En Sıcak Konular

Ahmet Hakan


Ahmet Hakan
0 0 0000

Türkiye sizinle rezil oluyor



ORHAN Pamuk davasında adliyede sergilenen "tehlikeli müsamere"yi görünce, "Ulan yine milletçe rezil olduk" diye tepki vermiştim.

Davayı izleyen Avrupalı parlamenterin tekmelenmesi dünya medyasında haber olunca, Canan Arıtman’ın tabiriyle, rencide olmuştum.

Ancak...

"Müsamereciler"in utandırma girişimi Orhan Pamuk davasıyla sınırlı kalmadı.

Hrant Dink davasında da sahne aldılar.

Onun "Ermeni" oluşunu falan gündeme getirip, vatana olan bağlılığını sorgulamaya kalkıştılar.

Bana düşen yine bir "milli utanç" idi.

* * *

Dikkat! Utanç sürüyor:

Aynı "tehlikeli müsamere", bu kez Perihan Mağden davasında sergilendi.

Neymiş?

Perihan Mağden "halkımızı askerlikten soğutma" suçu işlemiş! Peki o zaman soralım:

Bu ülkede "halkı askerlikten soğutmak" suç da, "halkı kendi vatanından utanır hale getirmek" suç değil mi?

Çünkü...

Bu yapılanlar, beni utandırıyor, rencide ediyor, küçük düşürüyor! Ve ben bu küçük grubun yapıp ettikleriyle daha fazla rezil olmak istemiyorum.

Bu konuda Türk Ceza Kanunu’nda bir madde yok mudur acaba?

* * *

Şaka bir yana, artık işin tadı iyiden iyiye kaçmıştır.

Çünkü... Bizim "Müsamereciler", şimdi de, Elif Şafak’ın "Baba ve Piç" adlı romanını dava konusu yapıp, bizi iyice rezil rüsva etmeye hazırlanıyorlarmış.

Neymiş?

Romandaki kahramanların konuşmalarında vatana ihanet söz konusuymuş.

"Ama onlar roman kahramanı! Hayali kişiler yani" falan demenin bir faydası olacağını sanmıyorum.

Sonuçta bu dava açılır, o roman yargılanır. Ve bize de "Roman kahramanlarının yaptıkları konuşmalar nedeniyle yargılandığı bir ülkenin vatandaşı" olmak yükü kalır.

Böylece en hafifinden alay konusu yapılırız.

Peki o halde soralım: Roman kahramanlarının vatan haini olduklarını ileri sürmek, başlı başına "ülkeyi küçük düşürme" hareketi değil midir?

* * *

Düşüncelerini açıklayan insanların yargılanmasıyla, zaten yeterince ayıp ediliyor.

Bir de işin içine bu "Vatan Yahut Silistre" ekibi girince, ayıp katlanarak büyümüyor mu?

Ne diyelim:

Yeter artık, küçük düşmek, utanmak, kısacası rezil olmak istemiyoruz!

TRT’den açıklama: Dini yayın artmadı

DÜN bu köşede çıkan değerlendirme üzerine TRT Genel Müdürlüğü’nden bir açıklama geldi.

"Cevap hakkı"na duyduğum saygı gereği bu açıklamayı "yorumsuz" olarak yayınlıyorum:

"TRT’de görsel dini programlar, 1974 yılından beri hazırlanmaktadır. AKP iktidarı döneminde artış gösterdiği söylenen ’dini yayın’ konusu, söylentiden başka bir şey değildir. 12 Ocak 2004’te genel müdür değişikliği gerçekleştiğinde TRT’de dört adet dini program mevcuttu.

Bu programlar şunlardır:

BİR: İnanç Dünyası. 30 dakika. TRT 1

İKİ: İnanç Dünyası. 30 dakika. TRT INT

ÜÇ: İnanç ve Bilim. 30 dakika. TRT 2

DÖRT: Diyanet Saati. 60 dakika. TRT 4.



12 Ocak 2004’ten sonra (bugün itibariyle) yine dört adet dini program mevcuttur. Bu programlar ve süreleri şöyledir:

BİR: Yolcu. 30 dakika. TRT 1

İKİ: Hayat ve Din. 30 dakika. TRT 2

ÜÇ: Sonsuzluk Yolcusu. 30 dakika. TRT INT

DÖRT: İslam’ın Aydınlığında. 60 dakika. TRT 4

Görüldüğü gibi dini yayınlarda ne süre, ne adet olarak bir artış söz konusudur.

Dini programlar, başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, bakanlıklar, üniversiteler ve ilgili diğer kurum ve kuruluşların hizmet ve desteği alınarak hazırlanmaktadır. TRT Genel Müdürlüğü.

Bu yazı 869 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Temmuz 2010 Yeter ki Tayyip gitsin duygusu
    • 3 Eylül 2009 Umreden mahrem notlar
    • 26 Şubat 2009 28 Şubat bitti mi?
    • 22 Şubat 2009 Aydın Doğan’la bir fasıl gecesi
    • 9 Şubat 2009 Hastasıyım bu istismarın
    • 18 Ocak 2009 Benim gözümle Kemal Gürüz
    • 24 Kasım 2008 CHP’nin Tayyip’i
    • 6 Ağustos 2008 Ahmedinejad’ın Anıtkabir’de ne işi var
    • 23 Temmuz 2008 Kandıra’dan mesaj var
    • 9 Temmuz 2008 Gaza gelme Latif Abi
    • 4 Haziran 2008 Önder Sav’a açık mektup
    • 25 Mayıs 2008 Kısa Türkiye tarihi
    • 19 Mayıs 2008 Ağustosta rapsodi
    • 7 Mayıs 2008 Asılmışların paylaşımı
    • 5 Mayıs 2008 Biri Tayyip’e fısıldadı: Parti kapatılmayacak
    • 10 Nisan 2008 Organize’de iki saat
    • 13 Mart 2008 Bayan Çölaşan yalan söylüyor
    • 7 Mart 2008 Da Vinci Baykal’ın şifresini çözdüm
    • 2 Mart 2008 Yaşar Paşa’ya da bir şey söylenir mi?
    • 17 Şubat 2008 Artık şu İranlılara yüz vermesek diyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,649 µs