En Sıcak Konular

Ergun Babahan


Ergun Babahan
0 0 0000

Alternatifsizlik ve solun hali



Türkiye siyaseti son dönemin en kısır yıllarını yaşıyor. AK Parti dışında, güçlü bir siyasi hareket ortaya çıkmıyor. Bu da, iktidara alternatifsiz bir görüntü vererek kimi odakları telaşa kaptırıyor. Bu telaşın sonuçlarını da farklı yollarla görüyoruz.

Ekonomideki gidişat elbette bu tabloyu değiştirebilir. Ancak, Öcalan'ın yakalanması gibi büyük bir sürpriz gelişme olmazsa, ekonomideki olası bir olumsuz gelişmenin sadece AK Parti oylarını azaltacağını, bu ortamda çok güçlü bir alternatif yaratamayacağını söyleyebiliriz.

Hem merkez sağda, hem de solda birden fazla partinin bulunması böyle bir gelişmenin önemli bir etkeni ama bu tek başına mevcut durumu açıklamaya yeterli değil bence. Sorun, ideleojik kafa karışıklığı ve disiplinli yapıların ortaya çıkarılamaması. Bu, sol için daha geçerli bir değerlendirme.

CHP lideri Baykal'ın merkez sağdan isimlere kapıları açabileceklerini söylemesi, bu kafa karışıklığının en açık göstergesi. CHP elbette solun uç yelpazesinde yer alan bir parti değil. Ama kendisini sol olarak tanımlayan bir partinin, özgürlük, adalet, laiklik gibi konularda, kendisini merkezin sağında gören parti ve bireylerden farklı yaklaşım ve değerleri olması gerekir.

CHP'nin merkez sağ ve solu tek çatı altında topladığı dönemler olmuştur tabii ki ama bu dönem çok geride kalmış olan tek parti dönemidir. Fethi Okyar'ın tepeden kumandalı Serbest Fırka deneyiminin ardından Bayar-Menderes girişimi bu döneme noktayı koymuştur. Bugün solun ihtiyacı merkez soldan aday veya fikir almak değil, özgün özgürlükçü fikirlerle ortaya çıkmak, gelir dağılımı, Avrupa Birliği, hukukun üstünlüğü gibi konularda sağlam bir duruş ortaya koymaktır.

CHP'nin sorunu yeterince sağ olamamak değil, yeterince sol olamamaktır. CHP'nin duruşu önemlidir çünkü beğenelim veya beğenmeyelim Türkiye'deki sol mücadelenin önemli bir tarihi kurumudur.

Bu nedenle, sivil siyasete alternatifsizliğin doruk noktaya çıktığı bir noktada, CHP'ye düşen solun farklı renklerini çatısı altında birleştirip güçlü bir merkez oluşturabilmektir. Türkiye, çalışanların örgütlenme hakkının fiilen elinden alındığı, sağlık hizmeti haklarının kısıtlandığı, kitlelerin eğitim koşullarının hızla gerilediği, çocukların okul yerine sokaklara yönlendirildiği bir ülkeye dönüşmektedir.

Sosyal demokrat bir hareketin bu temel sorunlara farklı çözümler bulup ortaya koyma yeteneğinde olması gerekir. Ancak CHP topluma böyle bir güven ve vizyon vermemektedir. Baykal'ın arayışına girdiği merkez sağdaki isimlerin de böyle bir bakış açısı getirmesi mümkün değildir.

CHP'nin öncelikle yapması gereken Avrupa Birliği'ne karşı net bir tutum alması, ardından ülkenin demokrat tüm güçlerini kendi çatısı altında bir ittifak oluşturacak biçimde bir siyaset rotası çizmek olmalıdır. Türkiye'nin yeterince sağcısı ve sağ partisi var. Merkez sağ isimler gidip siyasi geleceklerini bu partilerde arayabilir.

CHP düşen ülkenin demokrat, sosyal demokrat ve hatta sosyalist güçlerine siyaset yapabileckleri bir zemin yaratmak olmalıdır. Böyle bir parti, Kürt sorunundan gelir dağılımına, türbandan vicdan özgürlüğüne kadar bir çok konuda sağ partilerden daha sağlıklı bir duruş sergileyebilir.

Sadece bununla kalmaz, meşru zemin dışındaki alternatif arayışlarına da set çeker.

Bu yazı 923 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Mayıs 2012 Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin
    • 4 Nisan 2012 Benim darbecim insanlık suçu işlemez
    • 24 Mart 2012 Ergenekon ve psikolojik savaş
    • 14 Mart 2012 Kürt meselesinde tarihi uyarı
    • 7 Mart 2012 Türkiye, AB için neden önemli!
    • 4 Mart 2012 Medya nasıl kurtulur?
    • 3 Mart 2012 Medya eliyle hükümet devirmek de darbedir!
    • 19 Şubat 2012 Sayın Başbakan 3’üncü dönemler hep zor geçer!
    • 15 Şubat 2012 Washington’ın Türkiye’ye bakışı
    • 14 Şubat 2012 Gazetecinin suç işleme özgürlüğü
    • 7 Şubat 2012 Tencere dibin kara
    • 5 Şubat 2012 Sadece ordu yetmez devleti sıfırdan kurmalı
    • 22 Ocak 2012 Barlas, Özkök’ü neden uyarmıştı!
    • 3 Ocak 2012 Bu facia AK Parti için çok ciddi alarm
    • 13 Aralık 2011 Siyaset ve sadakat
    • 11 Aralık 2011 Bu iddianamede ciddi şike var!
    • 6 Aralık 2011 İşte kahramanınız Kozinoğlu!
    • 22 Kasım 2011 CHP, Dersim ve Ermeni kırımı!
    • 19 Kasım 2011 Atatürk milliyetçiliği ‘Ne Mutlu Türküm’ demektir
    • 15 Kasım 2011 Ulusalcılara bir iyi bir de kötü haber

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    23,335 µs