En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

Melih Gökçek, Emin Çölaşan’ı havada karada yener!



Türkiye büyük bir tartışma programına hazırlanıyor. Hürriyet Gazetesi'nin en polemikçi, en fazla tazminat cezası ödeyen yazarı Emin Çölaşan ile AK Partili Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek Perşembe akşamı TGRT Haber TV ekranlarında kozlarını paylaşacaklar!

Kesin kavga çıkacaktır! Onun için televizyon yetkililerinin programın yapıldığı stüdyoyu üç beş kavga ayırıcı bodyguard ile tahkim etmeleri gerekiyor. İzleyici için müthiş şenlik olacak!

Daha önce birbirlerine en ağır hakaretleri yapan biri gazeteci biri belediye başkanı iki kişinin kavgalarının mahkemelerden televizyon ekranlarına taşınması bir anlamda iyi oldu. Çünkü, netice de halk hakem olacak ve ikili hakkındaki kesin kararını verecektir. Şüphesiz bu program o gün bütün reytingleri alt üst edecek ve zirveye de oturacaktır!

Daha önce benzeri bir program Fehmi Koru ile Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Hikmet Çetinkaya'nın katılımı ile gerçekleşmişti. Ali Kırca'nın yönettiği tartışma da, Kırca'nın çaktırmadan Hikmet Çetinkaya'nın yanında yer almaya çalışmasına rağmen, Fehmi Koru Çetinkaya'yı toprağın derinliklerine gömmüştü. Benzeri bir program Türkiye'nin duayen gazetecilerinden Mehmet Barlas ile yine Emin Çölaşan arasında cereyan etmişti. Orada da Mehmet Barlas gerek bilgisi, gerekse ekran hakimiyeti ile Emin Çölaşan "liboş liboş kelimeleri ile cümleler kurmaya çalışırken" O'nu berrak denizlerden kızgın çöllere postalamıştı.

Yine Cumhuriyet Yazarı Uğur Mumcu ile Hasan Mezarcı arasında böyle bir tartışma oldu ekranlarda. O maçtan hatırladığım güzel bir kontra golü hiç unutamam: Hasan Mezarcı tartışma sırasında Rıza Nur'un anılarından bahsederken, Uğur Mumcu "Bırak o deli adamı" dediğinde Mezarcı ona şöyle demişti: "Senin deli dediğin adam Atatürk'ün bakanıydı."

Aslında Emin Çölaşan ile Melih Gökçek her ikisi de fena halde tartışmacı ve karşısındaki kişiyi en acımasız şekilde nakavt etmeye ayarlı kişilikler. Ancak Melih Gökçek bugüne kadar Emin Çölaşan karşısında maç kaybetmedi. Melih Gökçek'in Emin Çölaşan'dan aldığı hakaret tazminatları döner kebap olup Ankaralıların midelerine gitti. Emin Çölaşan, Hürriyet Gazetesi'ndeki sütunlarını genellikle Melih Gökçek hakkındaki yazılarıyla doldurur. Ve o yazılar çoğu zaman mahkemeler tarafından Gökçek'e hakaret kabul edilir ve tabii ki Çölaşan mahkum olur.

Şimdi... Mesela Emin Çölaşan Melih Gökçek için yazılarında sık sık "İ.Melih Gökçek" diye bahseder. Aslında buradaki "İ" Melih Gökçek'in pek kullanmadığı ilk ismi olan İbrahim ya da İsmail (Vikipedia Ansiklopedisi'ne göre İbrahim)' dir. Ama Emin Çölaşan bunu "İ nokta Melih Gökçek" diye de yazdı ve buradaki "İ nokta" ile neyi kastettiğini mahkeme heyeti pekala anladı ve Gökçek o davayı da kazandı. Oysa "İ.Melih" yazsa mahkeme bunu hakaret kabul etmeyecekti. Melih Bey'le konuşamadım. Eğer konuşabilsem kendisine "Bugüne Kadar Emin Çölaşan'dan ne kadar tazminat kazandığını" soracaktım. Gökçek'e önerim, tartışmaya Çölaşan'dan bugüne kadar kazandığı tazminatları açıklamayla başlamasıdır. Bu arada Emin Çölaşan'a da böyle bir tartışmaya girmesini doğrusu önermem. Çünkü Melih Gökçek fena halde hazırlıklı gelecektir ve Emin Çölaşan kendisini savunmak için fena halde terleyecektir. Hadi bakalım, iki yiğit çıktı meydane ikisi de birbirinden....

bugün

 



Bu yazı 1,607 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,247 µs