Sami Kohen
0 0 0000
Oyuna ara verme zamanı
TÜRK ve Yunan dışişleri bakanlarının 10 Haziran'da İstanbul'da düzenlenecek "Dördüncü Türk-Yunan Medya Konferansı" vesilesiyle buluşması, yıllardan beri süregelen tehlikeli bir oyunu durdurmaları için bir fırsat yaratıyor.
Hafta içinde Ege semalarında Türkiye ve Yunanistan'a ait iki F-16'nın çarpışmasından sonra, askeri uçakların "dalaşması" meselesinin ciddi olarak ele alınıp bu tür "kazaları" önleyecek tedbirlere başvurulması artık bir zorunluk.
İki komşu ülkenin askeri uçakları, hava sahasının sınırları üzerindeki pozisyonlarını alenen sergilemek için yıllardan beri Ege'nin ihtilaflı bölgelerinde bu tür savaş oyunlarını sürdürüyorlar. Şimdiye kadar (10 yıl önceki bir "sıcak" çatışmanın dışında) herhangi bir sürtüşmenin meydana gelmemiş olması, bir şans doğrusu. Ancak son kaza, iki tarafın da her zaman bu kadar şanslı olamayacağını gösterdi.
Güven havası işe yarıyor
Bu kez krizin çıkmamasını, Ankara ile Atina arasında bir süredir devam etmekte olan yakınlaşma havasına borçluyuz. Nitekim olayın duyulması üzerine Türk ve Yunan dışişleri bakanları ve Genelkurmay başkanları hemen telefona sarılıp tansiyonu düşürmeye çalıştılar ve bunda başarılı da oldular. Daha da ilginci, iki tarafta da, medya dahil, kimse provokasyona (Kardak olayında olduğu gibi) girişmedi, hükümet yetkilileri kadar gazeteler de sorumluluk ve sağduyu gösterdi.
Demek ki, son zamanlarda "güven artırıcı önlemler" bağlamında gerek yetkililer, gerekse sivil toplum tarafından atılan adımlar, oldukça yararlı ve etkili oldu. (İstanbul'da düzenlenecek Türk-Yunan gazetecileri konferansının amacı da bu doğrultudadır)...
Yakınlaşma ve güven ortamının ihtilaflı durumdaki ülkelerin daha ciddi sürtüşmelere ve gerginliklere sürüklenmesini önlediği bir gerçek. Ancak bu ortamın her zaman "krize dayanıklı" olmadığını da unutmamak lazım. Türk-Yunan ilişkilerinde, Ege ile ilgili sorunlar böyle bir tehlike potansiyeline sahiptir...
Emir yukarıdan gelmeli
O halde ne yapmalı?
Kuşkusuz en iyisi, bu tür olaylara yol açan sorunu çözmektir. Askeri uçakların "dalaşması" ile ilgili sorun, Ege'deki hava sahası anlaşmazlığıyla ilgilidir. Türkiye'ye göre hava sahası, aynen karasuları gibi, 6 mildir. Yunanistan'a göre ise hava sahası 10 mildir. Dolayısıyla Türk F-16'lar tatbikat veya güç gösterisi için Yunanlıların kendi egemenlikleri içinde saydıkları alana girdiklerinde, karşı tarafın uçaklarının taciziyle karşılaşıyorlar.
Hava sahasının sınırları (aynen karasuları ve kıta sahanlığı sorunları gibi) bir türlü halledilemeyen meselelerden biri olarak duruyor. Bir süredir Türk ve Yunan diplomatları ve uzmanları tarafından yapılan "istikşafi" görüşmelerde şu ana kadar bir ilerleme olmadı. Diyaloğun devam etmesi güzel, ama hükümetler (ve askeri yetkililer) uzlaşma konusunda bir tavır ve irade ortaya koymadıkça "teknik düzeydeki" bu toplantılardan bir şey çıkmaz.
Geriye gene "güven artırıcı önlemler" kalıyor. Türk ve Yunan dışişleri bakanlarının buluştukları zaman bir "kırmızı hat" sistemini devreye sokmaları bekleniyor. Bu sayede ani olaylarda krizlerin önlenmesine çalışılacak.
Ama açıkçası bu tür olayların önüne geçmenin en etkin yolu bu tür uçuşlar üzerinde bir "moratoryum" ilan etmektir. Yani bu oyuna en azından belirlenecek bir dönem içinde ara vermekte yarar vardır. Bu arada iki taraf da, görüşlerini koruyabilir ve böyle bir ortam çözüm arayışına hız verebilir.
Bu yazı 1,154 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
3 Ocak 2012
Rusya ile ''kazan-kazan''
-
20 Aralık 2011
Irak’taki boşluğu kim dolduracak?
-
23 Eylül 2011
BM’nin Filistin sınavı
-
18 Ağustos 2010
Tabular yıkılırken...
-
6 Ekim 2009
Yorgo’nun dönüşü
-
6 Mayıs 2009
Şimdiki öncelik Kafkasya
-
7 Nisan 2009
Obama’dan çarpıcı mesajlar
-
24 Şubat 2009
Araplar neden birleşmez?
-
20 Ocak 2009
Obama neyi ne kadar değiştirecek?
-
23 Aralık 2008
Ortadoğu’da domino oyunu
-
19 Aralık 2008
Stratejik önem yetmez!
-
4 Kasım 2008
Sürpriz olur mu?
-
10 Ekim 2008
Kriz neleri ne kadar değiştirir?
-
3 Ekim 2008
ABD’de “part-time” sosyalizm!
-
19 Eylül 2008
Livni ile barış olur mu?
-
16 Ağustos 2008
İran’la ilişkilerde ince ayar
-
1 Ağustos 2008
Türkiye şimdi nasıl görünüyor?
-
10 Temmuz 2008
Neden İstanbul?
-
22 Şubat 2008
Sarkisyan'dan beklenen...
-
20 Şubat 2008
Castro gitti ama Castroizm sürüyor
Yorumlar
+ Yorum Ekle