En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Bu rektör yargılanacak mı?



Yüz kırk bin gencimizi öldürerek Yunanistan’ı fethetmemizi öneren Alemdaroğlu İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nden nasıl alındı? YÖK kararı ve Cumhurbaşkanı’nın onayıyla... Eski rektör ne yaptı? İdari mahkemeye gitti...

İdari mahkeme ne dedi? Rektörü haksız buldu.. Hangi mahkeme?

İstanbul 6. İdare Mahkemesi.

Kemal Alemdaroğlu, 6. İdare Mahkemesi kararına karşı Danıştay’a başvurmuştu..

***

Baktım... İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin aleyhine verdiği karara itiraz eden Alemdaroğlu, Danıştay’a yaptığı itiraz başvurusunu da kaybetmiş... Alemdaroğlu’nun temyizini görüşen Danıştay 8. Dairesi oybirliği ile İdare Mahkemesi’nin kararını uygun bularak onamış... Aynı daire, Alemdaroğlu’nun İdare Mahkemesi kararının ‘yürütmesinin durdurulması’ isteğini de reddetmişti. Böylece... Alemdaroğlu’nun ‘Anayasa ve yasa hükümlerini hiçe saydığı’na dikkat çekmişti.

***

Eski rektör ‘mahkeme kararlarını’ uygulamadığı için azledilmişti.

Şimdi bu durum bir kez de Danıştay kararı ile kesinleşti.‘Mahkeme kararını uygulamamak’ bildiğim kadarı ile bir suç.

Ancak bugüne kadar eski rektörün bu suçtan yargılanıp yargılanmadığını, yargılandıysa ceza alıp almadığını, aldıysa cezasını çekip çekmediğini bir bilene rastlamadım.

***

Alemdaroğlu, mahkeme kararlarını uygulamadığı için görevden alındı..

Ama bir de hakkında yolsuzluk iddiaları var.

Ne var ki bu yolsuzluk iddialarının araştırılması, mahkeme önünde görüşülmesi YÖK’ün iznine bağlı.YÖK buna nedense izin vermedi. YÖK’ün eski rektörle ilgili yolsuzluk iddialarının araştırılmasının önünü kesti.

Buna karşı yapılan itiraz da Danıştay 1. Dairesi’nin üç üyesi sayesinde duvara çarptı.

***

İddianame yazdığı için Van Savcısını bir gecede meslekten atan sistemin, azledilen eski bir rektöre ait yolsuzluk iddialarında koruyucu bir kalkan vazifesi gördüğünü bir kez daha söylemiştim. Azledilen rektörle ilgili hacimli yolsuzluk iddialarının araştırılması için 2003 yılında YÖK izin vermemiş.

Yolsuzluk iddialarının ısrarcı takipçisi Prof. Dr. Celal Erçıkan, YÖK’ün bu kararına karşı 19 Eylül 2005’te dava açmış.

Dava dosyası Danıştay 1. Dairesi’ne gönderilmiş. Danıştay 1. Dairesi davayı 9 Mart 2006’da sonuçlandırmış. Daire Başkanı Yılmaz Çimen ve üye Hüseyin Karakullukçu’nun muhalefetine rağmen üç üyenin oyu ile YÖK kararını onaylamış.

Ancak dosyaya muhalefet şerhi yazan üyelerin çok önemli itirazları var.

***

O itirazları da hatırlatalım..

‘Ciddi suç’ iddialarına rağmen üniversite yöneticisinin yargılanmasını önleyen YÖK’ü eleştiren iki Danıştay üyesi, konuyla ilgili ciddi hiçbir araştırma yapılmadığını da muhalefet şerhine koymuş.

Bazı iddialarla ilgili ise azledilen rektör ‘kendi kendini’ aklamış. Muhalefet şerhinde daha da vahim bir hatırlatma var.

Daha önce Danıştay 8. Dairesi, YÖK işlemlerinin ‘idari karar’ olduğuna dair bir içtihat yayınlamış. Azledilen rektörün yargılanmasını engelleyen idari bir kararın, Danıştay’ın üç üyesi tarafından onaylanması bu açıdan da eleştiriliyor. İdari bir kararın hukuksal denetimi önlendiği vakit ‘hukuk devleti’ olmaktan çıkıyorsunuz çünkü...

***

Nereden bakılırsa bakılsın bu azledilen rektör olayında hukuk açısından ortada garip bir durum var. Kararları ‘idari karar’ sayılan YÖK, hukuksal bir yargı sürecini hangi gerekçeyle önlüyor?

Daha önce YÖK’ün engeline rağmen on ayrı örnekte yargı yolunu açtığı halde Danıştay bu örnekte neden daha önceki kararlarının tersine karar alıyor? Ve idari kararların yargısal olarak denetlenmediği bir ülkeye ‘hukuk devleti’ denir mi?

***

Şimdi yeni bir aşamayla karşı karşıyayız...

Çok ciddi argümanlara dayalı bir muhalefet şerhine rağmen yolsuzluk iddialarının önünü kesen Danıştay, bu kez rektörün suç işlediğine kanaat getirmiş gözükmekte. Danıştay ne diyor? Rektörün yasaları tanımadığını ve suç işlediğini söylüyor... Bakalım şimdi ne olacak?

Yolsuzluk iddiaları gibi bu mesele de uykuya mı yatacak, yoksa yargı gereğini yapacak mı?

***

Kamu yetkilerini fütursuzca kullanan...

Yasa dışı eylemlere hiç çekinmeden balıklama atlayan... Kendi kişisel düşüncelerine göre kamu personeline tavır takınan zihniyetin hukuksal zemine gelerek ehlileşmesi kuralların işletilmesine bağlı..

Hukuk devleti olmanın gereği de bu zaten..
 
star
 



Bu yazı 879 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,727 µs