Derya Sazak
0 0 0000
Perihan'ın davası
TCK'nın 301. maddesinden açılan davaların Türkiye'nin demokratik iklimine taşıdığı iç karartıcı bulutlar, Perihan Mağden'in yargılandığı "vicdani ret" tartışmasıyla AB sürecinde geride bıraktığımızı sandığımız "düşünce suçu" kavramını yeniden gündeme getirmekte.
Orhan Pamuk'la başlayan, Hrant Dink'i ve Radikal yazarlarını hedef alarak devam eden "cezalandırma" rüzgârı yeni isimleri önüne katarak ve giderek sertleşerek Türkiye'yi AB hedefinden kopartacak yönde esmeye devam ediyor.
Beyoğlu Savcılığı, şikâyet üzerine Elif Şafak'ın son romanı "Baba ve Piç" için soruşturma açmış. TCK 301/1. maddesindeki "Türklüğü aşağılamak" suçunu işledikleri iddiasıyla yazar Elif Şafak ve kitabın yayıncısı Metis Yayınları yönetmeni Beyoğlu Savcılığı'na ifade verdiler. Şikâyetin bu tür davaların avukatı Kemal Kerinçsiz tarafından yapıldığı bildiriliyor. Benzer bir iddiayla 6 ay hapis cezasına mahkûm edilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in davası da "suç ve ceza" sarkacı arasında gidip geliyor.
Son olarak Yargıtay Başsavcılığı, "beraat" kararını bozan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin kararına itiraz ederek, "eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmadığı" görüşünü bildirdi. Başsavcılığın "sanık" lehine yaptığı itiraz, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda incelenecek. TCK'nın 301/1. maddesi reformların üzerinde "Demokles'in kılıcı" gibi tutulurken, yazar Perihan Mağden'le ilgili olarak İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan dava da Türkiye'de ifade özgürlüğü üzerinde yeni soru işaretlerine yol açtı.
Perihan Mağden, "vicdani ret"çi Mehmet Tarhan'ı savunan yazılarında "halkı askerlikten soğuttuğu" gerekçesiyle 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmak isteniyor. Dünkü duruşmada Mağden, "Söz konusu yazım sadece vicdani reddin insan hakkı olması halini savunmaktadır. Ben düşüncenin suç olmaktan çıkarıldığı bir ülkede yaşamak istiyorum" diye konuşmuş.
Ankara'daki 4 yıllık görev süresi ağustosta sona erecek olan AB Temsilcisi Kretschmer'in Milliyet'te Utku Çakırözer'le söyleşisinde gelişmelerden endişe duyduğunu anlatırken Perihan Mağden davasını da örnek vermesi anlamlıydı: "Biz 301. maddenin değiştirilmesini istedik. Türk hükümeti ise uygulamanın beklenmesini tercih etti. Mahkemelerden beraat kararları da çıkıyor ama yargılama tehdidi ciddi bir yıldırma. Vicdani reddi desteklediği için yargılanan Perihan Mağden'in durumu... Bunun neresi yanlış?"
AB Temsilcisi soruyor: "Bir hakkı savunmak niye dava konusu olsun?!"
Katılıyoruz.
Bu yazı 1,257 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
26 Aralık 2010
Davutoğlu yılı
-
29 Kasım 2009
Kıyamet
-
27 Mart 2009
Darbe davası
-
14 Ağustos 2008
Ekmek ve mayın
-
8 Aralık 2007
Katliam davası
-
1 Eylül 2007
Kabine ve program
-
28 Kasım 2006
Ne darbesi?
-
8 Eylül 2006
Camide linç
-
2 Eylül 2006
Çatışma belgesi
-
1 Eylül 2006
Asker riski
-
18 Ağustos 2006
Asbestli gemi
-
11 Ağustos 2006
Korku çağı
-
8 Haziran 2006
Perihan'ın davası
-
1 Haziran 2006
Mevlana gibi
-
2 Mayıs 2006
Eskiye dönüş
Yorumlar
+ Yorum Ekle