Derya Sazak
0 0 0000
Mevlana gibi
CHP'yi "ortanın sağı"na açma kararı alan Deniz Baykal, partisinin Meclis grubunda "Mevlana gibi" konuşmuş: "Laik demokratik cumhuriyeti sahiplenen ister sağcı, ister muhafazakâr, ister liberal olsun herkesi çağırıyorum. Kim olursan ol, CHP'ye gel."
Baykal bu çağrıyı yaparken, AKP'nin rejim konusunda yol açtığı gerilimi öne çıkarıyor ve "Bu işi kurumlara bırakmadan, sandıkta halkın oyuyla halletmek istiyoruz" diyor.
AKP'yi "müdahale"yle ya da açık bir "darbe"yle iktidardan etmek yerine "seçimle devirmeye" talip, CHP lideri! Eh, o da bir ilerleme... Demokratik yoldan sonuç almanın tek yolu seçim olduğuna göre Baykal, AKP dışındaki seçmen kitlesini şimdiden sandıkta buluşturmaya soyunuyor. Bunun için de CHP'ye oy vermemiş muhafazakâr vatandaşlara, hâlâ "sol" olarak algılanan partisini "sağa çekeceği" mesajını veriyor.
Bu politikanın ilk yansıması CHP Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın konuğu olarak Meclis'i gezen Fatih İlköğretim Okulu öğrencileri ve "türbanlı" öğretmenleriyle Sayın Baykal'ın çektirdiği fotoğraf oldu. Deniz Bey, son çıkışını CHP'nin 1972 kurultayındaki "ortanın solu" hareketine benzetse de, ortada program ve tüzük konusu edilecek yazılı bir metin olmadığı için "değişim" iddiasına "erken" başlatılmış bir seçim kampanyasından daha fazla anlam yüklemek güç. Muhafazakâr sağdan oy isteme politikası, ne partinin MYK'sında tartışılmış, ne de Parti Meclisi'nde görüşülmüş. İlginç olan, CHP örgütleri Baykal'ın ufukta seçim gözükünce yaptıkları bu tür çıkışlara "Yeni Sol" açılımın yapıldığı "Ricky Martin kurultayı"ndan bu yana alışkın oldukları için, "olağanüstü kurultay" tartışmasına bile girmiyorlar. Çünkü Baykal'ın mesajına, muhafazakâr seçmenlerin bir bölümü "başörtüsü" nedeniyle ilgi duyacak olsa bile bu politika CHP'yi en fazla barajın altında kalmaktan kurtarabilir!
AKP, 2002 seçimlerinde solun boşalttığı alanlara girerek iktidar oldu.
Türkiye'de sol bugün sahipsiz.
CHP'nin "merkez sağdaki oluşumlar"dan paniğe kapılarak rotadan çıkması tarihsel bir hatadır. Ekonomik kriz ve işsizlik tehdidi altındaki bir Türkiye'de soldan vazgeçmek intihar olur.
1973 ve 77'de Ecevit, "ortanın solu" programıyla CHP'yi, "ulusalcı sol ve inançlara saygılı laiklik" anlayışıyla 1999'da DSP'yi iktidara taşıdı.
Deniz Bey, dört seçimdir kaybediyor.
AKP karşısında 2002 yenilgisi de sağa açılmanın sonucu değil miydi?
Türkiye solu CHP'yi aşacak bir partide toplanmak zorundadır. Aksi halde, "sol"suz bir parlamento gündemdedir.
Bu yazı 1,155 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
26 Aralık 2010
Davutoğlu yılı
-
29 Kasım 2009
Kıyamet
-
27 Mart 2009
Darbe davası
-
14 Ağustos 2008
Ekmek ve mayın
-
8 Aralık 2007
Katliam davası
-
1 Eylül 2007
Kabine ve program
-
28 Kasım 2006
Ne darbesi?
-
8 Eylül 2006
Camide linç
-
2 Eylül 2006
Çatışma belgesi
-
1 Eylül 2006
Asker riski
-
18 Ağustos 2006
Asbestli gemi
-
11 Ağustos 2006
Korku çağı
-
8 Haziran 2006
Perihan'ın davası
-
1 Haziran 2006
Mevlana gibi
-
2 Mayıs 2006
Eskiye dönüş
Yorumlar
+ Yorum Ekle