0 0 0000

Haber kanalları tehlikenin farkında mı?

Türkİye'de haber kanallarının yaşadığı kafa karışıklığını görmek için NTV ve CNN Türk'ün birbirlerini takip ederek yayına sürdükleri iki programa bakmak yeterli. Bütün bir yayın akışını rakibe göre belirleyen iki kanal yine birbirlerine bakarak çok büyük bir yanlışın içine düştüler. Ekran yüzü olarak NTV apar topar Beyaz'ı haber programına yakın bir formatla yayına sürdü, CNN Türk ise Kanal D'nin elinden Okan Bayülgen ve Saba Tümer'li 'Haber Makinası'nı kapmış olmanın zafer sarhoşluğunu yaşadı.

İşte yanlış tam da bu noktada başlıyor: Haber kanalları giderek gerçekle kurguyu birbirine karıştırmaya, aradaki farkı görmemeye başlıyor. Asıl işi habercilik olmayan, gazetecilikten gelmeyenler ilk amacı haber vermek olan kanalları teslim alıyor.

ŞAKA MI, CİDDİ Mİ?

Bunun ilk örneği Metin Uca'ydı. Uca, daha muhabirlik yıllarında o kısa ve sıkıcı bantlarına Ankara'dan birkaç bayat espri, Atatürk heykeline konuşma gibi atraksiyonlar eklememezlik etmezdi. Sonradan gazetecilik ona yetmedi ve haberden şov dünyasına geçti. Ve geçiş malzemesi olarak da haberciliği kullanmayı tercih etti. Gazeteciliğini şovmenliğinin altyapı malzemesi yaptı. Eminim, o süreçte yarattığı sakıncaların hala farkında değildir.

NTV, benzer bir yanlışa çok iyi bir şovmen olsa da Kadir Çöpdemir'den bir Michael Moore yaratma çabasında da düşmüştü. Bu ısrarından da vazgeçmedi.

Acaba izleyici bir kafa karışıklığı yaşıyor mu, bu da meraka değer. Mesela, yıllarca uydurma haberlerle ekrana gelen, bizi buna alıştıran Korcan Karar şimdi ana haber sunarken acaba şaka mı yapıyor, ciddi mi - farkı nasıl anlayacağız?

Beyaz'ın ilk programındaki konularından biri tiyatrocu Nilgün Belgün'ün uğradığı saldırıydı. Konuyu araştıran, soruşturan, tartıştıran kişi Beyaz. Belgün'ün uğradığı saldırı bir şov programı malzemesi haline geliyor. Beyaz bu haberin niteliğini bilmiyor, Belgün de 'showbiz'in içinde olduğu için bu konuyu ele alabilecek yetkinlikte görüyor kendisini. Oysa son derece ciddi bir mesele, altından birçok ok çıkartılabilir, pek çok noktaya temas ediyor. Ama bu hassas konuyu incelemek Beyaz'a kalıyor.

Beyaz'ın zaten herhangi bir konudaki birikimi, bilgisi, entelektüel donanımı yeterli değil. Ama NTV, Belgün'ün uğradığı tartışmayı ona malzeme yaparak gazeteciliği öldürüyor. İzleyici haberle gerçeği birbirine karıştırıyor.

Bu mesele, Gamze Özçelik haberlerini görmeme talimatı veren bir kanalın kadın yöneticisini hatırlattı bana. Çünkü o Gamze Özçelik'in başına geleni sadece 'magazin' zannediyor, başka yerlere temas edebileceğini düşünmüyordu.

Peki haber kanalları bu tehlikenin farkında değil mi? Ben en iyimser tahminle bu durumu 'ayrıntı' gibi gördüklerini, pek önemsemediklerini söyleyebilirim. Zira günün sonunda, kanal yöneticilerinin önüne gelen hesap defterlerinde ekranı şovmenlerle doldurmak daha karlı bir yatırım.

Şovmenler her ne kadar yüksek talep eden kişiler olarak görülse de, onlarla iş yapmanın maliyeti her zaman haberden daha düşük. Zira iyi haberler için iyi haberciler gerekir. Tıpkı iyi gazete yapmak için iyi gazeteciler gerektiği gibi. Ama iyi gazeteci bulmak hem zor, hem de masraflıdır. Kaldı ki bir şovmen programını yapar gider, habercinin yarattığı baş ağrısı, kanalın göreceği baskı daha fazladır...

Hal böyle olmakla beraber, haber kanallarının eninde sonunda bu tehlikeyi sorgulamaları gerekecek ama: Cosmopolis, Beyaz, Kadir Çöpdemir vs. kimdir ve haber kanalında işleri nedir?



Bu yazı 964 defa okundu.