Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ'un KKTC'de yaptığı konuşma, TSK'nın bugünkü aşamada Kıbrıs sorununu nasıl okuduğunu gösteriyor.
Org. Başbuğ'un yaptığı vurgular izlendiğinde ortaya bir çizgi çıkıyor.
Bu çizgi, Annan Planı'nın kabul edilmesine karşın sonrasında yaşananların yarattığı hayal kırıklığına işaret ettiği gibi KKTC'ye dönük mesajlar da içeriyor.
KKTC yönetiminin Ankara'nın da desteğiyle sürekli adım atmasına karşın Rum tarafının tutum değiştirmemesi, karşılıklılık esasının işlemeyişi Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın da dikkat çektiği bir durumdu.
Org. Başbuğ'un konuşması bu açıdan ele alındığında, KKTC yönetimine ve uluslararası topluma bazı anımsatmalar yapıldığı söylenebilir.
"Milli ve ortak sorun"
Org. Başbuğ'un hem uluslararası topluma hem de KKTC yönetimine yaptığı anımsatmanın başında Kıbrıs sorununun Türkiye ve KKTC için "milli ve ortak bir sorun" olduğu vurgusu geliyor.
Bu vurgu, Kıbrıs sorununda uluslararası toplumun veya KKTC'nin "Türkiye'yi yok" sayarak hareket edemeyeceğinin altını çiziyor.
Bu gerçeğin hukuki ve siyasi gerekçelerini de sıralıyor.
Org. Başbuğ, 16 Ağustos 1960'ta imzalanan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kuruluş, Garanti ve İttifak antlaşmalarını anımsatıyor. Bu antlaşmaların garantör devlet olarak Türkiye'ye verdiği hakları ve yüklediği sorumlulukları gündeme getiriyor.
"Ortak sorun" vurgusu buradan kaynaklanıyor.
Antlaşmalarda da yer aldığı gibi Türkiye'nin sorumluluklarının başında Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve savunulmasının sağlanmasının bulunduğunu anımsatarak, sorunun "milli" yönüne dikkat çekiyor.
Org. Başbuğ'un verdiği mesaj, Kıbrıs sorununun Türkiye ve KKTC için "ortak ve milli" bir karakter taşıdığı...
Hangi Kıbrıs?
Org. Başbuğ'un uluslararası topluma verdiği bir mesaj da AB'ye üye olan "Kıbrıs Cumhuriyeti"nin hangi Kıbrıs olduğu sorusunda yatıyor.
Kara Kuvvetleri Komutanı, AB'nin tüm Ada'yı temsil ettiği iddiasıyla üyeliğe kabul ettiği Güney Kıbrıs'ın, 1960'ta kurulan iki halkın ortak iradesini yansıtan "Kıbrıs Cumhuriyeti" olmadığına dikkat çekiyor. Güney Kıbrıs'ın, Kıbrıs Türk halkını temsil etmediğini, iki halkın ortak iradesi olmadan "Kıbrıs Cumhuriyeti" iradesinin oluşamayacağını da vurguluyor.
İki kesimlilik
Güney Kıbrıs'ın, özellikle AB üyesi olduktan sonra Ada'da "iki kesimlilik" gerçeğini değiştirmeye yöneldiği biliniyor. Rum yönetiminin, Ada'nın Kuzey'inde de egemenliğinin tanınmasına ve böylece iki kesimli-iki toplumlu-iki demokrasili yapının delinmesine uğraştığı sır değil. Rum yönetimi, Ada'da tek egemenlik olduğu iddiasında. Bu süreçte Türklerin de Rum egemenliğini kabullenmesi için yoğun çaba harcıyor. Bu da Rum yönetiminin adil, kalıcı, iki egemen devlete dayalı bir çatı devlet çözümüne yanaşmayacağını gösteriyor.
Org. Başbuğ, bu gerçeğe de vurgu yaparak dikkat çekiyor. İki kesimliliğin delinmesi halinde Kıbrıs Türk halkının geleceğine "ipotek" konulacağını söylüyor.
Org. Başbuğ'un konuşması, sorunun özünü ortaya koyarak "kimsenin kendini kandırmaması" gerektiği mesajını veriyor.
Milliyet
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle