En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Acele işe şeytan karışır!



Yeni cumhurbaşkanını seçemedi Türkiye. Seçim süreci, demokratik olmayan yollardan kesildi. Asker 'muhtıra'yı çaktı; hukuk eğildi büküldü, hatta siyasete alet edildi.

Sonuç malum:

Meclis cumhurbaşkanını seçemedi.

AKP bunun üzerine "Madem Mecliste olmuyor, o zaman biz de halka gider, cumhurbaşkanını doğrudan halka seçtiririz" dedi.

Ama bu yolu açmak da kolay değil.

Bir kere takvim çok sıkışık. Ayrıca Çankaya engeli, yani Cumhurbaşkanı vetosu var. AKP de bu gerçeklerin farkında...

O zaman ne diye zorluyor?

Seçim meydanlarında, "Bunlar yalnız Meclis iradesine değil, millet iradesine de karşı!" diyebilmek için... Bunu bir kampanya kozu olarak muhalefete, CHP'ye karşı meydanlarda kullanabilmek için...

Olabilir.

Hepsi bu kadar mı?

Elbette değil.

Cumhurbaşkanını halka seçtirmek ve Türkiye'yi yarı-başkanlık ya da başkanlık sistemine götürmek, Tayyip Erdoğan'ın kafasında baştan beri var.

Tıpkı Özal ve Demirel gibi.

Merkez sağın eski liderleri de Çankaya'ya çıkarken, Erdoğan gibi düşünüyorlardı. Parlamenter sistemin Türkiye'nin önünü tıkadığına inanıyorlardı. Daha önemlisi, Çankaya'yı asker vesayetinden kurtarmadan, rejimi demokratikleştirmenin mümkün olmadığı görüşünü taşıyorlardı.

Yapamadılar.

Şimdi sıra anlaşılan Erdoğan'da.

Yapabilir mi?..

Kolay olmadığı gözüküyor.

Her şeyden önce zamanı değil.

Takvimin böylesine sıkışık olduğu bir dönemde, araya bir de sistem değişikliğini sıkıştırmaya çalışmak, çok önemli bir anayasal değişikliği aceleye getirmek birçok açıdan sakıncalıdır.

Bir soru daha var:

Acaba sistem değişikliği gerekli mi?

Sanmıyorum, gerekli değil.

Eksiği gediği de olsa ülkemizde parlamenter sisteme ilişkin bir gelenek oluşmuş durumda. Çok uzun ve sancılı bir tarihsel sürecin ürünü olan bu sistemden vazgeçmek gerekmiyor.

Türkiye kendi rejimini parlamenter sistem içinde demokratikleştirebilir, 'asker sorunu'nu çözebilir.

Ama bunun için işe önce parlamenter sistemin kendisinden başlamak, yani sistemi reforme etmek gerekiyor.

Ne yapılabilir?

(1) Cumhurbaşkanının parlamenter sistemin ruhuyla bağdaşmayan bir takım yetkilerine son vererek, cumhurbaşkanlığını sembolik hale getirmek...

(2) Bu arada yürütmenin yetkilerini arttırmak...

(3) Başbakana Meclis'i feshedip ülkeyi seçime götürme yetkisi tanımak...

(4) Yasama organının yürütmeyi denetlemesini sağlayacak düzenlemeler yapmak...

(5) Siyasal partilerde 'lider sultası'nı kırmak... Bir başka deyişle siyasi partiler düzeninde, siyasetin finansmanı dahil birçok açıdan reform yapmak...

(6) Seçim sistemini temsilde adalet ilkesi uyarınca, -tabii yönetimde istikrar ilkesini de kesinlikle göz ardı etmeksizin- yeniden düzenlemek, yüzde 10 barajını indirmek... Bir başka deyişle köklü bir seçim sistemi reformu yapmak...

(7) Cumhurbaşkanı seçimini de 367 engelinden kurtarmak...

Bunların tümü, ülkemizde siyasal yapının -parlamenter sistem içinde kalarak- değişmesiyle ilgilidir.

Böylesine köklü bir değişiklik aceleye getirilemez. Enine boyunu tartışmak için hem zamana, hem de iktidarla muhalefet arasında uzlaşma arayışlarına ihtiyaç vardır.

Acele işe şeytan karışır!


milliyet



Bu yazı 1,012 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,429 µs