En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Önce çapını görelim...



Bilmem neden, dönüp dolaşıp aynı kitapları okuyorum. Gazeteden koparabildiğim üç-beş günlük izni fırsat bilip, önce rahmetli Kemal Tahir’in kötü ötesi polisiyelerine, sonra Yakup Kadri’nin iyi-kötü bağlamında değerlendiremeyeceğim romanlarına (ve elbette ‘Yaban’a) sardırdım. Kulak asmayın ‘kötü ötesi’ deyişime.

Rahmetli Kemal Tahir’in F. M. İkinci müstearıyla yazdığı Spillane taklitleri bile, adı ‘romancı’ya çıkmış Tahsin Yücel’in yazdıklarından daha başarılı, hatta daha edebiyata yakın.

Fırsat bulursanız ‘Ecel Saati’ni okuyun... Mike Hammer’ı Çorum ağzıyla konuşturan rahmetliden eşsiz bir diyalekt şöleni...

Mike’ın, polis şefi Pat’a dönüp, ‘Bunlar nasıl bir akıllar Pat? Bunlar halisinden baba öğütleri!’ deyişi var ki, ölünür.

Kemal Tahir’de ilginç bir ‘didaktizm’ var...

Hep öğreten, açıklayan, çözen, doğruyu gösteren ağabey tavrı...

Bunu, kokmaz bulaşmaz Mike Hammer novullerinde de görüyoruz.

Kıyaslama yapmak için söylemiyorum ama, Yakup Kadri’de tam tersi bir tavır egemen: Öğretmiyor, çözmüyor, açıklamıyor. Sadece dikte ediyor. Doğruyu, bizler için neyin yararlı neyin zararlı olduğunu anlatıyor ve onu okuduğumuzda kendimizi bir ‘misyoner’ karşısında (sınanmış) hissediyoruz.

Bir de, sevgisizlik...

Müthiş sevgisiz bir adam Yakup Kadri... Kahramanları da öyle...

Bunu söylerken yakınlarını, örneğin bu sevgisizliğe (ya da ‘yabanlığa’) aile ölçeğinde tanık olmuş değerli Murat Belge’yi üzmüş olur muyum?

Maksadım, ‘Kemal Tahir iyidir, Yakup Kadri değildir’ türünden bir çıkarsama yapmak değil.

Siyaseten Yakup Kadri’nin de yaptığı çok iyi ve çok doğru şeyler var; ‘akil adam’ sıfatıyla Milli Birlik Komitesi üyelerini ve general Sıtkı Ulay’ı dizginlemeye çalışmak (Ulay, Ali Fuat Başgil’e silah göstererek Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesini sağlamıştı), İsmet Paşa’ya ‘İsmet Paşa tiranlığı’nı göstermek, 27 Mayıs darbesine angaje olmuş CHP’den istifa etmek gibi...

Bir prototip Yakup Kadri.

Kendisini, ‘yurttaş yetiştirme’ misyonuna adamış, laik, cumhuriyetçi, görece batılı, ülkesini yükseltmeyi ve yüceltmeyi amaç edinmiş aydın prototipi...

Halka göre ‘yaban’ özellikleri gösteren bu aydın prototipi (çünkü halka tepeden bakıyor), ilginçtir, yönetim kademelerinde yükseldikçe, hizmete koşulmuş ‘cumhuriyet idealisti’ olmaktan çıkıp, ‘seçkinler oligarşisi’nin yüksek bürokratına dönüşüyor.

Bugünkü ardıllarına baktığımızda da aynı şeyleri görüyoruz.

Fakat bugünkülerde küçük bir ‘misyon sapması’ var:

Kentli, cumhuriyetçi, laik, görece batılı ama batının dikte ettiği demokratik standartlar karşısında olabildiğince statükocu. Hatta, bazen ‘faşizan tepkiler’ verecek kadar statükocu.

Bunun neden böyle olduğunu anlamak için de İdris Küçükömer okumak iktiza.

Bir kere okumak yetmez.

Müşterisine ‘hödük’ ve ‘bilmem nerene kına yak’ diye hakaret eden köşeci esnafının en az kırk kere okuması gerekiyor.

Ki, en azından Yücel Yaman’la İdris Küçükömer tartışacak düzeye gelebilsin.
 
Star



Bu yazı 937 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,395 µs