0 0 0000

12 Nisan'a vurgu var; ama 27 Nisan'a yok!

Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt 22 Temmuz seçiminden sonra ilk kez konuştu: "12 Nisan" vurgusu yaparak "Sözlerimizin arkasındayız" dedi...

Kimileri buradan "Sözde değil, özde laik" hatırlatması yapmak suretiyle Abdullah Gül'ün Çankaya adaylığı aleyhine bir yorum çıkarma çabasında: Oysa, böyle bir değerlendirme zorlamadır. Gerçeği yansıtmıyor...

Genelkurmay Başkanı'nın son açıklamasında "Apoletli Medya" mensuplarının göz ardı ettiği çok ince bir nokta var!

Org. Büyükanıt'a soruluyor: "27 Nisan'da internet sitesine bir bildiri konuldu. Sonuç ortada. Sizin görüşünüz, bildiriniz geçerliliğini koruyor mu?"

Büyükanıt aynen şu cevabı veriyor: "TSK'nın görüşleri günlük olarak değişmez. 12 Nisan'da söylediğimiz şeyler aynen geçerlidir, arkasındayız. Söylediklerimizde de anormal bir şey yok. Bugüne kadar ne söylediysek arkasındayız. İnanarak, bilerek söyledik."

Dikkat etmiş olmalısınız: Org. Büyükanıt "12 Nisan'da söylediklerimizin arkasındayız" diyor; ama 27 Nisan'ın arkasında olduklarına dair bir cümle sarf etmiyor!

Bugüne kadar 27 Nisan'ı savunan herhangi bir açıklaması da olmadı, Büyükanıt'ın...

Oysa rahatlıkla şöyle diyebilirdi: "Hem 12 Nisan'ın hem de 27 Nisan'ın arkasındayız". Ama demiyor! Genelkurmay Başkanı 27 Nisan'ı üstlenmiyor. Neden acaba?

Bu sütunda birkaç kez yazdığımız gibi 27 Nisan gece yarısı aniden internette beliriveren "sanal açıklama" gerçekte bir muhtıra değildi; TSK'yı bağlamıyordu!

Büyükanıt'a resepsiyonda "27 Nisan bildirisinin seçim sonucunu etkilediği yorumlarına katılıyor musunuz?" diye de soruluyor. Cevabı şu oluyor: "Araştırma şirketlerimiz filan yok. Ama benim düşüncem öyle değil. Tabii, benimkisi de veriye değil, tahmine dayalı."

Bakınız, Genelkurmay Başkanı'nın "sanal bildiri"nin AKP oylarını artırdığı gerçeğini görememesi tek kelime ile imkânsızdır! Öyleyse? Bunu itiraf etmesinin asla uygun olmayacağını düşünüyor. Dolayısıyla, politik bir cevap vermekle yetiniyor.

***

AKP'nin oylarından CHP'nin oylarına geçelim...

CHP'nin şu yüzde 20,9'luk oyunun o kadar taliplisi çıktı ki, böyle giderse Baykal'ın elinde yüzde beşlik bir oy yüzdesi dahi kalmayacak!

DSP lideri Zeki Sezer "Biz olmasaydık CHP barajın altında kalırdı" diye evlere şenlik bir laf etti: Sezer 2002'de yüzde bir buçuk oy aldıklarını çok çabuk unutmuş olmalı...

Ardından Cem Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan çıktı, "CHP'yi baraja takılmaktan Alevi oyları kurtardı" diye çok iddialı konuştu...

Hızını alamayanlar arasında Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Başkanı Rıza Küçükoğlu da vardı.

Askerlerin oylarını CHP ve MHP'ye verdiklerini söyleyen Küçükoğlu, CHP'nin oy oranının yüzde 12,5'ten yüzde 20'ye çıkmasını sağladıklarını öne sürdü...

Daha da ileri gitti; "CHP ve MHP'nin oyları yüzde 35'tir. Seçimin galibi sayılırız" diyerek iyice uçtu!

Rıza Küçükoğlu CHP'nin oy oranını düşüren faktörü şöyle izah ediyor: "Aday listelerinde asker kökenlilere yer vermediler. CHP asker aday gösterseydi daha çok oy alırdı!"

Bütün bu açıklamaların hepsine birden bir "Ce-Ha-Pes!" çekmek gerekiyor: Demek ki, bu "alacaklılar" kapıya dayansa CHP'ye "oy yüzdesinden dolayı" haciz gelecek!

Yarın Şişli Belediyesi'nin adamları da "Oylarımızı geri isteriz" falan diyerek bir kez daha CHP Genel Merkezi'nin önüne toplanırlar...

Final: Çankaya Belediyesi'ne ait "çöp kamyonları"nın olay mahallinden ayrılmaması önemle rica olunur!

zaman

Bu yazı 862 defa okundu.