En Sıcak Konular

Eser Karakaş


Eser Karakaş
0 0 0000

Türkiye’yi bekleyen tehlike



Türkiye içinden geçtiği çok çalkantılı ve riskli dönemde talihsiz bir biçimde dünyaya açıklık meselesini bir kez daha tartışmaya açıyor.

Yarı cahil, çapsız ve ufuksuz bir kesim, üstelik kendilerini ulusalcı diye niteleyerek, bu ülkenin yurttaşlarının geleceğini bir kez daha belirsizliğe sürüklemek istiyor.

AB düşmanlığı ve sözde bir ulusalcılık üzerinden Türkiye’yi yeniden içe dönük, kapalı bir toplum ve ekonomi yapmak istiyorlar.

Ve üstelik bu tartışmayı anlamsız, saçma sapan bir siyasal söylem üzerinden yapıyorlar.

İşin kökeninin ekonomiye, büyümeye, istihdama dayalı olduğunu ya bilmiyorlar, ya da tuzları o kadar kuru ki, başkalarının fakirliği, işsiz kalması onları zerre kadar ilgilendirmiyor.

Fransa’da dahi neler olabildiğini görebiliyor muyuz?

Yılların büyük devleti Fransa, bugün Avrupa’nın hasta adamı durumunda.

Bunun temel nedeni de Fransa’nın, dünyada yaşanan temel dönüşümleri algılamada büyük bir sıkıntı içinde olması.

Yeni yapılanma sürecinde dünyadan kopukluk bu ülkeye ekonomi alanında çok pahalı olmaya başladı ama toplum ve devlet bu temel gerçeği görmede zorlanıyor.

Küresel gelişmelerin dışında kalmaya başlayan Fransa’dan geçtiğimiz senelerde 32 milyar Euro yani kırk milyar ABD Doları’na yakın bir sermayenin Belçika, Lüksemburg, İngiltere gibi süreci daha iyi okuyan ülkelere doğru kaçtığı açıklanıyor.

Kırk milyar dolara yaklaşan sermaye kaçışının Fransa’da kaç kişinin işsiz kalmasına, ne ölçüde bir gelir kaybına neden olabileceği de hesaplanmaya çalışılıyor.

Bu sermaye çıkışının altında yatan temel gerekçeler bürokrasinin küresel süreçlere uyumsuzluğu, vergi sisteminin komşu ülkeler ile mukayese edilemeyecek ölçüde esnek olmayan yapısı, IFS denen, büyük servetler üzerine salınan ve başka hiçbir AB üyesi ülkede olmayan bir verginin yaklaşan seçimler nedeni ile adayların yeniden propaganda malzemesi haline gelmesi vs.

Fransızların artık paralarını başka bir ülkede yatırıma dönüştürmelerini de ayıp bir konu olarak görmemelerinin de süreçte büyük bir rol oynadığı kesin.

Fransızlar’ın çok ünlü şarkıcısı Johnny Hallyday’in de vergisel nedenlerden Belçika’ya yerleşmesi bu sermaye kaçışını çok tartışılır bir konu haline getirmiş.

Benzer bir tehlike Türkiye’yi de bekliyor mu?

Türkiye de şayet küresel süreci okumakta zorlanır ve gelişmelere uyum sağlamada zorlanır ise benzer, hatta çok daha büyük bir tehlikenin bizi de beklediğini görmemek olanaksız.

Dışa açık sermaye hareketlerini görmek istemeyen bir vergi sistemi, içe kapanmaya istekli bir devlet yapılanması, sözde ulusalcı bir siyasal söylemin iktidara ulaşma ihtimali son senelerde bize doğru yönelmeye başlayan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yönünün hemen değişmesine neden olabilir.

Daha da vahimi, muhtemel bir içe kapanma döneminde yerli sermaye gruplarının da yatırımlarını dışarı taşımaları olabilir.

Sözün özü

Sözde ulusalcı söylem ve politikaların, üstelik bir de siyasal iktidarı ele geçirebilirler ise, temel maliyeti sermaye kaçışları ve bunu izleyecek fakirleşme ve işsizlik olacaktır.

Herkesin aklını başına alıp bu ihtimali, Fransa’da yaşananları da izleyip, düşünmesi gerekiyor.
star



Bu yazı 926 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Ağustos 2011 Arap baharı Türkiye ve AB
    • 24 Mayıs 2011 AK Parti neden kazanıyor?
    • 7 Mayıs 2010 İstifa ya da yargılanma seçeneği
    • 23 Kasım 2009 Kimler çağdaş kimler değil
    • 3 Ağustos 2009 Ergenekon’un gerçek mirası
    • 27 Temmuz 2009 Kürt meselesi ve Kıbrıs
    • 8 Haziran 2009 İki konuşma - iki skandal
    • 3 Mayıs 2009 Süleyman Demirel ve 1 Mayıs 1977
    • 21 Ocak 2009 AK Parti karşıtlığı ve Ergenekon
    • 19 Ocak 2009 TSK baştan aşağıya yenilenmeli
    • 23 Kasım 2008 CHP neden türbana yaklaştı?
    • 5 Eylül 2008 Türkiye’yi kim yönetemez?
    • 17 Şubat 2008 ‘Genç Siviller Korkuyor!’ basın açıklaması
    • 16 Şubat 2007 Türkiye’yi bekleyen tehlike

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,722 µs