En Sıcak Konular

Abdullah Muradoğlu


Abdullah Muradoğlu
0 0 0000

300 Ispartalı



Milattan önce 480'de Pers Kralı Xerxes, Termofil geçidinde 300 Ispartalı'nın muhteşem direnişiyle karşılaşmış.

Pers ordusu 120 bin ile 500 bin arasında değişiyormuş.. Homeros ise daha da uçmuş, Perslerin sayısını iki milyonun üzerinde göstermiş..

Ama o da zaten kör bir ozandı, duyduğunu yazardı..

Frank Miller de tutup, içine efsaneler karışmış bu olayı, 300 Ispartalı adıyla çizgi roman yapmış..

Tartışmalar yaratan filmin hikayesi bu..

Kimine göre Pers Kralı Kerkes, Irak'ı işgal eden Bush'a benzetiliyor, 300 Ispartalı da Iraklı direnişçilere..

Kimine göre, 300 Ispartalı 'Barbar Doğu'ya ders veren kahramanlar..

Benim dikkatimi çeken husus, daha farklı.. İran'ın filme tepkisi şaşırttı beni..

Yirmi yıl kadar önce, İran'ın İslam öncesi dönemine ait bir olaya bu şekilde yaklaşacağı tasavvur edilemezdi..

Çünkü İranlı mollalar, Şah Rıza Pehlevi'nin bu eski dönemlere öykünmesine fena halde karşı çıkarlardı..

Devrik Şah Muhammed Rıza Pehlevi'nin babası Rıza, köylü bir aileden geliyordu.. Eğitimsiz biriydi, okuma yazmayı subay iken öğrenmişti..

Talih ona güldü, yönetimi ele geçirdi.

Tuttu kendine Pehlevi unvanı taktı..

Çocuklarından birine Pers Kralı Kurus'un adını verdi.. Persia olan ülkesinin adını İran (Aryan'dan gelir) diye değiştirdi.

Oğlu Muhammed Rıza'ya 'Şehinşah' ve 'Aryamehr'(Aryanların ruhu) sıfatlarını taktı.

Muhammed Rıza'nın başı döndü.. O da 1970'lerin başında “Keyhüsrev'den Muhammed Rıza Pehlevi'ye: İran Devleti'nin 2500. Yıldönümü” diye kutlama yaptı..

Yabancı konukların çağrılı olduğu, dillere destan bu kutlama, Persepolis'te yapıldı..

İran halkı yoksullukla boğuşurken, Şah milyon dolarlar döküyordu kutlamaya..

Persepolis'in mirasçıları Pehlevi Hanedanı'dır demeye getiriyordu..

Pehleviler yetinmemiş, Zerdüştliği de ikinci devlet dini ilan etmiştiler.

İranlı mollalar, İslam Devrimi'nin 2500 yıllık monarşiyi sona erdirdiklerini iftiharla dile getirirdiler..

Şimdi ise, 300 Ispartalı filmini İran'ın tarihi mirasına ve medeniyetine bir saldırı olarak yorumluyorlar..

Amerikan yapımı filmin propaganda amaçlı olduğunu inkar edemem..

Yeni bir şey değil..

Efsaneleri 'gerçek' sanan beyinsizler için iş görüyor bu tür filmler..

Dedim ya, beni şaşırtan İran'ın tepkisi oldu..


'Sayın Vahdettin'

MEB'in hazırlattığı 'İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük' kitabında Vahdettin'in Sevr Anlaşması'nı imzalamadığı belirtiliyormuş..

E ne var bunda diyemezsiniz. Derseniz, padişahçı olursunuz.. Bu ibareler Vahdettin'i sempatik gösteriyormuş.. Demek oluyor ki, 'Sayın' Vahdettin'in imzalayıp imzalamadığı önemli değildir. 'Sayın' demem, saygı ifadesi diye anlaşılmasın.. Tam tersine, uzaklık ifade eder.

Kitaptaki ibareler bazı tarihçileri kızdırmış.

E ne yapalım, imzalamadıysa imzalamamıştır..

“Hain Vahdettin Sevr'i imzaladı” desek iyi bir iş mi yapmış oluruz.. Sevr Paçavrası'nın altında aptal Damat Ferit'in imzası da yoktur.. Hadi Paşa, Rıza Tevfik Bölükbaşı ve Reşad Halis'in imzaları yer alır.

Paris'e gidip anlaşmayı imza etmeyi Damat Ferit'in kıçı yememiş, ama İngilizlerle korkutarak tasdik etmesi için Vahdettin'i sık boğaz etmiş.. Günahı boynuna, Vahdettin “Musibetler Mecmuası” diye yorumladığı, hatta ”Gerekirse tahttan çekilirim” dediği söylenen bu paçavrayı tasdik etmemiş. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Padişah ve Meclis onayı gerekiyordu. Meclis feshedilmiş, yerini ise, 1920'de Ankara'da açılan Meclis almıştı.

Sina Akşin başta, bazı tarihçilere göre Sevr, İngilizlere uysal davranan Vahdettin'in elini kolunu bağlamıştı. Ödül beklerken cezalandırılmıştı..

Yani Milli Mücadele önderlerinin eli güçlenmişti.. Bu da Vahdettin'in tutacak bir dalı kalmadığı anlamına geliyordu. Bu yüzden Sevr'i tasdik etmeyip İngilizleri oyalamaya çalıştığı zikredilir.

İngilizler resmen onaylatamadıkları Sevr'i Yunanlılar eliyle uygulamaya koyar. Yunanlılar başta Uşak ve Bursa olmak üzere Batı Anadolu'yu ve Doğu Trakya'yı işgal ettiler.

Vahdettin şu, bu. Tamam.. Ama Sevr'in altında imzası yoktur.. İster kızın, ister kızmayın.


Edebiyatı ayağa düşürmek

Edebiyat çevrelerinde yeni tartışma, Enis Roman başlıklı bir 'roman'.. Yazarın adı 'P' diye verilmiş. Kitabın kapağı P'Enis Roman çağrışımına açık tutulmuş.. Edebiyatı penisite etmenin daniskası.. Enis Batur'un yazdığı dedikodusu dolaştı ortalıkta.. Güya Batur “kaliteli şeyler yazıyorum kimse okumuyor, öyle bir şey yazayım ki, görsünler” diyesiymiş.. Batur, haklı olarak isyan etmiş tabii. İsmini saklı tutan kitabın yazarına e-mail ile ulaşabilirmişsiniz. Kim, niye ulaşacaksa.. X yazar, Ayşe Arman'a e-mail atıp, “Yeni bir Trevenian olma şansımı kaybetmek istemiyorum” demiş. Oysa Trevenian, ilginçlik olsun diye gizlememişti kimliğini. Yayınevinin sahibi, özel hastane sahibi, Psikiyatr Doktor Cem Mumcu. Kendi romanlarını da yayımlıyor doğal olarak. “Sahici Aşklar Külliyatı” diye bir kitabını, zayıf bir anımda okuma gafletinde bulunmuştum. Sözkonusu kitabı Hıncal Uluç da Reha Muhtar da yazmış olamaz. Penisite yazılarında rekoru elinde tutan Serdar Turgut diyesim geliyor, ama o olsaydı Enis Batur'un adı çıkmazdı ortaya. Satış için Serdar Turgut adı yeterdi. O değil bu değil.. Trevenian yazar, Cem Mumcu olmasın?..

yenişafak



Bu yazı 704 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 9 Mayıs 2007 Baykal'ın kodlarını Rahşan Ecevit çözmüştü
    • 25 Mart 2007 300 Ispartalı
    • 11 Mart 2007 Andıçlanan yazarlara somaki hamamı
    • 20 Şubat 2007 Yakın tarihe şaşı bakmak

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,789 µs