En Sıcak Konular

Hasan Tevfik



Hasan Tevfik
0 0 0000

Harlem’le özel bir gece



Efendim.. Çatlayabilirsiniz...

Ankara’ya geldikleri akşam “Harlem”le birlikteydim! Evet onlar.. Küresel çapta şöhretli basketbol sohw takımı.

Ahalinin, herkes Amerikan basketbolu uzmanıymış gibi, birbirini ezerek ve dahi 35 milyon Türk lirası toka ederek zar zor izlediği, on katı adamında “izleyemedik” diye hayıflandığı Harlem’le akşamı beraber geçirdik.

Eğlenceli çocuklar! Uzunlar ama olsun. Kimse kusursuz değil.

Bendeniz, şimdiki yeni-yetmeler gibi tank görünüşlü “Nıke”ları ayağıma geçirerek basketbol oynama şansına sahip olamadım.

Bizim zamanımız, 12 Eylül sonrası, yeni gençlik ikircikli işlere bulaşmasın diye her mahalleye basketbol sahası yapılan döneme denk düşer. Sokak arasında uzun yıllar basketbol oynadım ve okulu da bir güzel serdim.

Bizim zamanımız “Beyaz Gölge” zamanıydı.. “Koç” TV’ye çıktı mı mahallenin tüm veletleri sokağı boşaltırdık.

Harlem’le hukukumuz işte o kadar eskidir. 

Neyse.. Nostaljiyi es geçelim.. Söylemesi ayıp, yine Amerikan elçisinin evindeyiz. Herkes “casual”! Resmiyet yok yani.

Kalabalık da değiliz.

Yalnız Harlem’in geleceğini öğrenen davetliler “cüceleri” de getirmişler. Çocuklarını yani. Onun için biraz gürültü var.

Harlem otobüsünün geldiğini pencereden gördük. Çocuklar çığlıklar içinde kapıya yüklendi. Eh, biz gençliğimizde böyle bir şansı yakalayamadığımızdan anlayış gösterip, geri durduk. Harlem de salona girmeye başladı.

Giriyolar giriyorlar bitmiyor. Yani boy olarak. Zencilerin irisi de başka oluyor. Cüceler bunların etrafını sardığından durum daha da komik görünüyor.

Bir sürü siyahi Güliver odaya girmiş gibi. Büyükelçi ile eşleri “hoşgeldiniz” dedi. Yani biz tam göremiyoruz ama öyle olmalı.

Fakat ben ciddi hayal kırıklığına uğradım..

Bunlar ne?. Hepsi kıtipiyoz veletler.. Yav bunlardan Harlem olur mu?. Bizim zamanımızın protest Harlem’i nere bunlar nere...

Kafalar dazlak, dişler-artık Misvak falan mı kullanıyorlar nedir-ışıl ışıl, yaylanarak yürüyen, kulakları tek taş pırlantalı “cool” bir güruh!

Biraz moralim bozuldu. Eski dostları aradım, bulamadım.

Hani o, Beyaz Gölge’de, Koç Reeves’in gizlice Harlem’i okula sokup, aldıkları galibiyet serisi yüzünden burnu kalkan takımına ders vermek için maça soyundurduğu bölümde... 

Hani “Kuliç”, maç başlamak üzereyken ayakkabısını bağlamak üzere eğilmiş Harlem pivotunun yanına gelip-elbette 2.05’lik boyuna da güvenerek-, “biraz sonra üzerinden bir “Jump Shoot” atacam, bil bakalım nereye girecek” diye sorduğu...

Hani, adamın 2.20’lik boyuyla kalkıp, “ağzına” diye cevap verdiği bölümdeki Harlem oyuncularını!

Hiçbiri yoktu elbette.

Heyecanım kursağımda kaldı.. Ama “Coach” girene kadar. İşte o... Gerçek Harlem’den biri!

Misafirlerse imza, fotoğraf peşinde... Adamlar maçtan çıkmış ama bu yoğun ilgiyi büyük nezaketle ve mütevazılıkla karşıladılar. Herkesle tek tek ilgilendiler. Sağda solda utangaçlıklarından takıma yanaşamayan küçük çocukları bile unutmadılar. Ellerinden tutup beraber fotoğraf çektirdiler.

Dandik cep telefonlarıyla fotoğraf çektirip, kötü çıkınca yeniden çektirmek isteyenlere sabırla davrandılar ve hep güldüler. Gençler için gerçekten eğlenceliydi. Amerikan propaganda sistematiği böyle birşeydir işte. Kapılıp gidersiniz.

Bense oyuncuları fazla sallamadım. Beni Harlem’im değildi onlar. Sadece Koç’u izledim. O, kalabalığa fazla karışmadı. Gençler de onu pek tanımadığından, eh biraz da yaşlı gördüklerinden çok itibar etmediler.

Ama ben ettim... Clyde Sinclair’in yanına doğru yürümeye başladım…

Köşede yetiştirdiği oyuncuları izlerken eski şaşalı ama gerçek Harlem günlerini anımsadığını sezebiliyordum.

Geldiğimi fark etti ve hemen gülümsedi. Hiç, resmi “How Are You”, “Nıce to meet You” geyiğine falan girmedim.

Eski dost olduğumu anlamıştı…

Baya baya “sokak” konuştum… “What’s up dute!”

“How U Doing” diye tersten yanıtladı.

İnanmayacaksınız.. El sıkışmadık. Sarıldık. (İnanmayanlar fotoğrafın tadını çıkarabilir.)

Eski günlerden konuştuk. Benim kuşağımın onları nasıl izlediğini/tutkusunu anlattım. Çok şaşırdı. “Vay canına” dedi... “Hiçbir fikrim yoktu. Gerçekten harika. Bunları dönünce bizimkilere kesin anlatacağım. Bana e-mail’ını ver.”

Bu yazı biraz kişisel oldu. Diplomasi kulisi falan yazamadık. Oysa Ankara’daki en eğlenceli toplantılardan biriydi.

Bu seferlik bağışlayınız.



Bu yazı 786 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 12 Ocak 2007 Diplomatik televole turu!
    • 12 Ocak 2007 Hangi bayan diplomat kan revan içinde bulundu?
    • 12 Ocak 2007 Diplomatik eşcinseller meselesi – II
    • 12 Ocak 2007 Diplomatik eşcinseller meselesi - I
    • 12 Ocak 2007 Harlem’le özel bir gece
    • 12 Ocak 2007 Ross Wilson’la başbaşa: Kuzey-Kuzeydoğu!
    • 12 Ocak 2007 İkinci perde!
    • 12 Ocak 2007 İkinci perde!
    • 12 Ocak 2007 25 diplomatın pastırma notları!
    • 12 Ocak 2007 Bir Türk subayı ile bir Amerikan subayının farkı!
    • 12 Ocak 2007 Elçilik Bahçesi’nde havai fişek saldırısı
    • 12 Ocak 2007 Born of the fourth of July-2
    • 12 Ocak 2007 Amerikan elçisinin kapısı kimlere açılır? (4 Temmuz-1)
    • 11 Ocak 2007 Amerikan tarzı kravat ve Westmacott’un kırmızı çorapları!
    • 11 Ocak 2007 Türk kadınların elini öpün; Türkiye’deki yabancıların üzerinde kıyafet durmuyor!
    • 11 Ocak 2007 ABD Büyükelçisi’nin eşine kendi adıyla seslenin!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,866 µs