En Sıcak Konular

Fikret Bila


Fikret Bila
0 0 0000

ABD neden endişe ediyor?



ABD Dışişleri Bakanı Rice ve Savunma Bakanı Gates, Irak'tan çekilmeleri halinde, Türkiye'nin müdahale etmesinden endişe duyduklarını belirttiler. Türkiye ile Iraklı Kürtler arasında muhtemel bir çatışmadan çekindiklerini, ayrıca Suriye ve başka Sünni devletlerin de işe karışabileceğini ifade ettiler.
Bu yaklaşım gösteriyor ki, ABD, Kuzey Irak'taki oluşumu ve Kürtleri korumayı amaçlıyor.
Sünnileri Saddam yanlısı, Şiileri de İran yanlısı gibi görüyor olmalı ki, "endişe" duyduğu konu Kürtler...
Başkan Bush'un Bağdat'a gönderileceğini açıkladığı 21 bin kişilik ek ABD askeri gücünün hedefi ise Şii lider Sadr'a bağlı silahlı güçler.
Bu durum, Irak topraklarında, özellikle Bağdat civarında bir ABD-İran "dolaylı savaşı"nın yaşanacağı biçiminde yorumlandı.

Türkiye endişesi
ABD, Türkiye'nin müdahalesinden endişe ediyor.
Oysa, aynı ABD, 1991 Birinci Körfez Savaşı'ndan sonraki Irak politikasını büyük ölçüde Türkiye'ye dayanarak yürütmüştü. İncirlik'e konuşlanan hava gücüyle 36. paralelin üzerinde Kuzey Irak'ı korumaya almış ve Kürtlerin devletleşme yolunda mesafe almalarına olanak sağlamıştı. ABD'nin bu politikasına her defasında TBMM'de Çekiç Güç'ün görev süresini uzatan Türkiye de yardımcı olmuştu.
Yaklaşık 12 sene boyunca Türkiye'den endişe etmeyen ve Ankara'dan aldığı destekle Kuzey Irak'ı şekillendiren ABD, şimdi aynı Türkiye'den endişe ediyor.
Türkiye ise her fırsatta kimsenin toprağında gözünün olmadığını açıkladığı gibi tek amacının Kuzey Irak'ta yerleşmiş olan PKK olduğunu vurguluyor.
ABD, Türkiye'nin PKK'ya karşı askeri müdahalesinden mi endişe duyuyor?
Yoksa, Türkiye Kuzey Irak'a girer; Musul'u, Kerkük'ü alır ve oraya yerleşir diye mi korkuyor?
Türkiye'nin bir "işgal" niyeti olmadığı belli olduğu gibi bunun gerçekçi bir hedef olmadığı da belli. Ankara'nın PKK dışında bir hedefi yok.
Ona da ABD izin vermiyor.
O halde ABD neden endişe duyuyor?

Endişe yeni değil
ABD'nin, Türkiye'nin Kuzey Irak'a müdahalesinden endişe duyması yeni bir durum da değil.
1 Mart tezkeresine ilişkin müzakere sürecinde, ABD heyetinin Ankara'da en çok bu endişeyle hareket ettiği ve adeta TSK'nın Kuzey Irak'a girmesini önlemek için büyük bir direniş gösterdiği anımsanacaktır.
Birkaç kez kopan çetin müzakereler sürecinde ABD heyetinin, Ankara'dan çok Kuzey Irak'taki Kürt grupların liderleri Barzani ve Talabani'nin isteklerini kabul ettirmeye çalıştıkları belleklerde tazedir.
Büyükelçi Deniz Bölükbaşı başkanlığındaki Türk heyetinin müzakereleri, ABD'nin Kürt gruplara uçaksavar dahil ağır silahlar verme ve kontrolünü Türk askerine bırakmama konusundaki ısrarı nedeniyle kestiği de bilinmektedir.
ABD, 1 Mart tezkeresinin ekleri olan mutabakat belgelerinde görüleceği gibi, ancak Türkiye üzerinden Irak'a "ikinci cephe" açabilme karşılığında, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta PKK'ya karşı alabileceği önlemleri kabul etmiştir.
Tezkere geri çevrildikten sonra ise izlediği tutum zaten bellidir.
ABD'nin Türkiye endişesi yeni değil...
Bu endişenin "ortak vizyon belgesi", "dost ve müttefik iki ülke", "stratejik ortak" gibi "büyük" kavramların neresinde yer aldığı doğrusu merak konusu...




Bu yazı 867 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ankara’nın müzakere planı nedir?
    • 26 Eylül 2012 Özkök: Bektaşi fıkrasına döndü
    • 19 Eylül 2012 PKK, BDP’yi boşa çıkardı
    • 9 Eylül 2012 PKK’nın yerleştirmeye çalıştığı dil
    • 7 Eylül 2012 Bomba sayımı vardı
    • 5 Eylül 2012 PKK’nın ‘ele geçirme’ ısrarı
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek’in mutabakat çağrısının muhatabı
    • 28 Ağustos 2012 Çiçek’ten ulusal mutabakat çağrısı
    • 26 Ağustos 2012 Kuzey Irak-Kuzey Suriye çelişkisi
    • 25 Ağustos 2012 ''Çözüm'' denilince ne anlaşılıyor?
    • 23 Ağustos 2012 Sadece cenazede değil
    • 19 Ağustos 2012 PKK’nın ''kontrol bende'' mesajı
    • 15 Ağustos 2012 PKK ile ilgili yanılgılar
    • 8 Ağustos 2012 Şemdinli’de neler oluyor?
    • 6 Ağustos 2012 PKK saldırılarının şifreleri
    • 5 Ağustos 2012 Büyük tasfiye
    • 29 Temmuz 2012 Kuzey Irak’ta ağzı sütten yanan Türkiye
    • 27 Temmuz 2012 Ankara’nın Barzani tercihi
    • 26 Temmuz 2012 PKK ve Kürt sorunu boyut değiştiriyor
    • 22 Temmuz 2012 Esad’ın tutunması artık çok zor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,051 µs