En Sıcak Konular

Ismet Berkan


Ismet Berkan
0 0 0000

Partilerin değişim sınavı



Türkiye gerek ekonomik ve gerekse demografik olarak bir kritik eşiği döndü veya dönmek üzere.
Şehirlerde yaşayan nüfusun köylerde yaşayanları sayıca geçmesi 80'li yılların sonlarının ürünü. Demografik değişim o dönemden bu döneme hızlanarak devam etti. Son yapılan çalışmalara göre kent merkezlerinde yaşayanların oranı toplam nüfusun yüzde 70'ini bulmuş durumda.
Bu demografik değişimi ekonomik değişim izliyor. Özellikle son dört yılda, bu çoğunluk 'kentli' olmaya da başladı, orta gelir grubuna tırmanma hızlandı. Artık Türkiye nüfusunun çoğunluğunu alt gelir grubundakiler oluşturmuyor. Evet hâlâ yoksullarımız var, alt gelir grubunda yaşamak zorunda olan bir hayli büyük kalabalıklar var ama artık çoğunluk orta ve üst gelir gruplarında.
Bu yeni durum Türkiye'de ister istemez siyasetin sosyolojisini de değiştirecek, başka pek çok şeyi değiştirdiği gibi.
Dün bu köşede Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Türkiye'nin iktidardaki son köylü partisi olduğunu iddia ettim. AKP oylarının büyük çoğunluğunun İstanbul, Ankara, Adana gibi büyükşehirlerden gelmiş olması durumu değiştirmiyor: AKP esas olarak bu şehirlerde hala köy hayatı yaşayan kenar mahallelerin partisi.
Ama paradoksal biçimde veya eşyanın tabiatı gereği, şehirlerin kenar mahallelerindeki bu 'köylü'ler, ekonomi yoluyla hızla 'kentli'leşiyorlar. Bu süreç tamamlanmadı ama büyük bir hız kazandı.

'Köylü'ler 'kentli'leştikçe doğal olarak siyasi talepleri de değişiyor. 'Köylü' iken, kente kapağı atmak, orada rahatça barınabilmek, başta din olmak üzere geleneksel kültürel değerlerini korumaya çalışmak, kentte tutunabilmek, düzenli bir işe girmek, sağlık hizmetlerinden yararlanmak gibi temel kaygılarla hareket edenler, kentte yerleşik hale gelir gelmez farklı taleplerle ortaya çıkıyorlar: Eğitim, iş güvencesi başta olmak üzere sosyal güvenlik, kente özgü kültürel talepler, daha fazla refah, daha fazla eşitlik vs.

Belki bu seçimde değil ama önümüzdeki seçimde bu yeni orta sınıfın talepleri ve temsili iktidarı belirleyecek. Eğer AKP gereken değişimi beceremediği takdirde, yani salt bir 'köylü partisi' olmaktan çıkmadığı takdirde ciddi bir erimeye girip bugün DYP'nin yaşadığı kaderi paylaşacaktır.
Benzer şekilde, artık sadece şehir merkezlerinin de merkezlerini temsil eder duruma düşmüş olan Cumhuriyet Halk Partisi de değişmediği takdirde, 70'li yıllarda CHP'deki değişimi kabullenmeyip bir nevi 'öz CHP'
olan Cumhuriyetçi Güven Partisi'nin başına gelen kaderi paylaşacaktır.
Üstelik bence değişim CHP için daha kolay olacaktır. Zaten geleneksel olarak bir orta sınıf partisi olan CHP'nin bu sınıfa yeni katılanları da temsil etmek için çalışmaya başlaması değişim için yeterli olabilecek. Yani, gelecekte AKP'nin işi CHP'ye göre daha zor olacak, onların geçirmesi gereken değişim daha şiddetli, daha temelli bir değişim olacak.
 
Şimdi bence Türk siyaseti açısından geleceğe de dönük olarak en temel soru şu: Türkiye'de geleneksel olarak seçimleri değişim ve sivilleşme talepleri kazandı. Bu taleplerin arkasındaki dinamik de ister istemez, değişimi arzulayan ve ortaya çıkacak yeni refahtan pay kapmak isteyen 'köylü' oyları oldu. Eğer toplumda köylülüğün veya alt gelir grubundan olmanın yerini orta gelir grubundan olmak alıyorsa, değişim ve sivilleşme arzusu azalacak mı?
Bence hayır. Kim ne derse desin Türkiye'de tarihin oku hep daha fazla demokratikleşme, daha fazla sivilleşme, devletten daha fazla bağımsızlaşma yönünü gösterdi ve bugüne kadar bir başarı sağlandıysa
o başarı bu okun gösterdiği yönde gitmek sayesinde oldu. O yüzden değişim arzusunun, sivilleşme ve demokratikleşme arzusunun ortadan kalkması beklenmemeli.

radikal



Bu yazı 892 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Temmuz 2012 ‘Tanrı Parçacığı’ bize neler vaat ediyor?
    • 10 Mart 2012 Tartışmayı içerikten biçime kaydırmak
    • 25 Haziran 2011 PKK dağdan nasıl iner
    • 26 Şubat 2011 1968 neden 68’de olduysa, şimdi de isyanlar ondan oluyor
    • 26 Aralık 2010 Seçim soruları: AK Parti kaç alacak, ya CHP?
    • 2 Kasım 2010 PKK’nın içine girdiği açmazı görmek
    • 31 Ekim 2010 ‘Kırmızı Kitap’efsanesinin sırları
    • 27 Temmuz 2010 Askeri vesayetin hukuki altyapısı
    • 24 Temmuz 2010 Enerji stratejimiz var mı?
    • 21 Temmuz 2010 Sahiden 12 Eylül'ü mü oylayacağız?
    • 14 Temmuz 2010 İran çelişkileri ve iç politika yansımaları
    • 7 Temmuz 2010 Liderler neden görüşecek, neyi görüşecek?
    • 5 Temmuz 2010 Dindar solcular
    • 3 Temmuz 2010 Kılıçdaroğlu, bu kafayla hiçbir şeyi çözemez!
    • 26 Haziran 2010 Hep aynı denklemin içine sıkışmak
    • 24 Haziran 2010 Eşit yurttaşlığa dayalı demokratik cumhuriyet
    • 13 Haziran 2010 Karpuz gibi ortasından ikiye bölünmüş ülke...
    • 6 Haziran 2010 Mahkûmun açmazı: Hayattaki karşılığı
    • 24 Mayıs 2010 Maalesef bizde hattı muhalefet yoktur, sathı muhalefet vardır
    • 4 Mayıs 2010 Eski defterleri açmak...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    12,258 µs