Washington'da, bir tür 'Türkiye haftası' yaşadık. Bir dizi toplantı, siyaset, iş dünyası, diplomasi, ordu ve medya mensuplarını Amerikan başkentine taşımıştı.
Türkiye'den farklı kesimleri buluşturan ortamlarda kendisini hep hissettiren devlet-hükümet, sivil-asker ayrılığı yine belirgindi.
Benim dikkatimi en çok çeken ise, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile ABD arasında, yeni olmasa da giderek sanki daha vurgulu hale gelen ayrışmaydı.
Amerikan Türk Konseyi (ATC) Yönetim Kurulu Başkanı emekli general Brent Scowcroft'un "1 Mart aşıldı; uyum artıyor," ABD Genelkurmay Başkan Yardımcısı Amiral Edmund Giambastiani'nin "Temel sağlam; farklarımız daha ziyade taktiksel" demesine karşın, ABD ile TSK'nın önemli konularda farklı düşündüğü aşikârdı.
Bu farkları, Washington'ın 'Türkiye'nin Müslüman kimliğine bakışı ve bizdeki laiklik uygulamasını yer yer din özgürlüğüne aykırı sayması' konusuna hiç girmeksizin, sadece geçen hafta öne çıkan başlıklar bazında ve öncelik sırası gözetmeden özetliyorum:
Avrupa Birliği: ATC'de konuşan Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Ergin Saygun, Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın şubatta Washington'da yaptığını yaptı. AB'yi, özellikle PKK ve Kürt sorunu bağlamında sert eleştirdi; Avrupa parlamenteri Joost Lagendijk'i adını vermeden hedef aldı.
Saygun'u dinleyen bir ABD'li yetkili, "TSK'nın komuta kademesinden AB yanlısı mesaj işittiğimiz gün, Türkiye'nin geleceğinin parlak olduğuna inancımız artacak" diyordu. Aynı yetkiliye göre, ABD, TSK'nın AB'ye bakışını, "en iyi olasılıkla 'serin', en kötü olasılıkla 'şiddetli muhalif'" sayıyor.
Buna karşın, AB üyelik hedefinin desteklenmesi, ABD'nin Türkiye politikasının önceliklerinden. AKP'nin Washington'daki kredisi, büyük ölçüde, AB sürecine sahip çıkmasından kaynaklı.
Afganistan: TSK'nın Afganistan'daki rolü, Türk-Amerikan işbirliğini örneklemek adına, iki tarafça da her fırsatta dile getiriliyor. Arka planda ise, ciddi anlaşmazlık var.
Amiral Giambastiani, ATC'de, "NATO, Afganistan'daki kuvvetlerinizi ihtiyacına göre kullanamıyor" diyerek, Türk askeri üzerindeki görev kısıtlamalarının gevşetilmesini istedi.
ABD'lilere göre, "Afganistan'daki rolünü sınırlandırarak, NATO operasyonunun başarısını riske atan" tek ülke Türkiye değil. Ama bu konudaki kararı, parlamento yerine ordunun aldığı tek NATO ülkesi Türkiye olunca, Washington'ın tepkisi de TSK'ya yöneliyor.
36. Paralel: Ankara'nın Birinci Körfez Savaşı ve sonrasında K.Irak'a sağladığı destek, ABD'liler gözünde, Türk-Amerikan dayanışmasının en önemli örneklerinden.
Org. Büyükanıt'ın, Harp Akademileri konuşmasında, 1991'de 36. paralelin çizilip, K. Irak'a destek verilmesinden "hata" diye söz etmiş olması, Washington'da 'çok olumsuz' karşılandı.
Kürt bölgesi: Irak Kürdistanı'nın siyasi varlığı (ve PKK'nın burada barınması) ABD ile TSK arasında ciddi bir pürüz.
ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in , ATC'de, "Türkiye'nin, Kürt bölgesi ile sınırından" söz etmesi de bu pürüzü açığa vurdu. TSK yetkilileri, "Bizim sınırımız Irak'la" diye tepki gösterirken, ABD' lilere göre, "Gates, Türk konukların hassasiyetini gözetip 'Kürdistan' yerine 'Kürt bölgesi' demişti."
Ayrışmanın temelinde, Irak Anayasası'nın "Kürdistan bölgesi" diye adlandırdığı federal oluşumu Washington'ın resmen tanıyıp Ankara'nın fiilen tanımaması var.
Kürt liderler: Irak'taki Kürt bölgesini ve liderlerini tanımama durumu, bizde sadece TSK'ya özgü değil.
Ancak TSK ile hükümet, Iraklı Kürt liderlerle temas konusunda farklı düşünüyor.
ABD, bu konuda AKP'nin tavrını destekliyor. Org. Büyükanıt 'ın, Washington'daki açıklamalarıyla, 'Kürdistan Bölgesinin Başbakanı' sıfatına sahip Neçirvan Barzani'nin Türk yetkilileriyle buluşmasının önüne set çekmesi, ABD'yi rahatsız etti.
Ermenistan: ABD, Ankara-Erivan ilişkilerinin normalleşmesi, sınırın açılması çağrısını sürdürüyor.
Org. Saygun ise, ATC'deki konuşmasında, Ermeni resmi belgeleri değişmedikçe, normalleşmeye de, sınırın açılmasına da karşı çıktı.
Org. Saygun'un Surp Haç Kilisesi'nin ('Akdamar Anıt Müzesi' adıyla) açılışının arifesinde, "Ermeniler, Akdamar Adası'nı bile atayurdu sayıyor" demesi, gerek ima ettiği tehdit, gerek zamanlaması bakımından Washington'da yadırgandı.
Kıbrıs: Ankara'nın ve KKTC halkının Annan Planı'na desteği, Türkleri Kıbrıs'ta oldum olası 'çözüm karşıtı' sayan uluslararası bakışı değiştirdi. AKP, referandum sürecinde oynadığı rolle, ABD'de puan topladı.
TSK'nın "Annan Planı'na karşı, Rauf Denktaş çizgisine sadık" mesajları ise 2004'te olduğu gibi, bugün de Washington'da tepki çekiyor. Annan Planı'nın az kalsın 'darbe vesilesi' yapılacağı, Nokta dergisinin yayınıyla bir kez daha gündeme gelirken, Org. Saygun da ATC'de, Kıbrıs konusunda ABD'yi ve AB'yi eleştiriyor, Türk askerinin adada kalmaya kararlı olduğunu duyuruyordu.
milliyet
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle