesin bildiği üzere hukukî mesnedi olmayan bir iddia. Bu yüzden konu siyasî bir zeminde tartışılıyor. Siyasî zeminde tartışıldığı zaman da bu iddiadan önemli siyasî sonuçlar çıkıyor. Çankaya'da oturan cumhurbaşkanının eşinin başı kapalı olduğu zaman, başörtüsü kullanmayanların, hatta başörtüsüne karşı olanların yapacağı tek şey tahammül göstermek veya saygı duymak olacaktır. Peki, bir cumhurbaşkanı adayına, eşinin başı kapalı olduğu için engel olunduğunda; üstelik bu engelleme de şimdi yapıldığı gibi başörtü merkeze alınarak yapıldığında başörtüyü tercih edenler ne olacaktır? Nüfusun yarısının başörtüyü tercih ettiğini hatırlatarak sorumuza devam edelim. İşte bu durumda, başörtülü olanlar rencide edilmiş, aşağılanmış olmayacaklar mı? Başörtüsü, bir hanımın kendisi için bile değil, eşi için hak kaybına sebep olunca başörtülü olanların bu toplum içindeki yeri ve mevkiine dair esaslı bir meşruiyet problemi ile karşı karşıya kalmayacak mıyız?

Bu sorun, sadece cumhurbaşkanlığı makamı ile sınırlı kalmayacaktır. Aynı şekilde eşinin başörtüsünden dolayı devlet memurlarının da hak kaybına uğraması beklenmeyecek mi? Çankaya'da başörtülü bir cumhurbaşkanı eşinin oturmasına itiraz etmek bütün kamu hizmeti düzeninde liyakat ve ehliyet dışında bambaşka bir kriteri getirmeyecek mi?

Şayet önümüze "cumhurbaşkanının eşinin başörtüsü sorunu" şeklinde bir sorun geldiyse; bu sorun mutlaka önümüze konduğu şekilde çözülmeli. Çankaya köşkünde "başı örtülü bir hanımın eşi" cumhurbaşkanı olarak oturmalı. Aksi takdirde demokratik temsil makamlarını, toplumun bir kesiminin aşağılandığı yerlere dönüştürmüş olursunuz. Simgelerin karşıladığı anlamlar zamana ve şarta göre değişebilir. Bugün Çankaya Köşkü'nde başörtülü bir cumhurbaşkanı eşinin oturması, başörtülülerin rencide edilmesinin engellenmesini temsil edecek.

Geldiğimiz noktada, süregelen tartışmalar ışığında söylenecek tek şey var: Çankaya'da oturacak cumhurbaşkanının eşinin mutlaka başörtülü olması gerekir. Bu mecburiyetin sorumluluğu da; başörtülü eşi Çankaya için peşinen engel olarak gören ve gösterenlere ait.

zaman



Bu yazı 1,465 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,691 µs