Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin kararını duyduğunda partisinin mitingindeydi ve sıcağı sıcağına yaptığı yorum şaşırtıcıydı. Erdoğan, büyük bir sevinç veya coşkuyla değil, ağırbaşlılık ve temkinlilikle karşıladığı haber için “milletimiz için en hayırlısını yapmaya çalışacağız” yorumunu yaptı.
İktidar partisinin “isyankar sesi” Bülent Arınç çok büyük zafer edasıyla “şimdi 11’inci cumhurbaşkanını milletimiz seçecek” dedi.
Kendisine ayrı bir yol ve strateji çizen ve milletvekili adaylığından çekilen “AK Parti’nin vicdanı” Abdüllatif Şener, “bu karar, Cumhurbaşkanını 23 Temmuz’da oluşacak parlamentonun seçeceği gerçeğini değiştirmez” diyerek meseleye bakışını ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül sevinçliydi ve “milletin istediği oldu” diyerek duygu ve düşüncelerini kamuoyuyla paylaştı.
Perşembe gününe dönelim, Anayasa Mahkemesi’nin kararından 24 saat öncesine...
AK Parti iktidarında dört buçuk yıl Adalet Bakanlığ yapan Cemil Çiçek’le SKYTURK’te yayındayız. Kendisine Anayasa değişiklik paketininin akıbetini sordum ve “mahkeme geçit verirse yani referandum yapılmasına izin verirse ne yapacaksınız?” dedim.
Yanıtı şöyle oldu: “o zaman 11’inci cumhurbaşkanını halk
seçer”
Peş peşe yönelttiğim sorularıma verdiği yanıtlarla Cemil Çiçek neden böyle olması gerektiğini anlattı.
Ama yayın sonrasındaki sohbetimizden anladım ki; Cemil Çiçek’in mahkemenin CHP’nin ve Cumhurbaşkanı Sezer’in başvurularını kabul edeceğini tahmin
ediyordu.
Ama beklenmeyen bir gelişme yaşandı...
Anayasa Mahkemesi’nin “referanduma vize veren” cuma günkü kararı herkes için ama en çok iktidar kanadı için sürpriz oldu.
O kadar ki çok sayıda AK Parti kurmayı “bunda bizim anlamadığımız bir iş var, acaba başımıza çorap mı örülüyor” diyerek çeşitli komplo senaryolarını konuşuyorlar ve gazetecilerden perde arkası öğrenmeye çalışıyorlardı. Çünkü dün itibarıyla iş, “retorik olarak cumhurbaşkanlığı sürecini kullanarak, seçim meydanlarında kitleleri motive etmenin” ötesine geçmiş ve büyük bir riski beraberinde taşıyan tarihi bir kararı almak zorunluluğunu dayatır hale gelmişti.
AK Parti hem Köşk’ü hem hükümeti kaybederse...
Bugünkü tabloya göre cumhurbaşkanını kimin seçeceğini söylemek çok mümkün değildir. “Halk seçecek” diyenler de “Meclis seçecek” diyenler de önce 22 Temmuz tablosunu görmek zorundalar. Çünkü bu saat itibarıyla cumhurbaşkanının nasıl ve kim tarafından seçileceği, referanduma gidilip gidilmeyeceği, hatta hemen bir erken seçim yapılıp yapılmayacağı sandıktan nasıl bir hükümet modeli çıkacağına endekslenmiştir.
Türkiye’nin dört bir yanına yaptığım seyahatlerden, liderlerle ve kurmaylarıyla gerçekleştirdiğim sohbetlerden anladığım kadarıyla yeni cumhurbaşkanının parlamento tarafından seçilmesi ve 367 şartının yerine getirlimesi pekâlâ mümkündür.
Diyelim AK Parti hükümet olmaya yetecek çoğunluğu elde etti. O zaman muhalefetin de kabul edeceği bir ismi Köşk’e çıkarmayı önerecektir. Bu isim Gül olmayacaktır. Böyle bir senaryoda AK Parti referandumu da gündeme getirmeyecek ve Anayasal değişiklik paketi kadük kalacaktır.
Ancak sandıkta başka bir hükümet modeli çıkarsa, mesala CHP ve MHP’nin koalisyonu söz konusu olursa, AK Parti bu kez uzlaşmaya yanaşmayacaktır. Başbakan’a çok yakın kaynak bana önceki gün şunu söylüyordu:
“Bize cumhurbaşkanını seçtirmediler. Yeniden hükümet olursak biz de taviz veririz ve içimizden muhalefetin ve devletin kurumlarının da kabul edeceği bir arkadaşı Köşk’e yollarız. Ama eğer bütün bu sürecin sonunda CHP-MHP koalisyonu oluşursa biz farklı davranız. Yani bu modelin hem cumhurbaşkanı belirleyeceği hem hükümeti kuracağı bir dizayna izin vermeyiz. İşte o zaman nasıl bize 367 şartını dayattılarsa bu kez sıra bize gelir. Türkiye o zaman referanduma gitmek zorunda kalır ve vatandaşın önüne iki sandık konulur.”
Dün itibarıyla Başkent’teki “Köşk düğümü” böyle bir manzara arz ediyordu. Olup bitenlere siz ne dersiniz, sizce cumhurbaşkanını kim seçer?
Akşam
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle