Saruhan Özel
0 0 0000
Para politikası enkazı
Eski Merkez Bankası yönetimi, yeni yönetime, elleri kolları bağlanmış, manevra alanı daralmış ve iddia ettiği amaçlarına ulaşması artık kendi elinde olmayan bir para politikası enkazı bıraktı. 1 ay kadar önce 7 Nisan tarihli 'para politikasındaki tıkanma' başlıklı yazımda aslında bugün gelinen çaresiz durumu öngörerek okuyuculara aktarmaya çalışıyordum. Herhalde bugünkü dalgalanmalar ve tartışmalar düşünüldüğünde o yazıda ne demek istediğim çok daha iyi anlaşılmıştır. Bugün kamuoyunda ve piyasalarda asıl tartışılması gereken eski Merkez Bankası yönetiminin yaptıkları yanlışlar olduğu halde maalesef bu enkazı kucağında bulan yeni Merkez Bankası yönetiminin itibar sorunu tartışılıyor. Son derece yanlış ve büyük haksızlık. Bugünkü yönetiminin kısa sürede önceki dönemin bilgisiz, vizyonsuz ve tamamen mevcut konumunu korumaya endeksli, ki onu da başaramadı, para politikasında ciddi değişikliklere gitmesi zaten mümkün değildi. Ama bundan sonra zaman içerisinde bazı revizyonlara gitmezse de bugünlerde olduğu gibi birçok kez ortaya çıkacak dalgalanmalarda hep itibar sorunu yaşayacak.
Yüksek cari denge açığının ardında yanlış uygulanan para politikası var
Miyop analistler bugün ortaya çıkan finansal dalgalanmanın ardında hala politik gerginlikten Merkez Bankası yönetimi seçimindeki gecikme ve kargaşaya kadar aslında tetik görevi olup temel hiçbir özelliği olmayan faktörleri tartışıyorlar. Asıl sorun, yani bugünkü dalgalanmaları yaratan yüksek cari denge açığı ve kısa vadeli finansmanı, saygın birkaç ekonomist dışında hep görmezlikten geliniyor. Yüksek cari denge açığının ardında elbette sadece yanlış para politikası yoktu. Faizler ne kadar yüksek olursa olsun 'ödenebilir' olmadığı sürece kısa vadeli sermayeyi çekmesi zor. Ama hızla artan global likidite karşısında Merkez Bankası'nın politikasını gereğinden sıkı tutmakta ısrar etmesi, global gelişmeleri ve bütçe politikasındaki disiplini anlayamaması ve 'faiz ancak 50 puan 100 puan iner, daha hızlı inmez' gibi nereden çıktığı anlaşılmayan bir görüşle para politikasını ülke riskindeki azalışa uygun hızda gevşetmemesi bugün ekonominin başına yüksek cari denge açığı belasını açtı. Politika yanlışlığı uzun sürünce de sorun büyüdü ve nasıl başa çıkılacağı bilinemez hale geldi. Beni asıl üzen, enflasyon çok açık biçimde sürdürülemez bir cari denge açığına gizlendiği ve ertelendiği halde hala kamuoyunda enflasyondaki düşüşün para politikasına mal edilmesi. Bütçe disiplininin cari denge açığının daha da yükselmesini engellediği ama açığı sürdürmek için bütçe disiplinin yeterli olmayacağı görülemiyor.
'Enflasyon hedeflemesi' Türkiye'ye uygun bir politika değil
Enflasyon hedeflemesi aynı para kurulu gibi Merkez Bankası'nın yargı gücünü kısıtlayan ve bazı hedeflerin ötesine bakabilmesini engelleyen bir para politikası ama Türkiye ekonomisi tek bir hedefle istikrarlı büyüyebilecek bir ekonomi değil. Para Kurulu da 2000 yılında uygulanmaya başladığında çok övülmüş ve enflasyonu düşürecek mucize bir para politikası olduğu iddia edilmişti (iddia edenler de enflasyon hedeflemesini uygulamaya sokanlardı). Ama Türkiye'ye bankacılık sektörü üzerinden tarihinin en ağır krizini yaşattı. Aslında Para Kurulu yine 'güçlü TL' mekanizması üzerinden çalışarak enflasyonu cari denge açığına gizledi. Karşılığında ise çok ciddi bir faiz oynaklığı yarattı ve birkaç rüzgar sonrasında banka bilançolarını tahrip etti. Başta yüksek cari denge açığı olmak üzere enflasyonu düşürürken ortaya çıkan sorunların ümit edildiğinin tersine sürdürülebilir olmadığı görüldü.
Şimdi aynı yanlış enflasyon hedeflemesi ile yapıyor. Bu sefer faizler kontrol edilip kurlar dalgalanmaya bırakılıyor. Enflasyon her zaman olduğu gibi 'güçlü TL' mekanizması üzerinden düşüyor gözüküyor ve yine cari denge açığına gizleniyor. Yine açığın sürdürülebilir olduğu ümit ediliyor. Ama yine rüzgarlar esince sürdürülebilir olmadığı, çalkantı birkaç kez tekrarlandığında da bilançoları ciddi şekilde tahrip edebileceği anlaşılıyor.
Hedef revizyonu tartışılıyorsa enflasyon hedeflemesi 'başarısız' olmuş demektir
Cari denge açığını bugünkünün yarısı gibi makul seviyelere indirecek boyutta bir kur düzeltmesi geldiğinde enflasyon gizlendiği yerden çıkmış olacak. Son çalkantı ile bunun sinyalleri gelince güvenini kaybeden kamuoyu hedef revizyonunu tartışmaya başladı. Ama enflasyon hedeflemesi varsa hedef değiştirmek yerine enflasyon baskısıyla savaşmak gerekir. Bu yapılmazsa enflasyon hedeflemesinin zaten anlamı yoktur. Hedef değiştirdikçe veya bu açıkça yapılmasa da belirsizlik alanları yaratılarak enflasyonun yükselmesine göz yumuldukça para politikasının itibarı kalmaz. Enflasyon ileride düşse de reel faizler düşmez. Bugünkü Merkez Bankası kendisine devredilen enkazın altında kalır. Başa gelen çekilir. Enkazı devredenler kendi hatalarını düzeltmek için tavsiye vermeye başlarlar.
Bu yazı 1,026 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
26 Mayıs 2006
Para politikası enkazı
Yorumlar
+ Yorum Ekle