En Sıcak Konular

İbrahim Karagül


İbrahim Karagül
0 0 0000

Kürt meselesi: Türkiye masaya, İran cepheye!



Kürt kartının bazı ülkelere karşı nasıl kullanıldığına, küresel düzeyde “terörle mücadele” yürüten Amerika'nın, terör üzerinden nasıl oyunlar oynadığına, terörden nasıl medet umduğuna, terörle nasıl işbirliği yaptığına, nasıl terör örgütleri kurup düşman ilan ettiği ülkelere saldırttığına ilişkin, ders almamız gereken olaylar yaşanıyor. Washington yönetimi, bir terör örgütü kurarak, eğiterek, silahlandırarak, eline hedef listesi tutuşturarak İran'la savaşıyor. ABD-İran çatışması olmadığını, olmayacağını söyleyenler öncelikle Irak'a, sonra Lübnan'a sonra da özellikle İran içlerindeki çatışmalara bakmalı.

Terörden, terör üzerinden savaş yürütme ABD için yeni değil. Irak işgalinin ilk döneminde İran'a karşı mücadele eden Halkın Mücahitleri Örgütü'ne destek verildi. Bir ara terörist örgütler listesine alınan, sonra çıkarılan, Washington'da merkez açmasına izin verilen örgütle ABD arasında resmen anlaşma yapıldı. Washington'ın böyle bir örgütle masaya oturması, anlaşma yapması, ileride İran'a karşı kullanmak için koruma sağlaması pek dikkat çekmedi. Ö dönemde, bunun bir emsal, örnek olduğunu ve devamının geleceğini, Türkiye'nin bunu dikkate alması gerektiğini yazmıştım.

Ama daha önemlisi, bizzat ABD tarafından İran'a karşı yeni bir örgüt kuruldu. Irak'taki ABD ordusu ve istihbaratı bu örgütü eğitti, kadrolaştırdı, silahlandırdı, finansal desteğini sağladı hatta İran içlerinde nerelere saldıracaklarına, kimleri hedef alacaklarına, neler yapacaklarına ilişkin ellerine listeler bile verdi.

O günden bu yana, PKK'nın yan kolu olan, İran ve bölgedeki Kürtler'den oluşturulan PJAK, İran'da çok ciddi saldırılara imza attı. Çok sayıda İran askeri öldürüldü. Çatışmalar hâlâ devam ediyor. Buna bağlı olarak İran hem kendi topraklarında bu örgütle savaşmaya hem de Kuzey Irak'ta PKK mevzilerine saldırmaya devam ediyor. Tahran yönetimi bu örgüt ve saldırılardan açıkça ABD'yi sorumlu tuttu. Ama kimse bu sesi dikkate almadı, almıyor da. ABD bununla da kalmadı. İran içindeki Arapları harekete geçirdi. Irak'tan İran içlerine sızmaya, belli hedefleri varmaya, bombalama eylemleri yapmaya başladı. Saldırılar aralıklarla devam ediyor. İran bugünlerde yeniden operasyonlara başladı. Türkiye-İran sınırında çatışmalar yaşanıyor.

İran Devrim Muhafızları Komutanı General Yahya Rahim Safavi, “Eğer Irak hükümeti sınır bölgesindeki, yabancılara bağlı silahlı İranlı militanları ülkeden atmazsa Devrim Muhafızları bunları sınır ötesinden yakalama hakkını saklı tutmaktadır” diyerek Irak'a müdahale sinyalleri verdi. Türkiye-ABD arasında PKK konusunda hiçbir ilerleme sağlanamamasını bu çerçevede nasıl değerlendirmeliyiz? ABD'nin PKK'yı da, PJAK gibi, koz olarak tutmasından Türkiye endişe etmemeli mi? PKK ile PJAK aynı olduğuna göre, bu örgüte bağlı silahlı gruplar Bağdat'ta ABD adına savaştığına göre, iki örgütte de ABD silahları olduğuna göre, ABD Türkiye'nin hedefindeki bir örgütle İran'a karşı birlikte savaştığına göre, Türkiye'nin öncelikli tehdit olarak gördüğü bir yapıyla müttefik olduğuna göre Türkiye ne düşünmeli?

Türkiye'de PKK'ya operasyon ihtimali giderek zayıflıyor. Kerkük için böyle bir ihtimal kalmadı zaten. Sınır ötesi harekat tartışmasının zayıflaması, diyalog ve pazarlık yollarının açılması tercihi öne çıktı. Türkiye Kürtlerle masaya otururken İran, ABD-İran krizine paralel biçimde, PJAK üzerinden cepheye çekilirken Türkiye ile İran arasındaki işbirliği ne olacak? İran'ın da Türkiye'nin de Kürtlerle çatışma istediğini söyleyemeyiz. Ancak, Türkiye'deki pazarlık, masaya oturma sürecinin daha çok ABD tarafından yönetildiğini düşününce, sağlıklı sonuçlara ulaşılacağı umudu azalıyor. ABD'nin, Türkiye'yi masaya oturturken İran'ı savaştırması Türkiye-İran arasında gerilime neden olacaktır. Bölgesel kamplaşma ve İran'ın hedef alınmasıyla birlikte bu gerilimin ne kadar vahim olabileceğini kestirebiliyoruz. Gelişme, Türkiye-İran arasında varolan işbirliğini tamamen ortadan kaldırabilir.

Bunların bölgesel Kürt sorunuyla ilgisi yok. ABD-İran, ABD-Türkiye ve İran-Türkiye arasında, ağırlıklı olarak Washington'ın belirlediği taktiklerin Kürtler üzerinden uygulanmasından başka bir şey değil. İran Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Hamit Rıza Hacıbabai'nin; “Bugün bize yapılırsa yarın sıra Türkiye'ye gelir” uyarısını yabana atmak mümkün değil. Kürt kartı, PKK kartı, PJAK kartı, terör kartı ABD'nin elinde olduğu sürece her ülke bu endişeyle yaşayacaktır. Bölgesel işbirliği, Kürtlerle aracısız görüşme ve soruna bölgesel çözüm bulma seçenekleri geliştirilemezse, ABD ve İngiltere bu kart üzerinden Türkiye dahil bütün ülkeleri istikrarsızlaştıracaktır. Türkiye ve bölge ülkelerinin, bu kartı ABD ve İngiltere'nin elinden almadıkça çözüm bulmaları mümkün değil. Federasyon tartışmalarını gündeme getirecek diyalog sürecini Türkiye göğüsleyebilecek mi? Bu tartışmalara karşı güç kazanan iç direnç, Türkiye iç politikasında derin ayrışmalara neden olabilir? Hem bölgesel hem de iç gelişmeler açısından hareketli günler başlayacak.


yenişafak



Bu yazı 701 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Nisan 2012 Türk-Kürt-Sünni..
    • 30 Mart 2012 Suriye satrancı, İsrail'e askeri üs
    • 16 Şubat 2012 En tehlikeli ihtimal: Ya savaş tersine dönerse!
    • 10 Şubat 2012 Hesaplaşma: Kim kimi tasfiye edecek?
    • 2 Aralık 2011 Bitti Esad, gerçekten bitti..
    • 18 Kasım 2011 Artık, Suriye ile savaş halindeyiz!
    • 9 Eylül 2011 Evet, Tahrir'de konuş! Tarihi değiştir! De ki...
    • 18 Ağustos 2011 İran-Suriye ve PKK: O 'kart' yine masada..
    • 10 Ağustos 2011 Altı saat ne konuştular?
    • 27 Temmuz 2011 Ölüm koalisyonu Haçlı savaşçıları..
    • 22 Temmuz 2011 Avrupa Birliği parçalanıyor..
    • 29 Nisan 2011 Cuma, öfke, kan...
    • 10 Şubat 2011 Barış beklerken savaş gelmesin!
    • 31 Aralık 2010 Bir casusa bu kadar para veriliyor mu!
    • 29 Aralık 2010 İki not ve bir kirli ittifak!
    • 24 Eylül 2010 İsrail-PKK bağlantısı bu işi bozabilir mi?
    • 3 Şubat 2010 Bu toplantı hiç de hayra alamet değil!
    • 17 Aralık 2009 İran-Suudi savaşına doğru mu gidiyoruz?
    • 8 Aralık 2009 Reşadiye'den kim ne mesaj veriyor?
    • 28 Ekim 2009 Birileri tarih yapıyor, bunu kimler yazacak?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,419 µs