En Sıcak Konular

İbrahim Karagül


İbrahim Karagül
0 0 0000

Cumhurbaşkanlığı krizi değil, Kuzey Irak krizi!



Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt “Kuzey Irak'a operasyon yapılmalı, faydalı olur ve başarılı oluruz” anlamındaki sözleriyle hem çok ciddi bir askeri operasyon ihtimalini gündeme getirdi hem de Ankara'daki siyasi kriz endişesini büyük oranda azalttı.

İç politikada seçim havasına giren Türkiye, Kuzey Irak'ta ciddi bir askeri hareketlilik içine girebilir, bu da iç politikayla ilişkili bir hal alır mı? Siyasi karara, yasal yetkiye atıf yapılan konuşma, siyasi iradenin şimdilik operasyon taraftarı olmaması, ABD'nin böyle bir operasyona karşı oluşu ile birlikte ele alındığında nasıl bir manzara çıkıyor ortaya?

ABD eski Genelkurmay Başkanı Richard Myers'ın “Türk ordusu orada ABD askerleriyle karşı karşıya gelebilir” uyarısına rağmen bu talep Mesut Barzani'nin Türkiye'yi tehdit eden açıklamalarına karşı Irak'a verilen nota ile birlikte düşünüldüğünde, önümüzdeki dönemde nasıl bir hareketliliğin yaşanacağını az çok tahmin edebiliriz.

Büyükanıt'ın, Barzani'nin sözlerine atfen; “Bu sözlerin arkasında onları şımartan kimlerin olduğunu biliyorsunuz” diyerek ABD'yi işaret etmesi, dün Irak parlamentosundaki patlamayı hatırlatarak “Kısa ve orta vadede Irak'ta bir çözüm zor görünüyor” sözleri, sadece Irak'ın geleceğine ilişkin karamsarlı yansıtmakla kalmıyor. Kuzey Irak merkezli olarak Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri gerecek bir geleceğe de işaret ediyor aslında. PKK'ya karşı Türkiye'nin taleplerini ciddiye almayan ABD'ye karşı Ankara zor ve riskli olanı tercih etme durumunda kalabilir. O zaman ABD, Türkiye'nin tepkisinin PKK ile sınırlı kalması için çaba göstermek zorunda kalacak demektir.

Barzani'nin sözlerini tartıştığımız dönemlerde TSK'ya bağlı komandolar zaten Irak'ta sınır ötesi operasyonlar yapıyordu. Zaho'nun doğu bölgesinde sınırdan 20 kilometre içeri giren 15 bin asker Haftanin, Sinaht ve Pirbela bölgelerinde 30-40 kilometre derinlikli operasyonlar yaptı. 200 bini aşkın asker, aylardır sınır bölgelerinde hareketlilik içinde, olası bir operasyon için bekliyor.

Bu sözler, ABD'ye rağmen bir aciliyeti ve zorunluluğu ifade ediyor. Hatta operasyonun PKK'yı hedef almasına rağmen Barzani birliklerine de yönelebileceğine ilişkin ifade edilmeyen bir kanaati de. Çünkü Türkiye, tehdit değerlendirmesini PKK üzerinden yapsa da, asıl tehlikenin Barzani'den kaynaklandığı gerçeğini göz ardı etmiyor.

Cumhurbaşkanlığı krizi bekleyenler, Büyükanıt'ın açıklamalarından büyük hayal kırıklığına uğradı. Çünkü açıklama, beklentilerin dışında, polemiklere izin vermeyecek şekilde oldu ve dikkatleri bir anda başka yöne çekmeye yetti. Tabiî kriz beklentisi içinde olanlar, “cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil, özde bağlılık” ifadesine takılıp kalacaklar ama, bu konuşmanın merkezinde Kuzey Irak olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Öyle görünüyor ki, Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda yaşanacağı öngörülen kriz, Türkiye sınırlarının dışına çıkarılacak. Çünkü yukarıdaki sözler, uzunca bir süredir devam eden K.Irak'la ilgili diyalog sürecini tersine cevirdi. Böyle bir durumda, sınır ötesi operasyon için gereken siyasi kararın, yasal yetkinin çıkması beklenenden daha kolay olabilir. İçeride kriz istemeyen, Cumhurbaşkanlığı seçimini sancısız atlatmak isteyen iktidarın, böyle bir yetkiyi vermekte çok zorlanmayacağı, dikkatleri Türkiye'nin dışına, en hassas konuya, kangren olan bir konuya yönlendirmeyi tercih edeceği ortada. Bu durum da, herkesi tatmin edecek gibi.

İç politikada kriz bulutları dağıtılırken bu yaz Kuzey Irak ve güneyle daha çok ilgileneceğiz.


yenişafak



Bu yazı 793 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Nisan 2012 Türk-Kürt-Sünni..
    • 30 Mart 2012 Suriye satrancı, İsrail'e askeri üs
    • 16 Şubat 2012 En tehlikeli ihtimal: Ya savaş tersine dönerse!
    • 10 Şubat 2012 Hesaplaşma: Kim kimi tasfiye edecek?
    • 2 Aralık 2011 Bitti Esad, gerçekten bitti..
    • 18 Kasım 2011 Artık, Suriye ile savaş halindeyiz!
    • 9 Eylül 2011 Evet, Tahrir'de konuş! Tarihi değiştir! De ki...
    • 18 Ağustos 2011 İran-Suriye ve PKK: O 'kart' yine masada..
    • 10 Ağustos 2011 Altı saat ne konuştular?
    • 27 Temmuz 2011 Ölüm koalisyonu Haçlı savaşçıları..
    • 22 Temmuz 2011 Avrupa Birliği parçalanıyor..
    • 29 Nisan 2011 Cuma, öfke, kan...
    • 10 Şubat 2011 Barış beklerken savaş gelmesin!
    • 31 Aralık 2010 Bir casusa bu kadar para veriliyor mu!
    • 29 Aralık 2010 İki not ve bir kirli ittifak!
    • 24 Eylül 2010 İsrail-PKK bağlantısı bu işi bozabilir mi?
    • 3 Şubat 2010 Bu toplantı hiç de hayra alamet değil!
    • 17 Aralık 2009 İran-Suudi savaşına doğru mu gidiyoruz?
    • 8 Aralık 2009 Reşadiye'den kim ne mesaj veriyor?
    • 28 Ekim 2009 Birileri tarih yapıyor, bunu kimler yazacak?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,991 µs