Askerin de ne yazık ki taraf olduğu siyaset oyunu bir kısır döngüye, cepheleşmeye sürükleniyor. Dileriz, zıvanadan çıkmaz!
Siyaset bazen zıvanadan çıkabilir. Zemberek öylesine boşanır ki, hiç beklemediğiniz dinamikler birdenbire harekete geçebilir.
Olaylar kontrolden çıkar.
Şaşar kalırsınız.
Bir cehennem çukuruna yuvarlanır, kanlı bir kısır döngünün içinde kıvranmaya başlarsınız.
Siyasetin tekin olmayan, önceden kestirilemeyen tehlikeli yanıdır bu.
Beklenmedik büyük krizler, iç savaş benzeri çatışmalar, hatta kardeşi kardeşe düşman eden, vurduran iç savaşlar böyle tetiklenir, böyle patlar.
Niye mi böyle bir giriş?
Memleketin halleri kaygı verici...
PKK terörü tırmanıyor.
Askerin de taraf olduğu iktidar-muhalefet çatışması Türkiye'yi gitgide cepheleştiriyor.
Siyaset öylesine bir kutuplaşma eğrisi çiziyor ki, 22 Temmuz milletvekili seçimleri de çözüm olmayabilir.
Felaket tellallığı yapmıyorum.
Barış ve istikrarı önemseyen, bu ülkede demokrasiyi önemseyen iyi niyetli uyarıları yapma gayreti içindeyim.
Evet, terör lanetlenmeli!
Bu konuda sesini yükseltmesi gerekenler arasında Kürt siyasetçiler de olmalı, DTP de olmalı ve Kürt aydınları da olmalıdır.
Akıllardan çıkmasın:
PKK ve terör ile, İmralı gölgesi ile barış ve demokrasiye doğru yol alamaz Kürtler...
Öte yandan, şehit cenazeleri üzerinden siyaset yapmaya kalkışmak da büyük bir ayıptır, büyük bir hatadır.
Ve de 'bölücülük'tür!
Bunun gibi, askerin son gece yarısı bildirisindeki teröre karşı kitlesel eylem çağrısı da Türkiye siyasetinin keskin cephelere bölünmesi gibi büyük bir yanlışa yol açabilir.
Yeni mitingler, bir yandan bu ülkede Türk-Kürt çatışması isteyenlerin değirmenine su taşıyabilir. Öbür yandan iktidar partisi AKP'yi yıpratayım derken siyaseti tam manasıyla zıvanadan çıkarabilir.
Bir başka tehlikeye gelince...
Bunun adı Kuzey Irak'tır.
Şehit cenazelerinin toplum vicdanında açmakta olduğu yaralar, eğer gerekli özen gösterilmezse, Türkiye'yi sonu belirsiz dış maceralara iterek daha büyük acıların kapısını açabilir.
Böyle bir tehlike var.
Terörle mücadele hislerle değil, akılla verilir. Yedi düvele savaş açarak değil, hedef küçülterek verilir.
Öte yandan, bir ülkenin en güç zamanlarında bile farklı sesleri bastırmaya kalkışmak geri tepebilir. Eleştirileri caydırmaya çalışmak, yani özgürlükleri kısmak daha büyük yanlışlara zemin hazırlayabilir.
Kısacası:
Terörle mücadelede -dış macera dahil- yapılacak yanlışlar, Türkiye'de barış ve istikrarı torpillerken, ekonomiye de ölümcül darbeler indirebilir.
"Önce güvenlik sonra ekonomi" değil, ikisini birlikte götürmektir önemli olan. Tıpkı, laiklik-demokrasi ilişkisinde olduğu gibi, ikisi birbirinin alternatifi değil, tamamlayıcısıdır.
Yinelemekte yarar var:
Askerin de ne yazık ki taraf olduğu siyaset oyunu bir kısır döngüye, cepheleşmeye sürükleniyor.
Dileriz, zıvanadan çıkmaz!
milliyet
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle