En Sıcak Konular

Serdar Turgut


Serdar Turgut
0 0 0000

Pamuk korkakmış



Ben milliyetçilerin entelektüel, içeriksiz, kof söylemlerinden hoşlanmam ama entelektüel geçinenlerin söylemlerinden de çok hoşlandığım söylenemez.

Özellikle Orhan Pamuk bende derin bir hayal kırıklığı yaratıyor. Birçok yabancı gazetede, en son olarak İngiliz Daily Telegraph gazetesinde Pamuk’un, hayatından endişelendiği için kaçıp Amerika’ya gittiği yazılıyor. Bütün bu yazılara rağmen Nobel ödüllü yazarımız ortaya çıkıp da “Hayır ben korktuğumdan değil, bir üniversitede ders vermek için ABD’ye gittim” demiyor, diyemiyor.

Korkabilir de Pamuk... Buna kimsenin diyebileceği bir şey yok. Türk milliyetçileri kendilerinden korkulması gerektiğini yeterince ispatlamış durumdadırlar. Yani Pamuk gerçekten hayatı için endişelenip gitseydi buna kimsenin diyecek fazla bir şeyi olmazdı.

Ama bu gelişmeler olmadı. Pamuk, Nobel ödülü açıklanmadan New York’ta, Columbia Üniversitesi’nde ders vermek için bir bağlantı yapmıştı. Hatta ödülü kazandığını da bu şehirdeyken öğrendi. Şimdi, ortaya çıkıp gerçeği söyleyemiyor ve ülkesinin her gün yaralanmasına ses çıkarmıyor. Çünkü korkak... Milliyetçilerden filan değil korkusu ama derinden bir şekilde korkuyor, uluslararası prestiji sarsılacak diye korkuyor. Çünkü o prestij sadece yazmış olduğu romanlarla değil, Türkiye karşıtı lobide yer almış olmasıyla da sağlanmış durumda ne yazık ki...

Onu vatan hainliği ile suçlayan insanlar bu tespiti uzun zamandır yapmış durumdaydılar ama ben buna inanmak istemedim. ‘Aydın, kendi ülkesinde her olan biteni onaylamak ve kabul etmek zorunda değildir’ diyerek onu savunmaya çalıştım. Ama son günlerdeki sessizliğine bakınca ve Türkiye’nin yaralanmasına ses çıkarmamasını görünce, içim ondan da soğudu açıkçası. Ondan da, Türkiye’de aydın tanımlamasını, entelektüel tanımlamasını elinden bırakmamak isteyen bazı çevrelerden gelen “Yazarımız Türkiye’den” kaçırıldı yorumlarını okuyunca, sadece daha da soğumakla kalmayıp kendilerinden tiksindim de.

Türkiye mükemmel durumda değil. Hepimizin çok rahatsız olduğu birtakım gelişmeler var bu ülkede ama bu ülke, birkaç yazarın ayak manevralarıyla tahrip edilmeyi ve ‘aydın’ diye tanımlananların yalanları ile uyutulmayı da hak etmiyor gayet tabii ki...

Orhan Pamuk ile Elif Şafak almışlar Türkiye’yi ellerine oynuyorlar da oynuyorlar. Biri İstanbul’u dilinden düşürmüyor, diğeri kitabının yabancı baskısına “İstanbul’un Piçi” başlığını koyuyor. İstanbul’u çok seviyor ikisi de ama yazarlık güçleri ile Türkiye’yi koruyup kollamak hiçbirisinin aklına gelmiyor. Çünkü bizim memlekette aydın entelektüel olmanın önkoşulu Türkiye’den nefret etmek ve onun için güzel düşünmemektir. Elif Şafak ne yaparsa yapsın, o benim sorunum değil zaten. Onun önemi de yok ama Orhan Pamuk’u kınıyorum gerçekten de... Tavırları hakkında düşünüp iyi bir özeleştiri yapması gerekiyor onun.

Bir düşünsenize; Orhan Pamuk Nobel ödül konuşması yaptığı gün, babasının bavulunu anlattıktan sonra , “Ödül beni çok sevindirdi. Ama bu ödülün Türkiye’ye karşı kullanabileceğini düşünerek almayı reddediyorum” diyebilseydi, bugün ne olurdu biliyor musunuz?.. Orhan Pamuk hem ülkesinde büyük kahraman hem de dünyada daha meşhur olurdu. O ne derse desin, herkes onu terbiye ile dinlerdi. Kimse de kılına dokunmayı bile düşünemezdi. En karşıt düşüncede olanlar bile bağrına basardı onu ve Pamuk Nobelle gelen para ödülünden çok daha fazlasını kendi ülkesinde kazanırdı. Bu ülke insanı onu paraya boğardı. Yapamadı bunu, kaçtı fırsat...

Çünkü dediğim gibi o bir korkak...



Bu yazı 999 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Nisan 2009 Cemaat ile TSK diyaloğa girmeli
    • 22 Aralık 2008 Erdoğan’ın kızının resmini görünce utandım
    • 11 Aralık 2008 Modernizmin ölümü ve anlamsızlık
    • 11 Kasım 2008 Fehmi Koru’nun yazısının şifreleri
    • 3 Kasım 2008 Acımasız düzen
    • 31 Ekim 2008 Medya Faşizmi nedir?
    • 28 Ekim 2008 THY’nin devrimci kararı
    • 24 Ekim 2008 Krizi fırsata çevirmek
    • 22 Ekim 2008 Kriz komplo olabilir mi?
    • 2 Ekim 2008 New York şehrinin kapanması
    • 16 Eylül 2008 Doğan’ın büyük kötülüğü
    • 17 Ağustos 2008 Medya da temizlenecek
    • 7 Ağustos 2008 Taşlar yerine böyle oturur
    • 27 Temmuz 2008 Faili meçhul hayatım
    • 17 Haziran 2008 Derin devlet gurusu
    • 23 Mayıs 2008 S-muhtıra
    • 1 Mart 2008 ABD’ye nanik yapılmaz
    • 29 Şubat 2008 Bölgenin ‘Büyük Abi’si
    • 9 Şubat 2008 Fakirlik ebedi oldu
    • 15 Ocak 2008 Enerji güvenliğinde stratejik ortaklık

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,278 µs