En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Bu Ertuğrul Özkök adamı çıldırtır...



Diyeceksiniz ki, ‘Yine mi Ertuğrul Özkök?’ Korkarım, bu gidişle hep Ertuğrul Özkök olacak, başka da bir şey olmayacak.

Bir defa, adam enteresan bir adam...

Böylesini ne Türk basını, ne de dünya basını gördü.

Kendini gündeme getirmenin küçük, basit, ‘tenezzül edilmez’ yollarını kullanmaktan imtina etmiyor, nerden ses getireceğini biliyor, sıkıştığında küçük kurnazlıklara tevessül etmekten kaçınmıyor falan filan da, bunlar son tahlilde insani refleksler.

Böyle yaptığı için yadırgamıyorum onu.

Böyle bir adam olduğu için yadırgıyorum.

İnsan, tamam, hayatını belli bir ‘esneklik’ üzerine kurabilir... Kabaca söylemek gerekirse, ne solcudur, ne sağcıdır, ‘kesin inançlılık’la arasına bir mesafe koymuştur.

Daha da kabaca söylersek, bir insan sağcıyla sağcı, solcuyla solcu, laikle laik, antilaikle antilaik olabilir. Tanımlamalar onun için belirleyici değildir ve zaten tanımlamaların belirleyici olması da beklenmemelidir.

Fakat, herşeye rağmen, insanda bir ‘eksen’ olur.

Bütün savrulmalara, bütün zigzaglara, bütün dönüşümlere rağmen, insan, kendisini ‘insan’ kılan temel hususiyetleri korur ve bu ona bir saygınlık da kazandırır.

Görüşlerine katılmasak da, ilkel ve banal bulsak da, kendi dünyamıza ait biri gibi görmesek de, bir eksen üzere olduğu için biz o insana saygı duyarız.

Konu ne?

Başbakan’ın bir torunu olmuştur. Doğum için dışarıdan bir doktor getirtilmiştir. Hasta yakınları, ‘hasta hakları’ gereği, doğuma ait bilgileri kamuoyundan gizlemektedir.

Bitmiştir.

Fakat Ertuğrul Özkök’e göre bitmemiştir.

İyi bir sosyal demokrat olan, laikliği iptidai sorulara indirgemeyen eşi (yani bayan Özkök) buna demiş ki, ‘Ben doğumu bir erkek mi yoksa kadın doktorun mu yaptırdığını merak ediyorum?’

O sorunca, bizimki de merak etmiş. Hemen istihbarat şefine bir araştırma yapmasını söylemiş. Ama istediği bilgileri elde edememiş.

Diyor ki? ‘Neden bilgi verilmiyor? Kamuoyunun bu soruyu merak etme hakkı yok mu? Hasta mahremiyeti bu alanı da kapsıyor mu?’

Bunları yazarken de, araya ‘Sakın yanlış anlamayın’ cümlesini sıkıştırmayı ihmal etmiyor tabii.

Niye yanlış anlamayacakmışız?

Bal gibi de yanlış anlıyoruz.

Sen, hasta haklarına ait bilgilerin niçin uluorta faş edilmediğini merak edeceksin, bu merakın ‘laik-antilaik’ kavrayışına ilişkin birtakım çıkarımlar yapılmasına yol açacak ve biz yanlış anlamayacağız, öyle mi?

Bir yerde de şunu söylüyor: ‘Her hastanın doktor seçme hakkı olmalı diye düşünüyorum. Ben de genital organlarımın bir kadın doktor tarafından muayene edilmesini istemeyebilirim. Ama... İş doktorun hasta tercih hakkına gelince, işte o noktada hiçbir ayırımcılığı asla kabul edemiyorum.’

Şunu demek istiyor:

Başbakan’ın kızına doğum yaptıran doktor hasta seçmiştir.

Niye ‘Bu Ertuğrul Özkök adamı çıldırtır’ dediğim anlaşılmıştır herhalde.

Sanki ortaya bir doktor fırlamış da, ‘Dur ben bir hasta seçeyim. Seçtiğim hasta da Başbakan’ın kızı olsun’ demiş gibi.

Herkesin bildiği gibi, buradaki olay ‘doktorun hasta seçmesi’ değil, ‘hastanın doktor seçmesi’dir...

Hadi, ‘teslis’le ‘tevhid’ arasındaki farkı bilmiyorsun, başkalarının ‘testis’i üzerinden irtica kampanyaları yürütüyorsun... Bari yazdığın yazıyı doğru oku. Bakalım, kim kimi seçmiş!

Kendi kendine şunu sormayı da ihmal etme tabii: ‘Nedir benim bu hallerim? Ben böyle eksensiz daha nereye kadar gidebilirim?’



Bu yazı 773 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,123 µs