0 0 0000

Çıkarılacak dersler

Kanlı Danıştay baskını önemli bir dönüm noktasıdır; buradan yeterince ders alınmazsa, korkarım daha kötü olaylar yaşanabilir. O yüzden, affınıza sığınarak muhataplarına bir iki cümle sarf etmek isterim.

CUMHURBAŞKANI’NA: Sayın Cumhurbaşkanım, Danıştay’a yapılan hain saldır ı sonrası gösterdiğiniz duyarlılığı kamuoyu takdirle karşılayacaktı; ancak siz acele ettiniz ve tansiyonu yükseltici demeçler verdiniz. Üstelik hayatını hukuka adamış bir insan olarak, deliller üzerine konuşacağınıza Türkiye’yi laik-anti laik kavgasına götürecek bir tezcanlılıkla yaklaştınız olaya. Oysa fail ele geçirilmişti ve bu adamın karanlık bağlantılarına bakılması gerekiyordu. Hadise aydınlandıkça sizin söyledikleriniz tarihî bir hata olarak geçti siyasi literatüre. Makamınızın ulviyeti açısından sizin yangına körükle gitmemeniz gerekiyordu. Zaten adınızı komitacı-gazetecilerle yâd edenler var. Bu olaydaki tavrınız sizinle ilgili yanlış algıyı güçlendirdi. Umarım altından çeteler çıkan ve sizi zor durumda bırakan saldırıdan ders çıkarır, bu ülkenin birliği ve dirliği üzerine birleştiricilikten başka seçeneği olmayan görevinizin size yüklediği tarihî sorumluluk içinde yaklaşırsınız olaylara...

HÜKÜMETE: Değerli hükümet yetkilileri, olayların buralara kadar gelip dayanacağı biliniyordu. Siyaseti karıştırmak isteyenlerin gizli planlar peşinde olduğunu sağır sultanlar duymuştu. Ancak AK Parti’nin tek başına Meclis’te olması sizi rehavete sevk etmiş olabilir. Dostane yapılan ikazları bile “canım siz de çok evhamlısınız, iktidarımız her şeye hâkimdir” nevinden cümlelerle savuşturdunuz. Danıştay baskınından önce ortaya çıkan çetelerin üzerine tam gidilemedi. Sauna çetesi kendini “gayrı nizami harp” cümlesiyle özetliyordu. Bursa’daki çetede de benzer bir yapılanma vardı. Şemdinli’ye hiç girmiyorum; boşlukları başka güçler doldurdu çünkü. Sanırım şimdi anlamışsınızdır Türkiye’de neler döndüğünü ve birkaç saat içinde ülkenin havasının nasıl değiştirilebileceğini...

MUHALEFETE: Önce CHP: Maalesef Danıştay baskınında çok kötü bir sınav verdiniz. Alçak saldırı duyulur duyulmaz hastaneye üşüştünüz ve akıl almaz beyanlarda bulundunuz. Millî birlik ve beraberliğe en muhtaç olduğumuz günde parçalayıcı bir üslupla kanlı olaydan siyasî çıkar elde etmeye çalıştınız. Deniz Baykal’ın cinayet sonrası “Siyasete kan bulaştı.” sözü de yanlış. Danıştay siyasi bir makam değil ki! “Rejim tehlikede” mesajıyla politika yapılamaz; yapılırsa da yanlış sonuçlar doğurur. Bu “Halk Partisi” ne zaman gerçek bir halk partisi olacak? Olayın üzerindeki sis perdesi dağıldıkça, CHP zor durumda kaldı.

Sokaktaki insan, halkı birbirine düşürecek çete cinayetinde CHP’den daha sorumlu bir muhalefet bekliyordu. Bu olmadı, CHP’de hasar büyük; inanmazsanız sokağa kulak verin, Kocatepe’deki örgütlü kalabalıktan bambaşka bir sada duyacaksınız sokakta.

ANAP, DYP, BBP, MHP gibi partiler, çok daha duyarlı ve sorumlu davrandılar ve gösterdiler ki sosyal çatışmayı amaçlayan hain eylemler üzerine ucuz siyaset yapılamaz. Bu haliyle hem takdir topladılar hem de sorumlu muhalefet anlayışını ortaya koyarak CHP’yi boşlukta bıraktılar...

TÜRK MİLLETİNE: Ey tarihi komplolarla yoğrulmuş yüce millet! Biliyorum farkındasın; “bu ülke batarsa batsın, umurumda değil; yeter ki hükümranlığım devam etsin” diyen bir zümre var bu ülkede. Onların umurunda değil muhtemel bir kriz, umurunda değil cepheleşme, umurunda değil... Sen sağ-sol kavgasından, Alevî-Sünnî çatışmasından, laik-anti laik mücadelesinden dolayı çok acı çektin. Hadiseler soğuyunca gördün ki siyaset ve toplum mühendisleri ile psikolojik harp uzmanları kafa kafaya vermiş seni çatışmanın tam göbeğine yerleştirmiş. Daha önce bu tuzaklara çok düştün ey güzel halkım! Hiç olmazsa bu sefer daha soğukkanlı kal! Bak göreceksin bu millet sağduyuyla bu badireyi de aşacak; aşınca daha yaşanır, daha özgür, daha demokrat bir Türkiye bulacak...

Bu yazı 906 defa okundu.