En Sıcak Konular

Cevdet Batu



Cevdet Batu
0 0 0000

Meydanlarda seçim kakofonisi!



Bilmem hatırlar mısınız? ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Türkiye’deki “irtica” tartışmalarına değinmiş de “bunlar kakofoni” yani kuru gürültü demişti. Demez olaydı… Adamı söyleyeceğine pişman ettik sonra. Dışişleri Bakanlığı bile özür beklemişti Wilson’dan…

Cumartesi günü Kadıköy meydanında direğe yaslanmış AKP ve CHP’nin atışmalarını izlerken Wilson’un lügatimize kazandırdığı “kakofoni” geldi aklıma… Tam bir kuru gürültüydü. Tamam, burası demokratik bir ülke… “Azılı düşman parti” mensuplarının karşı karşıya durup birbiriyle kavga döğüş etmeden propaganda yapması hoş… Üzerine CHP ve AKP tişörtleri giymiş gençlerin yan yana broşür dağıtması göz yaşartıcı… Ancak, tüm bu olumlu havaya rağmen seçime doğru İstanbul meydanları tam bir kakofoni halinde…

İstanbul meydanları diyorum çünkü bu kakofoniden nasibini alan tek yer Kadıköy değil. Nereye giderseniz gidin, hangi meydanda salınırsanız salının, aynı kuru gürültüyle karşılaşırsınız. Üstelik bu kakofoni kurtulabileceğiniz cinsten değil. Seyyar olduğu için sizi takip edebiliyor. Kırmızı, sarı, beyaz türlü renkte don giydirilmiş “transporter”lar kapınıza kadar geliyor ve siyasi liderlerin sevgi sözcüklerini size tekrarlıyor. İşin ucunda oy var. Kolay değil!

Elbette ben demokrat bir insanım. Seçim farz-ı ayn olduğundan propoganda çalışmalarına saygım var. Üstelik bu çalışmaların ilgi çekici yanları da yok değil. Bayrak asmak ve slogan atmanın yanında eğlenceli şeyler de oluyor. Ben de bunları size aktarmak için yazıyorum. Şimdi birlikte Cumartesi gününe, Kadıköy meydanına gidelim…

Bir yanda AKP’nin “AK noktası”, hemen karşısında ise CHP’nin seçim noktası. Meydanın ortasına karşılıklı olarak yerleşmiş iki rakip parti derby tadında seçim propagandası yapıyor. Hemen söyleyeyim… Yer Kadıköy olduğundan mıdır nedir, CHP’nin ekibi daha profesyonel çalışıyor. Bir kere ses daha gür… Özellikle gençlere yönelik bangır bangır müzik… Üstelik müzik tüm kesimlere hitap ediyor. Bir onuncu yıl marşı çalıyor, bir “yiğidim aslanım burda yatıyor.” Bir “Çanakkale içinde vurdular beni” bir “Başın öne eğilmesin, aldırma gönül aldırma!” Repertuar geniş yani…

AKP’ye gelince… Kadıköy teşkilatının müzikle arası iyi olmasa gerek. Zaten CHP’nin kolonlar devasa… Çaldıkları her parça AKP’nin cılız kolonlarından çıkan parti şarkısını bastırıyor. Bir de AKP’liler çeşit yapmamışlar… Sürekli aynı telden gidiyorlar!

Sonra CHP kolonlarından Baykal’ın düzgün Türkçesiyle mitinglerde yaptığı konuşmalar yükseliyor meydanın üstünde. “Türkiye’yi böldürtmeyeceğiz” diyor, “Türkiye AKP’den kurtulacak” diyor. Köpürüyor da köpürüyor…

AKP’liler biraz tecrübesiz… CHP’nin arkasından geliyor. Hemen yanıt verme telaşı… AKP’nin cılız kolonlarında Erdoğan’ın sesi: “Aydınlık Türkiye için, yarınlarımız için, çocuklarımız için, gençlerimiz için, Türkiye için…” 

CHP atak yapıyor… Bu kez mikrofonu eline alan CHP’li genç kız başlıyor kağıttan okuyarak genel başkanının sık sık söylediklerini tekrarlamaya: “22 Temmuz’da Türkiye’yi, yolsuzluğa bulaşmış AKP hükümetinden kurtaracağız. Demokratik, laik, çağdaş, aydınlık, tam bağımsız Türkiye…”

AKP geri durmuyor… Bu kez AKP kolonlarından, duraksamalarından elinde kağıt olmadığını anladığım gencin sesi yükseliyor: “Saygıdeğer Kadıköylüler! Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı miting sokak arasında değil, Zeytinburnu Kazlıçeşme meydanında yapılacak!” AKP “sokak arası” lafıyla CHP’yi ima ediyor… “Bunlar adam toplayamıyor” diyor halka.

Tüm bu atışmalar olurken ve CHP propaganda faaliyetini Kadıköy meydanında önde götürürken dikkatimi bir şey çekiyor. Dakikalarca bu atışmayı izlememe karşın, hatta CHP propaganda faaliyetinde daha etkin olmasına karşın, vatandaşın ilgisi AKP seçim noktasına yöneliyor. AKP’nin önündeki kalabalığı açıkça görüyorum. CHP standının ise, hem de Kadıköy’de, tek tük ziyaretçisi oluyor.

Yanımdaki dostum da bunu görmüş olmalı ki hemen soruyor: “Ne o, yoksa burda da mı?” “Hayır” diyorum “Endişelenme… Bu meydanda gördüklerinin çoğu Kadıköy’de oy kullanmıyor. Bu meydan Kadıköy’ü temsil etmez!” Gülümsüyor… Hemen takılıyorum: “Kadıköy de Türkiye’yi temsil etmez!”



Bu yazı 1,245 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2008 Kissinger Erdoğan'a ne yazdı
    • 22 Kasım 2007 Türk usulü çalışkanlık: Yumurta kapıya dayanınca!
    • 16 Kasım 2007 ‘Vahdettin haindir’ diyenler parmak kaldırsın!
    • 17 Ekim 2007 Göğsümdeki Amerikan bayrağı!
    • 14 Ekim 2007 Kimin nesi bu Facebook?
    • 7 Ekim 2007 Müjde Ar’ın gazoz kapağı
    • 5 Ekim 2007 Asıl Truva atı Fransa’ymış…
    • 26 Eylül 2007 Korku rehberi: Türbanlılarla ilgili acayip saptama!
    • 21 Eylül 2007 “Çok istiyorsa türbanı Erdoğan ve Gül taksın!”
    • 17 Eylül 2007 'Allah’tan Sami’ye: Türk muhafazakarlığının yeni harfleri!
    • 11 Eylül 2007 'Hain kılıçlar' neremize değdi?
    • 2 Eylül 2007 11 Eylül’den önce, 11 Eylül yazısı
    • 23 Ağustos 2007 Bekir Coşkun da beni kovacak mı?
    • 9 Temmuz 2007 Meydanlarda seçim kakofonisi!
    • 5 Haziran 2007 Yeniler için en önemli ders: Bir kişiden uzak durun!
    • 21 Mayıs 2007 “Putin’in gizli ordusu!”
    • 5 Mayıs 2007 Muhtıra günlerinde aşk!
    • 29 Nisan 2007 Deniz Baykal’a güzellemedir!
    • 24 Nisan 2007 Habertürk’ü yakan Melih Meriç değil, Bülent Arınç!
    • 13 Nisan 2007 Huzur formülü!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    11,551 µs