Türkiye içimizi yakan terör saldırılarıyla sarsılırken bazı kesimlerin halkı sokağa dökme, TürkKürt çatışması yaratma gayretleri içinde olduğu dikkat çekiyor.
Bugüne kadar gerek terörle mücadele eden silahlı güçler, gerekse halk bütün bu oyunları boşa çıkardı.
Bu noktada MHP lideri Devlet Bahçeli'nin rolünü küçümsememek ve hakkı olan övgüden kaçınmamak gerekir.
Sayın Bahçeli geçmişte sokak eylemleriyle yoğrulmuş bir teşkilat yapısını ustaca uzak tuttu. Eskinin korku salan ülkücü kadrolarının okuyan, tartışan ve gereksiz yere öne kaçınan insanlar koydu.
Türkiye'de bugün milliyetçilikten bir gerilim ve şiddet Türk ve Kürt bir arada huzur içinde yaşayabiliyorsa bunda Bahçeli'nin tavrının rolü önemlidir.
Devlet Bahçeli ülkenin birliği ve terör konusunda hiçbir taviz vermeden ama insanları tahrik de etmeden çizgisini korudu.
Bahçeli'nin çizgisiyle aynı yerde olup olmamak ayrı bir konudur ama milliyetçiliği denetim altında tutması övgüye değerdir.
Son aday listeleri de Bahçeli'nin yeniden ülke yönetimine talip olduğunu gösterdi.
MHP devlet ve yönetim tecrübesi olan, halka güven verecek nitelikte çok sayıda adayı listelerinin üst sıralarına yerleştirdi.
Teşkilata vefa kadar yönetim tecrübesine de önem veren Bahçeli dengeli bir liste oluşturdu.
Aslında bu seçimde bütün partilerin toplumun her kesiminden oy alabilecek, kimseye itici gelmeyecek, yönetim tecrübesi yüksek isimleri seçmeye çalıştığını söyleyebiliriz.
Belki de siyasetin normalleşme sürecini böyle yaşıyoruz.
Herkesin kendi çizgisini koruduğu ama lümpenleşmeye yüz vermediği, mahalle tarzı politikayı dışlayan bir üslubun Türkiye siyasetine damga vuracağı bir döneme giriyor olabiliriz.
Türkiye siyasette lümpen çizgiyi devre dışı bırakabildiği ölçüde demokrasi sağlıklı bir biçimde gelişmeye devam edecektir.
Bahçeli bu yolda ciddi katkılar yapmış bir siyaset adamı olarak Türkiye siyaset tarihindeki yerini mutlaka alacaktır.
Sıkıyönetim talebi
Sonunda bakla ağızdan çıktı ve Güneydoğu'da sıkıyönetim talebi dillendi.
Yakın tarihin önemli bir bölümünü olağanüstü hal veya sıkıyönetim altında geçiren bölgede seçim yaklaştıkça terörist saldırıların tırmanmaya geçtiği dikkat çekiyor.
Amaçlardan biri Türkiye'yi Irak batağına sürükleyip zayıf düşürmek ve bu arada gerçek hedefe ulaşmaksa, diğeri de demokratik süreci askıya aldırmaktır.
Herkesin yapması gereken, terörle mücadeleden taviz vermeden demokratik sürece sahip çıkmaktır.
Türkiye terör belasını sıkıyönetim olmadan da defedecek güçtedir.
sabah
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle