En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Ayıp değil mi çocuklar!



Pisti... Merdivenler resmen dökülüyordu. ‘Taşra hükümet binası’ havası kokuyordu içerisi. Bir havalandırma sorunu da vardı galiba.

Boğulmuştum o gün.

Sanatçıların eğleştiği yükseltiye ‘sahne’ adı veriliyordu ama sahne sahneye benzemiyordu.

Koltuklar çirkindi ve kırmızı kırmızı bağırıyordu. Giriş çıkışlar tam bir sakalet örneğiydi. Konser salonuna değil de, ‘Kapalı Spor Salonu’na giriyor gibiydiniz.

Fuaye ne durumdaydı, kimbilir.

İki etkinlik izlemek zorunda kaldım orada.

İlki, değerli sanatçı-laik aktivist Bedri Baykam’ın ‘Menemen’li resim-kolaj sergisiydi. Ağzı salyalı şeriatçıların kestiği Kubilay’ın kan damlayan kesik başı, simülasyonun bir parçası olarak o dönemde kullanılan aparatlar, top, tüfek ve kağnı arabası, gazete kupürleri, taş baskı matbaa... Testere de var mıydı, hatırlamıyorum.

Bedri sergilediği şeylere ‘resim’ diyordu ve herkesi güldürüyordu. Herhalde güldürürken düşündürmek istiyordu.

İkinci etkinlik, üç dini buluşturan müzik konseriydi...

İlahiler, aryalar, Mahler özentili senfonik parçalar...

Güzel olmasına güzeldi de, tadına varamamıştım. Bir kere, mekan ‘konser mekanı’ değildi, salonda akustik bulunmuyordu ve sahne dardı.

Şimdiki durum nedir, bilmiyorum ama, gittiğime gideceğime pişman olmuştum. Bir daha da tövbe ettim.

Burası neresi?

Burası, bir kısım sahne ve sinema sanatçısının ‘yıktırtmayacağız’ diye tutturdukları Atatürk Kültür Merkezi... Kısaca AKM diyoruz. Buluşma noktası olmak dışında herhangi bir işlevi bulunmuyor bugün.

Bakmayın ‘yıktırtmayacağız konsorsiyumu’nun tarihi eser muamelesi yapmasına... Hayati Tabanlıoğlu diye bir mimar tarafından (sanırım 50’lerde) tasarlanmış, dış cephe itibariyle ‘farklı gibi’ görünen çirkin bir bina. Mimarinin kitsch örneklerinden...

Bir dönem çirkinlikler ‘modernlik’ diye pazarlanıyordu ülkemizde. 70’li yıllar modernizmini hatırlayalım; özellikle giyim kuşamda.

Hayati Bey de kusura bakmasın (öldüyse Allah rahmet eylesin) çirkin bir bina tasarlamış ve tabiri amiyane ile bunu yedirmiş. 1969 yangınından sonra Kültür Bakanlığı derleyip toparlamaya, aslına uygun hale getirmeye çalışmış ama olmamış. Olmaz da...

Şimdi deniyor ki, ‘AKM Cumhuriyet’in yadigarıdır, yıkılamaz.’

Kaç gündür gösteriler düzenleniyor... Dünya Tiyatrolar Günü’nde de bir grup sanatçı bina önünde nümayiş yaptı...

İşsiz tiyatrocular arasından ‘Kendimi yakarım, olmazsa damdan atarım’ diyen birileri çıkar mı, doğrusu onu da bekliyorum.

Sanatla ünsiyetini bilmediğim birileri de, fırsat buldukça köşesinde ‘AKM yıkılmaz, laiklik bölünmez, AKM’yi yıkmak Atatürk’e saygısızlıktır’ tadında yazılar yazıyor.

Bir kere arkadaşlar, AKM yıkılırsa laiklik elden gitmez.

Hele, vatan hiç bölünmez.

İkincisi, AKM’ye ‘tarihi eser’ muamelesi yapmaktan vazgeçin, komik oluyorsunuz.

Üçüncüsü, ‘Atatürk’ün adını taşıyan her yer kutsal mekan değildir.

Kötü bina yıkılır, yerine iyisi yapılır.

İyisine de ‘Atatürk Kültür Merkezi’ denir, olur biter.

Neden bu kadar basit bir meseleyi köpürtüp ‘rejim meselesi’ haline getiriyorsunuz?

Hiç oluyor mu?

Muhalifmiş gibi yapmak size mutluluk veriyorsa, buyrun yıktırtmayın da, asıl saygısızlığı bu döküntü sefilliğe ‘Atatürk’ ismini yakıştırarak siz yapıyorsunuz...
 
star



Bu yazı 839 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,893 µs