En Sıcak Konular

Rüşdü Paşa



Rüşdü Paşa
0 0 0000

İşlerin kötüye gitmesinin kökenindekiler



“köken, hedeftir.” karl kraus

Bugün Türkiye’de iktisat alanında işler kötüye gidiyorsa, bunun nedeni, Türkler için dışardan sayılan bir bilgi üretmek ve analiz etmek aracı olan iktisat biliminin Türkler tarafından işlerine geldiği gibi kullanılmıyor olmasındandır.  Batılının ‘economics’ olarak adlandırdığı şey konusunda Türklerin yaptıkları soyutlamalar işe yaramıyor. Batılının bilgisiyle hareket eden Batı dışındaki topraklara geldiğinde yaptığı isimlendirme, tanımlama, soyutlama, hareket, birikim, dağıtım, kurum, davranış terimleri tüm çözümlemeleri tıkar. 

Hep öyle oldu.

Modernite öyle bir tehlikeli maddedir ki modern olmayan yerlere yayıldığında öncelikle sözcülerini, önderlerini, aydınlarını, propaganda adamlarını, sanatçılarını, bilim adamlarını, okumuşlarını üretir yeni yerde. Eski, normal, doğal, tarihi olan yaşarken varolmaya devam ederken yeni türetilmiştir.

Modernitenin koruyucuları olur.

Eski, normal, doğal, tarihi olan ile yeni çatışmaya girer. Çatışmada modernitenin koruyucuları devredir, işlerini yaparlar. Koruyucular yerlilere, kaybedenlere, doğallara, eskilere, tarihi olanlara şunları söylerler: Siz asırlardır yanlış yoldasınız. Anormalsiniz. Şimdi modernitenin doğruları ile sizi iyileştireceğiz. Adam olacaksınız. Şu halinize bir bakın. Üretemiyorsunuz, organize değilsiniz, yaşamasını bilmiyorsunuz, okumasını, yazmasını bilmiyorsunuz, birbirlerinize nasıl davranılması gerektiğini bilmiyorsunuz, aslında hiçbir şey bilmiyorsunuz, sizin yaptıklarınızın modası geçti, bize teslim olun, fazla uğraştırmayın, sizi bizleştirelim.

Açık söylenmez. Şu söylenir: İktisadi ve sosyal hayatın evrensel yasaları vardır, yasalara uyun.Yasaları keşfetmek için, öncelikle Batı’ya gelin. Biz sizi okutalım. Sonra, Doğu’ya gidin. Öğrendiklerinizi uygulayın. Hata yaparsanız biz size yardım ederiz.

İktisatçı, düşünce üreten değildir, bir yaratıcıdır.

Modernitenin Doğu’ya sürdüğü koruyucular ise ne düşünce üreticileridir ne de yaratıcıdırlar.

Ellerinde kalem olduğunda kopyeci, silah olduğunda askerdirler.

İçinde ‘iktisat’ kelimesi geçen cümleler kuran, ekrandaki adamları dinleyin. Anlamamışlar. Kavramamışlar. Bunlardan birisi şu kelimeleri yazdı: ‘Trafalgar meydanında sağdaki kaf’ Bu kelimeleri yazan adamın babası dışişleri bakanıydı bu ülkede, kendi iyi okullarda okudu, iktisat alanında doktora derecesine sahiptir, doçent ve profesör unvanları taşır. En güvenilir günlük gazetede köşe yazarı. Londra’ya gidiyor, ünlü Trafalgar meydanında bir kafenin yerini tarif ediyor, kullandığı kelimeler şunlar: ‘Trafalgar Meydanı’nın sağında’ Trafalgar Meydanı’nın sadece bir coğrafya parçası değil aynı zamanda bir fikir olduğu varsayılırsa, en güvenilir gazetedeki köşe yazarı tamamen kaybolmuştur. Hangi amaçla ve hangi bağlamda ifade edilirse edilsin, bir yuvarlak şeklin sağından söz etmek budur.

Bir iktisat profesörünün seviyesi budur. Koruyucu sınıfındakilerin tamamında seviye bu kadardır. Washington, D.C ve Londra, bunları böyle ister. Bu iktisat profesörü, özel yetiştirmedir.

Türkiye’de, Batılı olduğunu ilan eden takım Batı’yı bilmiyor. Batıyı bilmesi istenmiyor. Türkiye’de Batılı olduğunu ilan eden takımın Batıyı bilmiyor olması, Batılıların işine geliyor. Batılı kavramların hareketliliği, bu sayede gerçekleşiyor.

Bilimin, amacı, Batı’da, fonksiyonlar üretmektir.

Türkiye’de fonksiyon üretilmiyor. Batı’daki üretien fonksiyonlar Türkiye’de uygulanıyor.



Bu yazı 2,303 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Temmuz 2012 korku zamanın kaybedilmesidir
    • 4 Nisan 2012 Nietzche bir gelecek tarihçisidir
    • 7 Mart 2012 Mesele Bir Şapka Meselesidir
    • 6 Şubat 2012 Yerliler 1986 Nereye
    • 26 Ocak 2012 Bakış açın yoksa, sen yoksun
    • 9 Ocak 2012 kıyamam sana
    • 22 Kasım 2011 İtalyan Düşü
    • 16 Kasım 2011 evine dön
    • 3 Kasım 2011 İktisatçı
    • 1 Kasım 2011 Arzu
    • 27 Ekim 2011 Ayakta kalmak
    • 11 Ekim 2011 Yöntem
    • 29 Eylül 2011 yalan
    • 16 Temmuz 2011 Kendin olmak bir saldırıdır
    • 22 Haziran 2011 kaçış
    • 26 Mayıs 2011 obama’ya açık mektub
    • 23 Mayıs 2011 kafka’nın dûnyasındayım (*)
    • 18 Mayıs 2011 geçmiş sonradan gelir
    • 14 Mayıs 2011 hakikatin rengi yeşildir
    • 11 Mayıs 2011 halk günü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,628 µs