Ergun Babahan
0 0 0000
PKK deyince akan sular durur elbette
Kirli bir savaş ülkede her şeyi kirletir. Bugüne kadar bunun birçok örneğine tanık olduk.
Şimdi de Atabeyler Çetesi'nin savunması bunun tipik bir örneği. Düşman işgaline karşı emir-komuta zinciri içinde görev yapması beklenen bir birimde görevli yüzbaşı, mahkemede savunmasını PKK üzerine kurmuş.
Yasadışı yollarla edinilmiş bir cephanelikle ele geçirilen yüzbaşı, "Bombaları PKK için kullanacaktık" demiş.
PKK deyince akan sular durur bu ülkede.
Sanki bu ülkede terörle ve teröristle savaşan bir ordu, polis teşkilatı, binlerce korucu yok.
Sanki bu ülkenin meclisi terörle mücadele edenlerin her isteklerini yerine getirmiyor.
Sanki bu ülkenin geçmişi, terörle mücadele adına hukuk dışı yollara başvurulmasının çilelerini çekmedi, bedellerini ödemedi. Kanla, gözyaşıyla, yargısız infazlarla faili meçhullerle...
Sanki bu ülkenin silahlı güçleri, yoğun bir çatışma döneminin ardından bu terör örgütünü dize getirmedi, liderini yakalayıp hapse koymadı...
PKK'ya karşı patlayıcı biriktirmişler.
Elbette...
PKK'ya karşı derseniz, her türlü yasadışılığa hakkınız olur. Kimse sizi kınamaz, kahraman muamelesi görürsünüz.
Ne de olsa burası ülke için her ne şartta olursa olsun kurşun atanların şerefli sayıldığı topraklardır.
Hukuku en üst belirleyici kabul etmez, terörle mücadele çerçevesinde yasadışı yollara başvurulabileceğini zımnen kabul ederseniz geleceğiniz nokta budur.
Birliğinden bir kenti havaya uçuracak kadar patlayıcı çıkaran subay ve astsubaylar mahkemede "PKK ile mücadele için yaptık" derse söyleyecek bir lafınız kalmaz.
Çünkü onların ağabeyleri yakın geçmişte aynısını yapmış ve onlara hiçbir şey olmamıştır.
Burası "Limited Şirket" gibi hukukun belli alanlarda limited olduğu bir ülke haline gelirse elinde olanak olan herkesin yasal yollar dışına çıkması gayet doğaldır.
Türkiye'nin bu kirli çatışma ortamını bir an önce sona erdirmesi en önemli gündem maddesidir.
PKK ile mücadele ülkede her türlü hukuksuzluğun, insan hakları ihlalinin veya keyfi çetelerin geçerli bir nedeni olarak gösterildiği sürece, insan hayatına ve hakkına saygıyı, her türlü yasadışılıkla hukuk kuralları içinde mücadeleyi esas kabul etmemiz kolay görünmüyor.
Üstelik, olayın üst düzey muhataplarının ortaya çıkan çetenin vahametinden çok böylesi bir oluşumun varlığını basından öğrenmeye tepki göstermiş olması işi daha da zorlaştırıyor.
Askeri yetkililer, böyle bir çetenin ortaya çıkmasından ziyade Tümer Metin'in bedelli askerlik yapıp yapmayacağıyla ilgileniyor.
Çetelerle ilgili yazanları arayıp bilgi veren olmuyor ama Tümer'le ilgili yorumlarda devreye girilip tüm kurallara uyulacağı teminatı veriliyor.
Tümer ne de olsa saf bir futbolcu. 'Ben aslında her maçı PKK'ya karşı oynuyorum' dese hiçbir sorunu kalmayacak.
Bu yazı 746 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
6 Mayıs 2012
Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin
-
4 Nisan 2012
Benim darbecim insanlık suçu işlemez
-
24 Mart 2012
Ergenekon ve psikolojik savaş
-
14 Mart 2012
Kürt meselesinde tarihi uyarı
-
7 Mart 2012
Türkiye, AB için neden önemli!
-
4 Mart 2012
Medya nasıl kurtulur?
-
3 Mart 2012
Medya eliyle hükümet devirmek de darbedir!
-
19 Şubat 2012
Sayın Başbakan 3’üncü dönemler hep zor geçer!
-
15 Şubat 2012
Washington’ın Türkiye’ye bakışı
-
14 Şubat 2012
Gazetecinin suç işleme özgürlüğü
-
7 Şubat 2012
Tencere dibin kara
-
5 Şubat 2012
Sadece ordu yetmez devleti sıfırdan kurmalı
-
22 Ocak 2012
Barlas, Özkök’ü neden uyarmıştı!
-
3 Ocak 2012
Bu facia AK Parti için çok ciddi alarm
-
13 Aralık 2011
Siyaset ve sadakat
-
11 Aralık 2011
Bu iddianamede ciddi şike var!
-
6 Aralık 2011
İşte kahramanınız Kozinoğlu!
-
22 Kasım 2011
CHP, Dersim ve Ermeni kırımı!
-
19 Kasım 2011
Atatürk milliyetçiliği ‘Ne Mutlu Türküm’ demektir
-
15 Kasım 2011
Ulusalcılara bir iyi bir de kötü haber
Yorumlar
+ Yorum Ekle